20

311 26 41
                                    

Yağmur yağıyodu, bana da ilham geldi.

"Kai! Acil buraya gel!"
Soobin'in bağırışı ile Kai, oflayarak Beomgyu'nun kasıklarından kalkmış ve kapıyı açıp Soobin'in yanına doğru ilerlemişti. Kai, Soobin'in yanına giderken Hyung'una sövse de Beomgyu az önce oldukları pozisyondan kurtulduğu için mutluydu.

Kai sola döndüğünde mutfaktan içeriye girmiş ve buzdolabının kapağına yaslanarak dolaba bakan bir  adet Hyung görmüştü.
"Bana mı seslenmiştin?"

Kai'nin geldiğini fark eden Soobin gamzelerini göstererek gülümsediğinde Kai de gülümsemişti.
"Geçen sabah ben gittim markete yani sıra sende, liste masanın üzerinde hepsini kesinlikle aldığından emin ol yoksa cheesecake yiyemezsin." dediğinde Kai somurtmuştu.

"Amaa~ benim işim vardı.."
demiş ve annesi istediğini almayınca ayağını yere vuran çocuklar gibi ayağını yere vurmuş ve kollarını bağlamıştı.
Soobin ise dolabın kapağını kapattıktan sonra Kai'nin omzunu sıkmış ve listeyi eline tutuşturmuştu.

"İşine sonra devam edersin, ne de olsa kaçmıyor bir yere öyle değil mi ?" dediğinde Kai gülümsemişti.
"Haklısın, kaçmıyor bir yere." demiş ve mutfaktan çıkıp ayakkabılarını giydikten sonra üzerine fortmantodan hırkasını almış ve evden çıkmıştı.
Kai'nin çıktığını anlayan Soobin koşarak Beomgyu'nun yattığı odaya varınca kapıyı açmış ve yatağın üzerinde duran bedene bakakalmıştı. Kai cidden abartıyordu bazı şeyleri.

Beomgyu ise kapıdan giren uzun kişiyle beraber yutkunmuştu. O da mı kendisine zarar verecekti?

"Sen de kimsin?"
Beomgyu'nun sorusuna karşılık Soobin hızlıca Beomgyu'nun bağlı olan ellerini çözmüş ve tişörtünü tekrardan giymesini sağlamıştı. Beomgyu ise kendisine yardımcı olmaya çalıştığını anlamış ve içine yayılan rahatlama hissiyle gülümsemişti.

"Ben Kai'nin üvey abisiyim, ancak seni kurtarmak için onu markete gönderdim. Markette buradan yaklaşık 1 saatlik mesafede, Kai 2-3 saat kadar gelemez."
dediğinde Beomgyu'nun aklına bir soru takılmıştı.

"Sen neden bana yardımcı oluyorsun ?" demişti.

"Çünkü Taehyun'a yardımcı olan kişi Choi Yeonjun ve ben de onun çok yakın arkadaşıyım. Taehyun ve Yeonjun şuan yoldalar. Ve ben de bizi onların yanına götüreceğim. Böylece kurtulmuş olacağız." dediğinde Beomgyu şükretmişti. Geldiği gibi gitmek onu heyecanlandırsa da kendisine yardım eden kişinin başı da belaya girecekti.

"Ama sen ne olacaksın?" diye sorduğunda Soobin ayağa kalkması için yardım etmişti.
"Birlikte gideceğiz. Kai'den nefret etmiyorum. Ancak kendisi çok kibirli biri ve ben kibirli insanları sevmem. Ayrıca Heesung ona yeter de artar."

"Heesung mu? O da kim?"

Soobin sırıtmıştı.

"Kai'nin 4 milyonuncu sevgilisi. Garipseme, Kai aynı anda 5 kişiden hoşlanmış birisi." dediğinde ikisi beraber kahkaha atmaya başlamıştı.
"Hadi fazla geç kalmadan gidelim." dediğinde Beomgyu durdurmuştu.

"Adını bilmiyorum, iyilik perisi mi demeliyim?" demiş ve Soobin'in gamzelerinin çıkmasına neden olmuştu.

"Adım Soobin, Choi Soobin. Şimdi öğrendiğine göre vakit kaybetmeyelim olur mu ?" demiş ve Beomgyu onayladıktan sonra ilerlemeye çalışmıştı.
"Ayağına basamıyor musun? Hmm, bekle yedek olmalıydı bende, geçen yıl bacağımı kırmıştım. Şanslısın." demiş ve Beomgyu'yu birkaç dakikalığına bırakarak dolabın içinden çıkardığı değnekleri Beomgyu'ya uzatmıştı.

"Teşekkür ederim"

"Teşekküre gerek yok, hadi artık gidelim, Kai gelirse ikimiz de biteriz." demiş ve Beomgyu ile beraber arabaya binmişlerdi. İkisi de kemerlerini taktığında Soobin arabayı sürmeye başlamış ve fazla hızlı olamayan bir süratle ilerlemeye başlamışlardı.

"Kai bizim izimizi bulamaz mı?"

"Onu da düşündüm, Taehyun'larla karşılaşacağımız bir yer var. Orada onların arabasına geçeceğiz. Biraz ilerledikten sonra arabayı patlatacağız. Ve Kai izimizi bulamayacak." dediğinde Beomgyu gülümsemişti.

"Sonunda"

"Bence de. Hey, Taehyun ile konuşmak ister misin ? Özlemiş olmalısın." demişti. Beomgyu ise Taehyun ile konuşacağı için mutlu ayrıca heyecanlıydı. 1 gün bile olsa onunla konuşamamak, Beomgyu'nun canını sıkmıştı.

"Olur, telefonumu Kai çöpe atmış."

"Yenisi alınır takma kafana, al aradım." Soobin gözlerini yoldan ayırmazken yanında oturan bedene telefonu uzatmıştı. Aramada 'Taehyun'
yazan yeri görünce daha da heyecanlandığını hissettmişti.
Arama başladığında telefonu kulağına götürmüştü.

"Efendim Soobin hyung?"

Beomgyu, Taehyun'un sesini duyduğu anda gözleri dolmuştu. Onu ciddi anlamda özlemiş olduğunu fark etmesiyle yanıtlamıştı.

"Taehyun benim, Beomgyu."

"Tanrıya şükür, güzelim iyi misin? O piç sana dokundu mu?"

"Bunu gelince söylemek istiyorum Taehyun. Bu şekilde anlatmak çok saçma. Onu siktir et canı cehenneme!"

Beomgyu kısa süreliğine Soobin'e bakmış ve özür dilermiş gibi başını eğmişti. Soobin sorun olmadığını söyleyince konuşmaya devam etmişti.

"Haklısın bebeğim, üzgünüm. Sadece, o piçin sana dokunduğunu düşünmek sinir sistemimi bozuyor."

"O sinir sistemlerin bir düzelemedi zaten." dediğinde hepsi kıkurdamıştı.

"Seni görünce sinir kalmıyor bende, benim panzehirimsin sen. O yüzden yanıma gel ve beni iyileştir."

"Geliyorum Taehyun, şuan yoldayız, ormanlık alandan çıkmak üzereyiz."
Beomgyu telefonu hoparlöre aldıktan sonra Soobin'e sormuştu.
"Hyung bahsettiğin yere ne zaman varırız ?"

"Yaklaşık yarım saat ya da 1 saatimiz var. Taehyun siz neredesiniz?"

Taehyun, Soobin'in sesini duymasıyla tabelalardan birine bakmış ve konuşmuştu.

"Biz mekana yaklaşık 20-30 dakika kadar uzaklıktayız."

"Tamamdır"

"Güzelim şimdi kapatmam gerekiyor, arabayı biraz da benim sürmem lazım yoksa Yeonjun Hyung uyuyakalacak. Bir dakika....Soobin hyung seninle konuşmak istiyormuş." dediğinde Beomgyu telefonu Soobin'e uzatmıştı.

"Alo?"

"Soo, nasıl gidiyor?"

"İyi, araba sürüyorum."

"Dikkatli sür. Başınıza birşey açmayın."

"Biliyorum, aynı şeyleri söylemene gerek yok."

"Sadece unutma diye hatırlatıyorum."

"Ben de sana diyorum ki biliyorum zaten"

"Tamam sakin ol, kaçla gidiyorsun?"

"90 ile gidiyorum"

"Biraz düşür hızını"

Soobin'in sinirlendiğini anlayan Beomgyu derin bir nefes alınca Soobin de aynı anda oflamıştı.

"Siktir git Yeonjun, sen 110 üzeri gidince bir sorun yok ben 90 ile gidince mi bir sorun oluyor? Her boku sadece kendin yapamazsın anla artık şunu. Bencil olmayı bırak artık." demiş ve cevap vermesini beklemeden aramayı sonlandırmıştı. Telefonu arkaya fırlattığında Beomgyu'nun da suratı atılmıştı.

"Hyung, iyi misin?"
Soobin, Beomgyu'nun sesindeki titremeyi fark ettiğinde hafifçe gülümsemişti.

"Yeonjun hep böyle yapar, araba sürdüğüm zaman bencil bir kişiliğe bürünür. Ama çok sinirimi bozuyor." dediğinde Beomgyu anladığını belli eden bir ses çıkarmıştı. Taehyun ona böyle bencil davransaydı, Beomgyu sadece peki demekle yetinecekti. Bunu kendisi de biliyordu.

"Kendini yorma, biraz dinlen. Ne de olsa kurtuldun ondan."
demiş ve Beomgyu'nun yaslanması için koltuğu arkaya yatırmıştı.

"Teşekkür ederim Hyung." demiş ve arkaya yaslanıp gözlerini kapatmıştı.
Ciddi anlamda dinlenmeye ihtiyacı vardı.

"Rica ederim, iyi uykular..."

.......

Bu yolculuk sıradan geçer mi ? Geçmez (geçer)

°Unknown But Taegyu°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin