4. Bölüm - Toparlanış

33 18 18
                                    

Selamlar
Kendimi birazda olsa toparladım ve kitabı yazarak kafamı dağıtmaya karar verdim. Umarım istediğimiz gibi gider hikaye ve memnun kalırız. Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım. İyi okumalar!

                                      ~~~~~~

Bazen düşünüyordum, acaba o da bana karşı ilgi duyuyor mudur diye. Geride bu düşünce çok saçma geliyordu, neden kardeşi gibi gördüğü ve bunu arada dile getirdiği kişiye karşı bir şeyler hissetsin ki. Ben hissediyordum ama işte, ya da öyle sanıyordum. Her hareketi çekici geliyordu, her hareketinde kendimi kaptırıyordum ona ve daha da saplanıyordum onu sevdiğim düşüncesine. Hayat neden böyle gerçekten, tutup en sevdiğim arkadaşıma karşı bir şeyler hissettiriyor ve bu arkadaşlığı o şekilde bozmaya çabalıyor. Elbette bir ilişkiye başlayıp bu arkadaşlığı bitirmek istemiyorum ama ona bu kadar yakınken uzak kalmak çok zor. Bu duyguları nasıl anlatacağımı dahi bilmiyorum sanırım. Sevgimi yanlış anlamışta olabilirim, o yüzden bir müddet önce ki haftalar gibi bu durumu görmezden geleceğim, en azından deneyeceğim.

Gün ışığının odama düşmesi ile beraber gözlerimi araladım. Aydınlık hava gözlerimi açmama engel olurken bende bıkkınlık ile tekrar yastığıma gömdüm suratımı. Tekrar uykuya dalacağım sıra odamın kapısı bir hışım ile açıldı ve üzerime öküz gibi atlayan Mustafa ile gözlerim korkuyla yuvalarından çıkacakmış gibi oldu.

"Kalk artık kalk kalkkkkkk" offf diyerek bağıran Mustafayı üzerimden itmeye çalıştım, bana yardımcı olarak yükünü diğer tarafına verdi ve yanıma uzandı. "Öğlen oldu, prensesimiz sofraya teşrif etmeyi düşünmüyor ama sanırım" "ya abartma bee sanki sen sabahın yedisinde kalktında sofra kurdun, iyiki benden biraz önce uyandın. Şuna bak pijamanı bile değişmemişsin" diyerek söylendim ve o an tamamen ayılmıştım.

"Ya uzatma be, kalkta sofraya oturalım artık, iyice acıktım" diyen Mustafayı yatakta tek bırakarak banyoya elimi yüzümü yıkamak için girdim. Aynaya bakmanın pişmanlığını yaşarken saçımı düzeltmeye çalıştım fakat nafileydi, hep vahşi uyuyan biri olmuştum. Yatağın tümünü kaplar ve uzuvlarım bir birinden alakasız hareket ederlerdi.

Cildim son zamanlarda çok bozulmuştu ve ilaç kullanmaya başlamıştım, dermatolog arkadaşımdan bir iki tavsiye üzerine cilt bakım rutinimi değiştirmiş ve şu anda da onu uyguluyordum. Cildim parlak ve canlı gözüküyorken banyodan çıktım ve dolabıma yürüdüm, oda boştu ve bu demek oluyordu ki Musti beni sofrada bekliyordu. Onu daha fazla bekletmemek için üzerime gri renginde olan eşofman takımımı giyindim ve saçımı tepemde topladım.

Sofrayı Mustafa sermiş olduğu için toplamasınıda ben yaptım. Sonunda kendimi koltuğa attığımda aklıma dün akşam sormak istediğim soru geldi, "dün niye o saatte geldin ki buraya, nerden çıktı hani". "Hastaneden çıktığını söylemediğin için bende bunu söylemicem, hem önemsiz bir şeydi, yalnız kalmamış oldun işte" Mustafa genelde böyle olduğu için daha fazla üstelemedim ve telefonumla oynamaya başladım, o da aynısını yaptığı için uzun süreliğine bir sessizlik oluşmuştu.

Kuzenim Zişanın araması ile telefonu açıp Mustafadan uzaklaştım, yaşattığını yaşatmak istemedim kessinlikle(!) Zişanla aramızda iki yaş vardı ve kendisinin düğününü bir kaç ay önce yapmıştık, o zamandan beri sadece bir kaç kere yazışmıştık ve bu yüzden şaşırmıştım. Açtığımda ise yine enerjik sesiyle günümü daha da güzelleştirdi, onun bu huyunu seviyordum. Ne olursa olsun hep pozitifti. Telefonda uzun süre beni tatile gitmek için ikna etmeye çalışmıştı, bu savaşın sonunda galip gelmiştim ve kabul etmiştim. Bir süre kafamı dağıtsam güzel olurdu gerçekten.

Telefonu kapatıp Mustafanın yanına döndüğümde bana şaşkın şaşkın bakıyordu, kimin aradığını sorduğunda ise "hiiç öyle arkadaş" dedim ve odama çıktım. Hanımefendi biletleri almış bile ama beni ikna etmeyi sona bırakıyordu. Kendi kendime konuştuktan sonra dolaptan valizimi çıkarttım, 10 günlüğüne gittiğimiz için çokta bir şey almaya gerek yok diye düşündüm, sonuçta oradan da alışveriş yapardım. Tam valizimi kapatacakken içeri Mustafa girdi, onu umursamadan valizi kapattım ve odanın bir köşesine ittim. Neler olduğunu soran Mustafaya tatil planını anlattım ve pek hoşuna gitmemiş olacaktı ki dudağını bükmüş ve bana kaşlarını çatmıştı. Son olaylardan dolayı kafa dağıtmanın bana iyi geleceğini anlattığımda beni anlayışla karşıladı ve onayladı, sanki ben onun onayı olamadan gidemicekmişim gibi. İstediği kadar benim evimde kalabileceğini söyledim ve portmantoda bulunan yedek anahtarları ona verdim.

Eve gidip bir kaç parça elbise alacağını söyleyen Mustafayı başımı eğerek onayladım. O evi terk ettiği an bende Gazeli aradım, malum o da merak ederdi benim yokluğumu. Onu da haberdar ettikten sonra Rana ile dışarı çıkmak için hazırlandım. Rana benim liseden beri arkadaş olduğum kızdı, çok sık buluşmasak bile aramızda ki samimiyet ve güven asla azalmazdı. Sanırım herkesin hayatında böyle bir arkadaşı vardır. Evden çıktığımı ve anlaştığımız kafeye doğru hareket ettiğimi Ranaya söyledikten sonra arabayı çalıştırdım. Gittiğimiz yer çok uzak değildi fakat bizim sağımız solumuz belli olmazdı, her an farklı bir yere gidebilirdik. Kafe görüş alanıma girdiğinde park yeri aradım, buralarda park yeri bulmak bir eziyetti resmen. Her yer dolu olduğu için yürüme mesafesinde olan otoparka bıraktım arabayı ve tekrar kafeye ilerledim. Vardığımda Rananın çoktan yerine geçtiğini görünce adımlarımı hızlandırdım ve ona sarılmak için kollarımı açtım. O da aynı şekilde tepki verince yerlerimize geçtik.

Çok güzel geçen bir kaç saatin sonunda ayrıldık ve ben tekrar arabaya ilerliyordum ki telefonumun çalmasıyla çantama elimi attım. Mustafanın aradığını görünce açtım ve ses verdim, sesi gergin gelen Mustafa biraz yüksek bir sesle konuşuyordu. "Nerdesin kızım sen, 13 kere aradım ve yüzlerce mesaj attım, burada kalp krizi geçiriyordum" dediklerini teyit etmek için telefonu kulağımdan çektim ve söylediği gibi yüzlerce bildirim vardı ekranda. "Telefonumun sesi kapalıymış, yeni fark ettim aramalarını. Rana ile çıktık, telefon çantamdaydı, hem seni bu kadar telaşlandıracak noldu ki?" Bir süre sessiz kalan Mustafa sonunda "evde göremeyince merak ettim, telefonu açmayınca endişelendim sadece" dedi. Yoldayım geliyorum dedim ve cevabını beklemeden telefonu yüzüne kapattım.

Arabayı evin önüne park edip kapıya ilerledim. Kapıyı açmak için çantamdan anahtarımı çıkarttım ve elimi kaldırdım, o sırada kapı bir hışım ile açılmıştı. Bana aniden sarılan Mustafa ile ufak bir şok geçirdim ve kalbim ritimini bozdu.

~~~~~~

Bu bölüm hakkında ne düşünmem gerektiğini bilmiyorum arkadaşlar, güzel oldu gibi ama olmadı da. Aslında dün atacağımı söz vermiştim bazı değerli arkadaşlara fakat yetişmedi. Umarım keyifle okumuşsunuzdur. Bir daha ki bölüm görüşmek üzere!

Kalbin HatasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin