11

394 39 7
                                    

Taehyun ve Beomgyu eve geldiklerinde doktorun vermiş olduğu koltuk altı değneklerini almamışlardı. Daha doğrusu Beomgyu almak istemişti. Ama Taehyun almasına gerek olmadığını söyleyerek hastaneden çıkmışlardı. Beomgyu, Taehyun'un nedenini biliyordu. Bu onu sinir etse de, iyileşmesi gereken 2 eli ve 1 bileği vardı. İyileştikten sonrasına bakılırdı ancak şuan bir yere gidemezdi.

Beomgyu koltukta, kırık ayağını uzatarak oturmuş, öylece duvara bakıyordu. Taehyun ise telefonuyla meşguldü. Ne yaptığı umurunda değildi. Kafasını koltuğun yastığına yasladığında rahatlamanın vermiş olduğu hisle duvara bakmaya devam etmişti. Beomgyu'daki hareketliliği fark eden Taehyun bir süreliğine Beomgyu'ya bakmış bir sorun olmadığını fark ettiğinde tekrar telefonuna dönmüştü. Beomgyu yaklaşık 15 dakika gözünü hiç duvardan ayırmayarak bakmış ve bu da uykusunun gelmesine neden olmuştu. Gözlerini kapatırken Taehyun'un kendisine baktığını fark etmişti. Ayağına dokunmasından korktuğu için tekrardan gözlerini açmıştı. Anlaşılan ayağını yere basana kadar ona uyku yoktu..

"Neden uyumuyorsun? Dün akşam hiç uyuyamadın." Taehyun'un sorusuna karşılık Beomgyu belki de ilk defa gerçeği söylemişti.
"Psikopatın biriyle aynı evde duruyorum, bileğimi kırdı, elime bıçak soktu. Uyurken tekrardan bana zarar vermeyeceğin ne malum? Sana ısınmamı söylüyorsun, ama canımı o kadar çok yakıyorsun ki, bırak ısınmayı sana karşı en ufak bir ılıma bile hissedemiyorum. Sakın bana suç atma, bütün bunların tek bir sorumlusu var o da sensin." dediğinde Taehyun telefondaki işini bırakmış ve kenara koymuştu. Beomgyu'nun böyle diyeceğini biliyordu ama biraz canı sıkılmıştı Taehyun'un. Kalbinde bir ağrı hissetmişti.

"Doğruları söylemek gerekirse, eğer ki farklı bir şekilde karşılaşsaydık sana bir şans verebilirdim. Ancak bu senin gerçekte nasıl biri olduğunu bilmediğim içindir. Eğer ki böyle birine dönüşeceğini bilseydim büyük ihtimal dilim tutulurdu. Herşey dış görünüşle değil Taehyun. Tamam güzellik de etkili tabiki ama benim için en önemli olan şey düşüncelerin, davranış şeklindir. Ben, beni seven, önemsiyen ayrıca bana yalan söylemeyen insanları severim. Madem beni seviyorsun, benim herşeyimi biliyorsun neden benim için değişmedin?" dediğinde Taehyun sırıtmıştı.

"Ben kimse için değişmem, beni olduğum gibi kabul etsinler." dediğinde Beomgyu da kafasını sallamıştı. "Evet, o yüzden sen de benden değişmemi bekleme. Ben asla seni sevmiyeceğim Taehyun. Bunu unutma. Eğer ki biraz bile hoşlanır gibi olursam her zaman geçmişim aklıma gelir ve o nefret duygusu tekrardan beni hapseder. Sen bunun için çok geç kaldın. Ne sen beni, ne de ben seni hak ediyorum." demiş ve susmuştu Beomgyu. Dediklerinin doğruluk payının, Taehyun'un sevgisinin yalanlığı kadar olduğunu göz önünde bulundurmuş ve bu da onu mutlu etmişti.

Taehyun, Beomgyu'nun konuşmaları üzerine biraz bile düşünmemiş ve ciddi birine bürünerek yanıtlamıştı.
"Ne yapmamı bekliyorsun? Sevgi pıtırcığı birine mi dönüşeyim? Beomgyu ben öyle biri olamam, ben böyle biriyim. Kan severim, bıçakla insanları kesmeyi severim. Ama o şekil bir insana dönüşemem." dediğinde Beomgyu, Taehyun'un sözünü kesmişti.

"Taehyun sen insan olamazsın. Bir insan, durduk yere birinin ayağını kırmaz, bıçaklamaz ya da öldürmez. Ne yaptım ben ? Aileni falan mı öldürdüm? İntikam mı alıyorsun benden bunun için? Birinin kılıma dahi zarar vermemesini istiyorsun ama bunu en çok sen yapıyorsun. Sonra da benden seni sevmemi bekliyorsun. Üzgünüm ama rüyanda bile göremezsin. Sen benim kanımı akıttığın, düşüncelerimi sikitirip attığın sürece ben seni bir insan gibi bile görmem. Benden bunu bekleme." dediğinde Taehyun derin bir nefes alıp vermişti. Eve geldikleri andan beri Beomgyu içindeki bütün herşeyin yüzde 1'ini bile dökememişti. Keşke onu anlayan biri olsaydı..

"Odama çıkmak istiyorum." dediğinde Taehyun, Beomgyu'ya bakmıştı. Onu taşımak zorundaydı. Bunu kendisi istemişti ve hiç de pişman değildi. Beomgyu'nun yanına geldiğinde bir kolunu sırtına sarmış bir kolunu da bacaklarına sararak havaya kaldırmıştı. Ani hareketi Beomgyu'nun bacağını acıtsa da belli etmemişti. Taehyun, onu odasına çıkardığında yatağına yavaşça yatırmış ve üzerini örtüp kapıya yönelmişti. Ancak çıkmasına engel olan şey, Beomgyu'nun olabildiğince sessizce ağlamaya çalışmasıydı. Taehyun, onu yatağa bıraktığı an ağlamaya başlamıştı. Açıkçası bunun için kendisinden bir süreliğine nefret etmişti.

"Senden nefret ediyorum Taehyun, o kadar nefret ediyorum ki bu nefretim ben ölene kadar geçmeyecek." dediğinde Taehyun cevaplamıştı.
"Uyu ve dinlen. Uyandığında konuşuruz." demiş ve kapıyı kapatıp tekrar salona inmişti odada ağlayan miniğinin seslerini dinleyerek oturmuştu. Elinden başka birşey gelmiyordu. Gelse de Beomgyu istemeyecekti. Ne yapabilirdi ki?

...

<3

°Unknown But Taegyu°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin