22

286 30 22
                                    

Kai elindeki bıçağı çevirirken kırmızı içkisinden bir yudum almıştı. İçki boğazından aşağı akarken hissettiği acı tat ile tebessüm etmişti. Plan kurarken içkisini yudumlamak, Kai'nin en sevdiği şeylerden biriydi.
Koltukta kendisini arkaya yaslarken etrafına bakınmıştı. Soobin'in böyle birşey yapacağını düşünmemişti. Ancak onun için sorun değildi. Öldürmesi gereken kişi sayısı 3'e çıkmıştı ve bu da eğlenceye eğlence katmak demekti.

"Yanlış kişiyle oyun oynadınız hyunglar. Benim kaybetmediğim bir oyun olmadı şu güne kadar. Şimdi yanınıza geleceğim. Ve yarıda kalan oyunumu bitireceğim." içkisindeki son yudumu da yuttuktan sonra Kai'nin kahkahası evin içinde yankılanmıştı.

"Kaçsanız da nereye gittiğinizi bulacağım ve böbreklerinizi çıkartana kadar bıçaklayacağım sizi." demiş ve bıçağı karşısındaki tablonun üzerine fırlatarak kafasına isabet etmesine neden olmuştu.

"Çığlıklarınızı dinlemek için sabırsızlanıyorum.."

........

Herkes eve geldiğinde Soobin aklına gelen şeyle beraber alnına vurmuştu.
"Tanrım lanet olsun"
Herkesin bakışı Soobin'e döndüğünde Taehyun sormuştu.
"Ne oldu?"

Soobin cebindeki tuşları olan küçük kumandayı Taehyun'a göstermişti.
"Arabayı patlatmayı unuttum."
demiş ve oylayarak koltuğun üzerine oturmuştu.

"Bir sorun olacağını sanmam, arabadan buraya kadar yaklaşık2-3 saatlik bir yol vardı. Ve bizim girdiğimiz yolların hepsini tutturamaz. Bir kez yanlış yola girerse çıkması zaman alacaktır"

Beomgyu'nun cümlesi biter bitmez Taehyun, arkasından sarılmış ve yanağına öpücük kondurduktan sonra kafasını omzuna koymuştu.
"Benim sevgilim işte, görüyorsunuz ne kadar zeki olduğunu" dediğinde hepsi kıkırdamıştı. Beomgyu, Soobin'in içindeki endişe duygusunu söndürmüştü.

"O zaman artık rahatça bir yaşam sürmeye devam edebiliriz ha?"
Yeonjun'un sorduğu soruyla beraber herkes kafasını sallamıştı. Koltuğa oturduklarında derin bir nefes almışlardı. Kai'nin onları rahatsız etmeyeceğinden şüphelilerdi. Ancak bu onlara dinlenmeleri için yeterdi.

"Ya şey ben Taehyun da dahil hiçbirinizi tam olarak tanımıyorum."
Beomgyu'nun ensesini kaşıyarak sorduğu soru üzerine hepsi gülmeye başlamıştı. Taehyun hariç.

"Ayıp Beomgyu, kaç haftadır yanındayım. Aşk olsun."

"Aşk olmasın Taehyun. Adam gibi konuşma fırsatımız mı oldu sence?"
dediğinde Taehyun parmaklarıyla fermuar hareketi yapmıştı ağzına.
"O zaman Yeonjun, başlasın kendini tanıtmaya." Soobin'in Yeonjun'a dönerek söylediği şey Yeonjun'un doğrulmasına sebep olurken boğazını temizlemişti.

"Adım Choi Yeonjun. 24 yaşındayım. Taehyun'un kuzeninin arkadaşıydım. O, bize ihanet edince Taehyun ve ben kardeş gibi olduk. Onun kardeşi benim de kardeşimdir. Bu kadar. Ah, bir de onun aksine insan kesmeyi değil bıçaklamayı severim."

Yeonjun'un cümlesi biter bitmez Taehyun konuşmuştu.
"Çok fark var sanki."

"Tamam sakin, Soobin Hyung sen de sıra"

Soobin başıyla onayladığında kendini tanıtmaya başlamıştı.
"22 yaşındayım, Yeonjun'u 12 yaşımdan beri tanıyorum. Taehyun'u yaklaşık 4 seneden beri tanıyorum. Ama o beni bu kadar fazla tanımıyordu. Bu iki sadistin aksine insan öldürmeyi sevmem."

Soobin sustuğunda Yeonjun ellerini birleştirmiş ve yukarıya kaldırmıştı.
"Sonunda benim gibi insan ölümü sevmeyen kişilerden." dediğinde Taehyun kıkırdamıştı.

"Sen kendini tanıt Beomgyu."

Yeonjun'un isteği üzerine Beomgyu ellerini dizlerine koyduktan sonra biraz düşünmüş ve söyleyeceği şeyleri kafasında toparlamıştı.
"20 yaşındayım. Taehyun köpeğimi öldürmeden önce tek yaşıyordum. Ailemle kavgalıyım. O şekilde yani. Pek değişik biri değilim. Kandan nefret ederim." dediğinde yüzünü Taehyun'a çevirmişti Beomgyu.

"Taehyun, cidden köpeğini mi öldürdün?!"
Yeonjun'un şaşkınlıkla sorduğu soru üzerine Taehyun gayet normal bir şekilde kafasını sallamıştı.

"Oha oduna bak."
Soobin'in aniden söylediği şeyle beraber hepsi gülmeye başlamıştı. Ta ki herkes sıranın Taehyun'da olduğunu anlayana kadar.

"Sen de sıra."
Taehyun arkasına yaslandığında burnunu çektikten sonra konuşmuştu.
"21 yaşındayım. İnsan öldürmekten zevk alırım. Özellikle de Beomgyu'ya dokunanlara zarar vermeyi severim. En önemli bilgi ise Beomgyu'dan hoşlanıyorum."
Herkes ciddi birşey söylemesini beklerken Taehyun'un söyledikleri üzerine oflamışlardı.

"Ne?"

"İyi de Taehyun biz bunları biliyoruz zaten." Soobin mırıldandığında Taehyun göz devirmişti.
"Olsun, aklınızda bulunsun yine de"
Herkes tekrarda sessizleştiğinde Beomgyu aklına gelen şeyle Taehyun'a dönmüştü hızlıca.

"Taehyun, Mia nerde?"

"Yukarıda odaların birinde uyuyordu"
Beomgyu değneklerinin yardımıyla üst kata çıkarken bütün odaları sırayla aramış ve en son odanın kenarında uyurken görmüştü Mia'yı. Gülümseyerek yanına gittiğinde Mia, Beomgyu'nun kokusunu aldığı gibi uyanmış ve kuyruğunu sallayarak yanına gelmişti.

"Benim tatlı kızım beni özlemiş mi bakalım? Hm?" Beomgyu tekli koltuğun üzerine otururken Mia'yı kucağına almış ve yüzünü yalamasına izin vermişti. İkisi de birbirini çok özlemişti şüphesiz.

"Yemeklerini yedin mi bakalım hm?"
Mia, Beomgyu'ya havladıktan sonra patisini Beomgyu'nun elinin üzerine koymuştu. Sanki bir daha hiç gitmesini istemiyor gibiydi.
Beomgyu, Mia'nın tüğlerini okşarken diğerleri de odaya girmişti. Hepsi bu tatlı manzaranın güzelliğine gülerken Soobin'in aklına birşey takılmıştı.

"Lan hani köpek ölmüştü?"

"Yenisini aldım."
Taehyun'un söylediğiyle Soobin kahkahalar şeklinde anırmaya başlamış ve gülmekten ağrayan karnına baskı uygulamaya başlamıştı.
"Komik mi dayı?"

"Evet komik, sen ne ara bu kadar romantik oldun olum?" Olaya Yeonjun da katılınca Taehyun ayağındaki terliklerden birini çıkarmış ve koridorda koşmaya başlayan Yeonjun'un kafasına fırlatmıştı. Kafasına denk geldiğinde Yeonjun kafasını tutarak arkasını dönmüştü.

"Lan piç kafamı kırdın."
Taehyun, Yeonjun'a orta parmak çektiğinde Beomgyu ve Soobin'in gülme sesleri bütün odayı kaplamayı başarmıştı. Şimdi duyulan iki ses vardı, birisi gülme sesleri, diğeri ise Yeonjun ve Taehyun'un birbirlerine söyledikleri sözlerin yankılanışı....

°Unknown But Taegyu°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin