Beomgyu'dan
"Hazır mıyız?"
Yeonjun hyungun sorusuna karşılık sadece gülümsemiştim. Evet bir striptiz kulübünün önünde yine sadece upuzun bir gömlek giyerek gelmiştik. Planımızı uygulamak için bu gerekliydi. Daha doğrusu Yeonjun hyung'un planı. Kendime telefonumun kamerasından son kez bakmıştım. Gözlerimin önüne düşen saçlarım, dudaklarımın kırmızılığı ve bembeyaz tenimle beraber kendime aşık olmuştum resmen. Bu halimi biri bana anlatsaydı, ya da planı ; asla ama asla kabul etmezdim. Ama söz konusu platonik sevgilimin arkadaşının sevgilisi olunca işler değişiyor. -beni kurtardığını söylemeyi unuttum.-
"Hyung benim elimden bi kaza çıkıcak bak-"
"Niye ki? Dün akşam bana kendini tutabileceğini söylemiştin? Şimdi de tutamaz mısın Taehyun-ah?"
Sesimi gittikçe kısarak söylediğim şeyle beraber Taehyun'un sinirlendiğini apaçık bir şekilde anlamıştım. Onu sinir etmek her ne kadar hoşuma gitse de, eninde sonunda tanımadığım herifin biriyle flört edeceğimi düşünmek benim de sinirimi oldukça bozmuştu. O yüzden fazla devam ettirmedim."Kavganın sırası değil, bakın. Heesung geldi." Yeonjun'un kafasını kapıya çevirmesiyle beraber hepimiz aynı yöne bakmıştık. İçeriye giren siyah saçlı gömleğinin sadece 2-3 düğmesi ilikli birisi girmişti. Analar neler doğuruyor ya?
"Soobin hyung nerede?"
"Arkasında"
Taehyun'un verdiği ani cevap ile beraber Heesung'un arkasından yürüyen beyaz tişörtlü, bol mavi pantolonlu biri de içeriye girdiğinde anlamıştım. Zorla buraya getirilmek iğrenç bir duygu olsa gerek. Her yerde yiyişen çifter, sarmaş dolaş oturan insanları görmek ne kadar güzel olabilirdi ki?
"Beomgyu, Soobin'i bırakıp içki almaya gittiği esnada Heesung'un yanına fırlayacaksın, birazdan gidicektir eminim."
"Tamamdır"
Sustuğum esnada kafamı Taehyun'a çevirmiştim. O da pür dikkat beni izliyordu. Gözlerimiz birbirini bulduğunda aniden dudaklarımda hissettiğim baskıyla gözlerimi kapattım. Bu öpüşün demek istediği şey "Sen sadece bana aitsin" demekti.
Yeonjun hyunga yakalanmamak için sesli bir şekilde de olsa ayrıldığımda ellerimi Taehyun'un bacaklarına koyarak yüzüne doğru eğilmiştim.
Kışkırtma yapmaktan zarar gelmezdi herhalde."Merak etme Taehyun-ah, fazla dokundurtmam kendime." dediğimde Taehyun da gülümsemişti.
"Onun sana dokunduğu her noktayı bıçak diğer taraftan çıkana kadar deşicem." dediğinde dudağına son kez kısa ama etkili bir buse kondurmuştum. Bunu yapmamı en az Taehyun'un sevdiği kadar ben de seviyordum."Beomgyu şimdi git, yalnız artık."
Beomgyu arkasını döndüğü anda içkisini yudumlayan Heesung ile karşılaşmıştı. Derin bir nefes aldıktan sonra Taehyun'a bakmıştı bir kere daha. Heesung'a karşılık gözünü kırpmadan bakıyordu. Her hamlesini gözden geçiriyordu. Avını bekleyen bir aslan gibiydi sanki.."Haydi Beomgyu, Soobin hyung için" içimden birkaç defa söylediğim şeyle beraber adımlarımı Heesung'a doğru yönlendirdim. Çoktan 3. dublesini kafasına diklerken gözleri beni taramakla meşguldü. Yanına gittiğimde pis pis sırıttığını fark etmiş ve suratına tükürmemek için zor tutmuştum kendimi.
"Selam"
Selamlaşmama karşılık Heesung elindeki bardağı bırakmış ve vücudunu tamamen bana doğru döndürmüştü. İşte şimdi başlıyordu asıl olay...
"Bu güzellik yolunu mu kaybetti acaba?"
Yanına oturduğumda gülümsemiştim. Biraz daha gerçekçi olsun diye utanmışım gibi etrafıma bakınırken Taehyun'un bıçak misali gözlerime sağlanan bakışlarını fark etmiştim. Biraz oyundan zarar gelmezdi herhalde. Taehyun'a göz kırptıktan sonra ben de vücudumu tamamen Heesung'a dönderdim."Şey, aslında burayı fazla bilmiyorum. İlk defa geldim diyebilirim. Tek yalnız gözüken sen çarptın gözüme, ben de rahatsız etmemiş olduğumu düşünerek geldi-"
"Şşş.."
Lafımı bölen şey Heesung'un eliydi. İşaret parmağını dudağıma bastırarak susmamı sağlamıştı. Soobin hyungun hatrı olmasa seni burada sikmiştim Heesung."Tatlım, sadece bana ismini söyle. Daha sonrası çok eğlenceli olacak. İsmini benim sesimden duymak hoşuna gidecektir."
dediğinde ismimi değiştirmem gerektiğini düşünmüştüm. Ama cidden başka bir isim bulmam gerekiyordu. Yoksa anlayabilirdi."Adım Jack."
"Jack hm? Koreli değil misin?"
"Aslında melezim. Annem koreli babam Amerikan."
"Anladım"
Heesung'un elleri yavaşça vücuduma temas ettiğinde kendimi sıkmıştım. Resmen elliyordu beni yavşak piç.Heesung'un -maalesef ki- bana dokunmasına izin vererek etrafıma bakındığımda çoktan boynumu dudaklarının arasına almıştı. Bunu Taehyun'un görmemesini umarak Soobin hyunga baktığımda Yeonjun hyungun çoktan dışarı çıkarttığını görmüştüm. Şimdi sırada işin asıl eğlencesi vardı. Kan zamanı!
Gözlerim Taehyun'u yakaladığında elleriyle 4 işaretini yaptığını fark etmiştim. Kısacası en üst kattaki 4. Odaya gelin demek istiyordu. Ben Taehyun'a bakarken Heesung birden derimi ısırdığında istemsizce de olsa ağzımdan ufak bir inleme kaçmıştı.
Daha da isteklendiğini anladığımda kendimden ayırdım hemen."Bay Yakışıklı, lütfen benimle gelir misiniz?"
en çekici ses tonlarını kullandığımda Heesung gülümseyerek ayağa kalkmış ve beni takip etmeye başlamıştı. Resmen planın işlemesine hayret etmiştim. Asansöre geldiğimizde ilk baş boynumda iki dakikada oluşan lekeye, sonra da mavi ışıklı 4 yazan tuşa basmıştım. Nedende çok heyecanlıydım.Elimde hissettiğim el ile beraber yüzümü Heesung'a çevirdiğimde ağzında kokan yoğun alkol kokusunu almıştım hemen. Kendisi gibi iğrenç kokuyordu. Kata geldiğimize dair ses çıktığında ikimiz de en son koridordaki odanın önünde durmuş ve kapıyı açtıktan sonra aynanın yansımasından Taehyun'un saklandığı yeri hemen fark etmiştim. Gülümseyerek kapıyı kilitlediğimde Heesung bana dönmüştü.
"Hızlıyız bakıyorum?"
"Evet, hızlı olalım ki bir an önce senden hemen kurtulalım değil mi sevgilim?"
Heesung şaşkın bakışlarını bana diktiğinde kıkırdamıştım.
"Ne zamandan beri sevgiliyiz biz?"
"Aa hayır, sen değil. Taehyun'dan bahsediyorum ben" dediğim anda duvarın arkasından çıkan bedenle beraber Heesung küçük dilini yutmuştu.
"Siz iki sürtük ne halt- Aaah ne yaptın sen?!"
Taehyun elindeki şırıngayı Heesung'un koluna sapladığında içindeki sıvıyı enjekte etmiş ve hızlıca etkisini gösteren ilaca karşılık Heesung'u yere bırakmıştı."Sevgilime bir daha sürtük dersen, ki bir daha diyemeyeceksin. Seni burada doğduğuna pişman ederim Heesung. Öyle ki, uyandığında anda tekrar uyumayı dileyeceksin. Sadece bekle.."
Ay helü
ŞİMDİ OKUDUĞUN
°Unknown But Taegyu°
Diversos"Beni özledin mi Choi?" Unknown(Yeonbin)'e benzer bir kitaptır. Beomgyu, onu sürekli rahatsız eden stalker'ına karşılık başka bir şehre taşınır. Ancak Taehyun durmaz ve Beomgyu'yu kendisine ait olduğunu anlaması için sevdiği kişileri ve duygularını...