6

470 38 28
                                    

Ellerine giren şiddetli ağrıyla beraber Beomgyu gözlerini açmıştı. Karnının ağrısından çok elleri ağır bastığı için yatağında kalmayı tercih etmişti. Etrafına kısa süreli baktığında evinin gündüzleri ilk defa bu kadar sessiz olduğunu fark etmesi fazla uzun sürmemişti. Tabi..Max ölmüştü, sebebi de buydu. Beomgyu ellerine baktığında birşey tutamayacağını fark etmiş ve bunun verdiği üzüntüyle yatağının yanındaki komidinin üzerinde duran Max ve kendisinin olduğu fotoğrafa bakabilmişti sadece.
Aileleri ile aralarında olan kavga sonucu tek başına yaşamak için kendine bir ev almıştı. Birgün dışarıya çıktığında Max'i bulmuştu.

Bulduğu günden yaklaşık 2,5 ay sonra da kaybetmişti maalesef..

"Seni koruyamadığım için özür dilerim bebeğim.." diyerek artık sadece somut olarak görebildiği fotoğrafla konuşmakla yetinmişti.
Bu her ne kadar canını sıksa da artık onun olmamasını kabullenmesi gerekti ve bu Beomgyu için çok zordu.

Beomgyu derin bir nefes alıp verdikten sonra karnının tekrar guruldamasıyla birlikte oflamıştı. Nasıl yemek yiyecekti ki? İki eli de yaralıydı. Gerçi, sağ eline sadece çivi batmıştı. Onunla yiyebilirdi belki. Beomgyu yatağından indiğinde uzun bir süre daha bu kıyafetle duracağı için lanet etmişti ellerine. Kapıya doğru ilerlerken gördüğü boy aynasından boynundaki mor lekeyi fark etmişti. Sağ elinin parmaklarıyla morluğa biraz bastırmıştı ve acıdığı için geri çekmişti.
"Yemek yemiş sanki piç herif." demesiyle eli biraz sızlamış ve daha fazla sızlamaması için elini indirmişti.

Kapıyı açtıktan sonra merdivenlerden aşağı inerken adımlarını sağlam basmayı ihmal etmemişti bu sefer. En son ki sefer gibi olmasını istemiyordu.
Bakışlarını yere indirerek mutfağa geldiğinde dolabı açmış ve canının ne çektiğine karar vermeye çalışmıştı. Biraz düşündükten sonra hepsinin malzeme olduğunu hazır yemek olmadığını fark etmiş ve tekrardan oflamıştı. "En fazla açlıktan ölürüm" dediğinde dolabın kapağını kapatmış ve arkasını döndüğü esnada masada oturan Taehyun ile karşılaşmıştı.

"Ellerin çok acıyor mu?" derken oturması için yanındaki sandalyeyi göstermişti. Beomgyu ise sarılı olan ellerini kendine çektiğinde korkusunun gittikçe arttığını hissetmişti. Gözlerinin dolduğunu da hissetmesi zaman almamıştı.
"Beomgyu.." Taehyun ayağa kalktığında Beomgyu yeniden ağlamaya başlamıştı.
"Nolur...nolursun...daha fazla yaklaşma.." demiş birkaç adım geri atmıştı. Çaresizliği yüzünden çok pişman olsa da yapabileceği birşey yoktu. Taehyun derin nefes alıp verdiğinde Beomgyu bunu duymuştu. Taehyun'un ona bakması bile onu korkuturken artık nefes almasından bile korkuyordu.

Taehyun sandalyeyi ileri ittirip Beomgyu'nun yanına gelmek için yeltendiğinde Beomgyu son geri adımını da dolaba çarpmak için kullanmış ve kapana kısılmıştı. Şimdi ne yapacaktı? Taehyun her saniye Beomgyu'ya yaklaşırken Beomgyu sol tarafa koşup kapıdan çıkmak için ilerlerken Taehyun oraya daha yakın olduğu için Beomgyu'yu yakalamıştı. Kolunu sıktığı için Beomgyu'nun titrediğini fark etmişti.
"Neden korkuyorsun bu kadar? Eğerki benim dediklerimi yaparsan herşey çok güzel ve mutlu olacak." demiş ve sarılmak için kollarını açmıştı. Beomgyu ise kızmasını istemediğinden sessiz bir şekilde Taehyun'un kolları arasına girmişti.

Taehyun, miniğinin kolları arasına girmesiyle gülümsemiş ve kollarını sımsıkı sarmıştı. "Elin için özür dilerim, ama bana başka bir seçenek bırakmamıştın." dediğinde elleri, Beomgyu'nun saçlarına gitmişti. Bir süre öyle durduklarında kapı çalmış ve ayrılmak zorunda kalmışlardı.
Taehyun, "Yemek gelmiş olmalı" diyince Beomgyu'nun karnı tekrardan guruldamıştı. Her ne olursa olsun onun ödediği ya da onunla alakalı ne olursa olsun yiyemez, giyemez, sevemezdi.

Taehyun, yemekleri masaya koyduğunda Beomgyu'nun hala aynı yerinde duruyor olduğunu fark etmişti. "Hadi gel, senin pizza sevdiğini biliyorum." demiş ve kendi sandalyesine oturmuştu. Beomgyu için yanındaki sandalyeyi çekmiş ve her zamanki gibi gelmesini beklemişti. Beomgyu ise burnunu çekerek olduğu yerde beklemişti sadece. "Eğer yemek yemezsen açlıktan öleceksin. Hadi gel." demiş ve  Beomgyu'ya bakmıştı bir süre.

"A-aç değilim."
Beomgyu bunu kısık söylese de Taehyun duymuştu ve tek kaşını kaldırarak şaşırdığını belli eden bir yüz ifadesi takınmıştı. "Emin misin?" demiş ve ayağa kalkmıştı. Beomgyu ise evet dermişçesine mırıltılar çıkartarak Taehyun'u onaylamıştı.

Taehyun, Beomgyu'nun tam olarak dibine geldiğinde midesinden gelen sesleri duymuş ve gülümsemişti. "Yemeğini ye, açlıktan ölmeni istemem. Ayrıca yemeğin içine birşey katmadığımı bilmeni umuyorum. Nede olsa yemeği ben yapmadım yani yemende bir sakınca yok." dediğinde Beomgyu kafasını kaldırmış ve sadece "peki" diyebilmişti. İkisi birlikte masaya oturduklarında Beomgyu bir süre sadece yemeğe bakmış ve bu d Taehyun'un dikkatini çekmişti.

"Neden yemiyorsun?" demişti.

Beomgyu ise cevap vermek yerine sarılı olan ellerini göstermiş ve dolu gözlerle Taehyun'a bakmıştı. "Nasıl yememi bekliyorsun?" demiş ve ellerini geri indirmişti. Taehyun ise ağzındaki lokmayı yuttuğunda elini alnına vurmuştu. "Haklısın pardon" dedikten sonra eliyle pizzayı Beomgyu'ya doğru getirmişti. "Aç ağzını." dediğinde Beomgyu ağzını açmış ancak Taehyun, pizzayı geri çekmişti. "O kadar da not yazdım 1 tanesinde domates olmasın diye, nereleriyle okudular acaba?" demiş ve sinirli bir şekilde üzerindeki domatesleri ayıklamaya başlamıştı.

Beomgyu ise hayretler içerisinde Taehyun'u izlemeye koyulmuştu. Senin hakkında herşeyi biliyorum demesini sözde olarak sansa da cidden bildiğini görmüştü Beomgyu az önce. "Şimdi yiyebilirsin." dediğinde Beomgyu bakışlarını pizzaya çevirmiş ve ağzını açtıktan sonra ısırmış ve yemişti. Beomgyu lokmayı yutacakken, Taehyun'un söylediği söz üzerine boğazında kalmıştı.

"Ben artık senin yanında kalıyorum."

Beomgyu duyduğu cümleyle beraber öksürmeye başlayınca Taehyun önceden doldurmuş olduğu suyu Beomgyu'ya içirmiş ve sakinleşmesini sağlamıştı.
Eğer Beomgyu'nun yanında kalırsa sonsuza dek ona katlanmak zorunda kalacaktı.

"S-sonsuza kadar mı kalacaksın?" diye sorduğunda hayır demesini dilemişti Beomgyu.
Taehyun "Evet sonsuza kadar." dediğinde Beomgyu'nun gözünden yaşlar tekrardan firar etmeye başlamıştı.

"Sevinmedin mi yoksa?" diye sorduğunda sırıtmıştı Taehyun. Lokmasını yerken temiz olan eliyle Beomgyu'nun boynundaki şaheserine dokunmuştu.
"Bağımlılık yapıyorsun Beomgyu, her saniye, her dakika seni daha çok istiyorum, duygularını, bedenini, düşüncelerini, dudaklarını heryerini çokça arzuluyorum. Dün benim kucağımdayken seni daha çok kendime çekmek istedim. Bu isteklerimin hepsi gittikçe artıyor Beomgyu ve ben böyle giderse kendimi durduramayacağım.."

......

Bir günde 3 bölüm owwww

°Unknown But Taegyu°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin