16. Bölüm - Bir umut

18 6 12
                                    

Yine hikayeye aydınlık getirecek olan bir bölüm ile buradayım. Bu bölümde Mustafanın neler yaşadığını okuyacağız kuzularım. Bakalım bu bipolar hastasının aklından neler geçiyormuş? Oy vermeyi unutmayın!

~~~~~~

Hayır hayır olamaz, olamaz ağabeyim ölmedi, o ölmedi. Ölemez o, bunu ben yapmadım, ağabeyim bırakmaz beni, gitmez. Verdiği sözleri tutar o, ağabeeeyyy uyaaağn. Feryat figan olmuştum, sesim acı dolu çıkıyordu fakat bir o kadarda isyankâr. Mehmet ağabeyim beni bırakmazdı. O gitmezdi. Beni bu fani dünyada tek bırakmazdı, sözünü tutardı. Ama onu ben koparmıştım kendimden öyle değil mi? Beni koşulsuz sevdiğinden emin olduğum tek can dostumu, kardeşimi ve babam gibi olan ağabeyimi ben öldürmüştüm. Engel olamadığım bir sinir patlamasında savrulacak yer arıyordum, bu da ne yazık ki kendi ağabeyimin yanı olmuştu. O an ne kadar doğru gelse ve içimi rahatlatsada şu an acıdan ve üzüntüden kahroluyordum. O ne yapardı buz gibi toprağın altında. Babam kadar güçlü ve korkusuz değildi ki o. Bana kol kanat gersede kendi de hep korkardı bir şeyin olmasından. O üşür, yalnız kalamaz o kefende. Korkar. Ağabeyim karanlıktan korkar, toprağın altı karanlık olur yapamaz o, o yapamaz. Küçükken dahi odamızda hep bir gece lambası olurdu. Asla kapanmazdı, ışık birden kapanır ve korkarsa diye hep ilk onun uykuya dalmasını beklerdim. Çocuk aklı işte, neyin ne olduğunu bilmeden canının parçasına sahip çıkmaktı bu. Gözümün önünde canlanan geceyi hatırlayınca gözlerimde ki yaşlar usul usul yanaklarımdan akarken yüzümde buruk bir tebessüm oluştu.

Bunun üzerine çaprazımda konuşmamı bekleyen doktoru hatırladım. Yine aynı şeyler olacaktı. Duygu karmaşası yaşadığımdan dolayı beni terapiye alacaklardı ve ben iyileşmek yerine daha da delirecektim. Bu da zaten tedaviyi reddetme sebebimdi işte. Kadına cevap vermemeye ant içmiştim, ağızımdan benim aleyhime olacak hiç bir şey çıkmayacaktı.

"Mustafa, en azından bugün ağabeyinizle olanları anlatın. Kavga sebebinizi, neyin nasıl olduğunu bilmemiz gerekiyor." Kavga sebebimiz... Bana ihanet etmişti o. Ilk kez ondan beklemediğim bir darbe aldım. Beni aramış ve Ahsenin evinde kalmamın doğru olmadığını söylemişti. Doğru ya da yanlış, istediğim yerde kalırdım ben. Fakat bundan sonra bana karışacak bir ağabeyim yoktu. "Ağabeyy neden, neden bıraktın beni. Neden beni üzüyorsun, neden yarı yolda bırakıyorsun. Ölmedin, ölemezsin". Doktor bir müddet daha bekledikten sonra içeri bir polis girdi. Bir şeyler konuşmuşlardı fakat benim aklım onlarda değildi. Doktor umudunu kesti ve daha sonra geri döneceğini iletip çıktı odadan. Fısıltılı şekilde "sevdiğim kadına göz koymuş zavallı piç, olması gerekeni yaptım" dedim kendi kendime. Bunu elbette onlara itiraf etmeyecektim. Ilk fırsatta benim buradan çıkmam lazımdı, Ahsenime sahip çıkıp onu o adamlardan korumam lazımdı. Senelerce uzaktan sevdiğim kadına ben dahi kıyamazken, kendi ağabeyim dahi göz koymuştu, onu düşünmüştü. Ahseni kimse aklına sokamaz, sokmamalı. Daha az önce Mehmet için üzülürken şimdi yine kin besliyordum, bazen ben dahi anlayamıyordum yaşadığım hisleri. Tek anladığım ve bildiğim ise yalanlar uydurup bu odadan çıkmam gerektiğiydi.

"Doktoru çağırın bana" fazla sürmeyen bir bekleme süresinden sonra doktor gelmişti. Birer birer planladığım yalanımı anlatmıştım, bir ara ben dahi inanacaktım söylediklerime. Gözlerimden akan timsah gözyaşlarım ile doktoru kandırmam zor olmamıştı, daha doğrusu ben öyle sanıyordum. Bu konuda daha fazla konuşmak veya sorgulanmak istenmediğimi söylemiştim kadına ve konuşup gitmesini bekliyordum. Zırt pırt içeri girecek olurlarsa ben çıkamazdım buradan. "Peki Mustafa bey, daha fazla zorluk çıkarmayıp benimle konuştuğunuz için teşekkür ederim. Verdiğiniz bilgileri polislere aktarmam gerekiyor, ağabeyinizin ölümü kayıt edilecek ve ölüm sebebide buna dahil. Sizi bir süre burada misafir edeceğiz sonrasında ise farklı bir kliniğe sevk edeceğiz. Olanları düşünmemeye çalışın, kendi sağlığınız için". Aynen canım kesin öyledir. Doktor odadan çıkar çıkmaz kapıda ki polis ile konuşmaya başladı, onlar konuşarak kapıdan ayrıldıklarında etrafın bir nebze de olsa sakinleşmesini bekledim. Fırsatımı kolluyordum ve o fırsat anında benim ayağıma gelmişti. Usul usul adımlarımı atarken doktor birden arkasını döndü. Görülmemiş olmayı dilerken bir duvarın arkasına geçtim ve hareket etmedim. Bir kaç saniye sonrasında kafamı hafiften çıkartıp baktığımda ikiside ortalarda görünmüyordu. Rahat bir nefes alıp asıl gayemi hatırladım ve acil çıkışına doğru ilerledim. Bu sırada üzerimde ki hastane elbisesini hafif yukarı toplayıp üzerine ilk geldiğimde yanımda bulunan hırkayı geçirdim. Dikkat çekmeden hastaneden çıkmayı başardığımda ise taksiye binmenin aptalca olacağına karar verdim ve saçlarımı gözümün önüne örtüp kafamı yere eğerek yürümeye başladım. Nereye gittiğimi çok iyi biliyordum.

Saat 00:00 olmak üzereydi. Yürümek uzun sürmüştü ama buraya gece varmış olmam daha iyi olurdu. Etrafta oturanlar hep yaşlı insanlar olduklarından dolayı erkenden yatarlardı ve beni görebilecek kimse olmazdı. Elim ürpertici bir yavaşlıkta kapıyı çaldığında kapının yanında ki duvarın arkasına geçtim ve bekledim. Elbette bu saatte uyumamıştı, yattığı saatleri ve uyandığı saatleri dahi not ederdim. Her şeyin yolunda olup olmadığını genelde uyandığı saatlerden anlardım. Düşüncelerime dalmışken kapı açıldı ve kalbimin sahibi cümleler şakımaya başladı. Boş bir görüntü ile karşılaştığında suratı öyle güzel şekilde ifadelerini belli ediyordu ki, sevmemek elde değildi. Cebimde tuttuğum eteri mendile damlattım ve elimde hazırladım. Tam kafasını benden aksi tarafa çevirdiği sırada yerimden çıktım ve elimi ağzına kapattım. İnsan sevdiği kadını böyle zor durumda bırakmak istemezdi elbet ama hastaneden kaçtığımı anladığı anda her şey sarpa saracaktı. Beni eve almazdı ve yüzüme dahi bakmazdı. İçimdeki kuruntulara el vermedim ve etrafımı kontrol edip gönlümün prensesini içeri taşıdım. Belki bir gün bu eşikten gelinliği üzerinde ve yine kucağımda olacak şekilde girerdik. Umarım...

~~~~~~

Nasıldı sizce kuzularım? Bu bölümü fazla uzatmanın anlamı olmayacağından dolayı attım. Önümüzde ki bölüm her zaman ki bakış açımıza döneceğiz ve Ahsen hanımın düşünceleri ile baş başa kalacağız. İyi beklemeler dilerim, kendinize iyi bakın.

Kalbin HatasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin