21

271 26 37
                                    

"Beomgyu, uyan geldik. Bak seni bekleyen birisi var burada."

Beomgyu rüyasından Soobin'in dürtmesiyle çıkmış ve uyanmıştı. Rüyası çok garipti...
Bir labirentteydi. Ancak tek değildi. Yanında üniversiteden birkaç arkadaşı ve Taehyun vardı. Bir de siyah bir gölge..
Bu gölge neredeyee herkesi sırayla öldürüyordu. Beomgyu ise Taehyun'u arıyordu. Ona birşey olmaması umuduyla neredeyse her yeri aradığını düşünüyordu. Lacivert bir duvara doğru ilerlerken Soobin onu uyandırmıştı.

Beomgyu gördüğü saçma rüyayı unutmaya çalışırken kendisini dürten bedene bakmıştı. "Ne oldu Hyung?" demiş ve gözlerini ovmuştu. Soobin ise gülümsediğinde işaret parmağıyla camı işaret etmişti.
"Bak kim var orada."

Beomgyu, Soobin'in işareti üzerine camdan tarafa dönmüş ve kendisini dışarıda bekleyen Taehyun'u fark etmişti. Hızlıca kapıyı açmış ve değneklerinin yardımıyla sonunda yere basmıştı. Yüzüne çarpan serin hava ile beraber derin bir nefes almıştı Beomgyu. Böyle havaları sevdiği şüphesizdi. Ancak bunu daha da güzel kılan şey kurtulmuş olmasıydı.

Bakışları tekrardan Taehyun'u bulduğunda kendisine doğru geldiğini fark etmişti. En sonunda yanına geldiğinde değnekleri tekrardan bırakıp kollarını yuvasına, yani Taehyun'un boynuna dolamıştı.
Kokusu bütün hücrelerine sırayla ulaştığında Beomgyu dolan gözlerine engel olamamıştı.

Taehyun'un elleri de Beomgyu'nun belini sarmaladığında gözlerini kapatmıştı Beomgyu.

"Çok korktun Taehyun."
dediğinde Taehyun, Beomgyu'nun belini bir süre okşamıştı.
"Biliyorum güzelim, ama merak etme söz konusu sana birisi birşey yaparsa nasıl birisine dönüşeceğimi biliyorsun." demiş ve bedenlerini birbirlerinden ayırmıştı.

Taehyun'un gözleri Beomgyu'nun yorgunluktan ışığı sönen gözlerine baktığında kaşlarını biraz çatmıştı.
"Sana bunları yaşattığı için ona isteyeceği son bir şey vereceğim, o da mezar taşı."

Taehyun'un koruyuculuğu Beomgyu'yu tekrardan etkilese de Taehyun'un arkasında gördüğü siyah saçlı ve yüz hatları belli olan kişi Beomgyu'nun dikkatini dağıtmıştı.
"Bu da kim?"
Taehyun arkasını dönmeden konuştuğunda Beomgyu neden herkesden çirkin olduğunu sorgulamaya başlamıştı.

"O Yeonjun hyung, Soobin Hyung'un arkadaşı."

"Demek Soobin hyung'un bahsettiği kişi sendin." dediğinde kaşlarını çatmıştı Beomgyu. Dıştan baktığında hiç de iyi bir tipe benzemiyordu. Soobin arabayı kilitledikten sonra hızlıca akan ırmağın içine atmış anahtarı. Bu da bütün bakışların ona dönmesine neden olmuştu.

"Neden attın?"

Yeonjun'un sorusuna karşılık, Soobin sadece göz devirmişti. Kendisini iyi tanıdığını düşünmek istiyordu ancak Yeonjun bunu imkansız kılmaya çalışıyordu.

"Arabayı patlatıcam, Kai bizim izimizi bulabilir yoksa." dediğinde herkes onaylamıştı.
"Hadi o zaman geri dönelim artık"
Taehyun'un konuşmasıyla beraber herkes arabaya doğru ilerlemişti. Soobin ve Yeonjun ön koltukta otururken Taehyun ve Beomgyu da arka koltukta oturuyordu.

"Biraz ilerle öyle patlatacağım"
demiş ve yol boyunca cam tarafından dışarıyı izlemişti.

"Soobin hyung, telefonun. Kai oradan da bulabilir seni"
Beomgyu'nun dediği şeyle beraber Soobin oflamıştı. Kai köstebek gibiydi, her an her yerden çıkabilirdi.

"Haklısın, sağol."
Soobin telefonunu cebinden çıkartıp ortadan ikiye kırdığında camı açmış ve henüz daha çıkmadıkları asfaltın yakınındaki ağaçlığa fırlatmıştı. Daha sonra ise camı kapattığında Yeonjun'un birkaç saniye de olsa kendisine baktığını fark etmişti.

"Ne var?"

"Telefonunu kırdın?"

"Yenisini alırım sorun değil."
Yeonjun, Soobin'in bütün laflarını kısa kestiğini fark ettiğinde derin nefes aldıktan sonra asfalta çıkmasıyla herkes toprak zeminden düz zemine geçmiş ve rahatlamalarına neden olmuştu.
Artık bütün yol böyleydi.

Yeonjun asfalta çıktıktan sonra hızını arttırdığında Soobin göz devirmişti. Kendisine yapmamasını söylemişti. Ancak şuan kendisi daha da hızlı gidiyordu.

"Yavaşla azıcık"
demiş ve hızı gösteren ibrenin aşağıya inişini fark ettiğinde kafasını tekrardan cama çevirmişti.

"Beni mi düşünüyorsun?"

Yeonjun, Soobin'in ağzındaki baklayı duymak için türlü numaralar deniyordu. Ancak Soobin bunu çoktan anlamıştı bile.

"10 yıldır yakın arkadaşız. Seni düşünmeyeceğim de kimi düşüneceğim?" Soobin yüz ifadesini hiç değiştirmeden söylediği söz ile Yeonjun hafifçe tebessüm etmişti. Soobin açık sözlü biriydi, yani Yeonjun öyle biliyordu. Ve onu bu şekilde kabul etmişti.

"Ben de seni düşündüğüm için yavaşlamanı söylemiştim bugün. Ama sanırım biraz sinirli gibiydin."

Yeonjun direksiyonu sağa çevirirken tekrardan konuşmuştu.
"Hala kızgın mısın?"

"Hayır, sadece bencilsin Yeonjun. Bizim seni düşünmemize izin vermiyorsun. Benim canımı sıkan şey bu." demiş ve Yeonjun'a dönmüştü. Bu esnada onları dinleyen Taegyu ikilisi yaşadıkları momenta iğrenmiş gibi bir ifadeyle bakıyordu.

"Kendimi k-drama izliyormuş gibi hissediyorum" Beomgyu'nun söyledikleriyle hepsi beraber gülmeye başlamış ve araba yolculuğu gayet sıkıntısız geçmeye devam etmişti. Ta ki Kai eve varana kadar..

"Soobin hyung sana güvenen beyin hücrelerimin ağırlığını sikiyim."

.......

Evde kavga var mis ✊

°Unknown But Taegyu°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin