17

362 30 182
                                    

Bazen insan kendini bir rüyada gibi hissedebilir, bu rüyada sevdikleriyle en güzel anlarını geçirebilir. Ancak kimse pek inanmak istemese de, her güzel şeyin bir sonu vardır. Bazı sonlar insan uyandıktan sonra yüzünde güller açtırabilir, bazıları ise gözyaşlarının eşliğiyle devam eder.

......

Beomgyu sabah uyandığında yüzünün Taehyun'a dönük olduğunu fark etmişti. Karşısındaki manzara kadar etkileyici olan bedene uzun bir süre bakmak, Beomgyu'nun uykusunun uçup gitmesine neden olmuştu. Son zamanlarda, Taehyun'a karşı iyi birşeyler hissetmeye başlamıştı Beomgyu. Aşık değildi, belki ufak bir hoşlantı. Ama bu bile ikisinin huzurunu bozamazdı.

Beomgyu, Taehyun'un saçlarına dokunduğunda Taehyun'un gözlerini aniden açmasıyla Beomgyu çığlık atmıştı.

"S-sen uyumuyor muydun?"
Taehyun, Beomgyu'nun bu telaşlı haline gülmeden edememişti. Beomgyu genel olarak böyleydi. Bazen aşırı neşeli, bazen aşırı sakar bazense aşırı korkak oluyordu. Her hali Taehyun'u kendisine bağlamaya yetiyordu.

"Hayır, senin uyandığını anladığımda uyuyormuş taklidi yaptım."

Beomgyu anladığına dair ses çıkardığında, Taehyun kıkırdamıştı.

"Neye gülüyorsun?" diye sorduğunda Taehyun gülümsemesini yüzünden silmemeye özen göstererek yanıtlamıştı.
"Hiç, sanki boyama yaparken her yerine sürmüşsün gibi gözüküyorsun uzaktan."

Beomgyu, Taehyun'un ne dediğini anlamadığında eline telefonunu almış ve kamerasını açıp sırasıyla, yüzüne, boynuna, karnına ve dikkatlice dudaklarına bakmıştı. Neredeyse her yeri ya hafif pembe şekilde ya da koyu bir mor renk şeklinde kızarmıştı. Dün yaptıkları şeyler Beomgyu'nun aklına gelince biraz kızarmıştı yüzü. Kimin aklına gelse utanırdı.

Neredeyse akşama kadar, ikisi de sarmaş dolaş birbirlerinin hislerine çiçek açtırmışlardı. Sadece hislerine değil, vücutları da yaşananlara şahit olmuştu. Beomgyu'nun gözü en son dudaklarına kaydığında hala kızarık olduğunu fark etmişti. Bir eli dudağına giderken dokunmuş ancak sızlamasıyla elini geri çekmek zorunda kalmıştı.
Telefonunu geri koyduğunda kafasını Taehyun'un göğsünden yukarıya doğru bir yol çizmiş ve Taehyun'un da kendisinden bir farkı olmadığını fark etmişti.

"Sen sanki hiç boyanmamışsın." dediğinde Taehyun da telefonundan kendine bakmıştı. Beomgyu kadar olmasa da kendisinde de lekeler ve kızarıklıklar olduğunu fark etmiş ve gülümsemeden edememişti.

"Dün, o kadar kontrolden çıkmıştım ki, eğer sipariş ettiğim yemekler gelmeseydi sanırım yürümen biraz daha gecikebilirdi Beomgyu." dediğinde Beomgyu'nun gözleri kocaman açılmış ve sinirlendiğini belli eden sesler çıkartmıştı.

"Benim küçük bebeğim sinirlendi mi yoksa ?" dediğinde Beomgyu sırıtmıştı.

"Ben şimdi sana göstericem küçük bebeği Kang Taehyun." demiş ve ayağına dikkat ederek kafasının altına koymuş olduğu yastığı Taehyun'un kafasına fazla bastırmayarak üzerine çıkmıştı.

"Al sana bebek, şimdi kim bebekmiş ha?"
Beomgyu'nun fazla iddalı konuşması sonucu, Taehyun saniyelik bir kendine gelmesiyle yerlerini değiştirmiş ve şimdi Beomgyu bebek moduna geçmişti. Beomgyu'nun eliyle tekrardan yastığı almaya çalıştığını fark eden Taehyun tek eliyle Beomgyu'nun iki elini birden tutmuş ve kafasının üzerinde birleştirmişti.

°Unknown But Taegyu°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin