17. SUSKUN VE KURUNTU

1K 71 83
                                    

Marabaynn💅🏻

Bölümü oylamayı ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayın!

Keyifli okumalar dilerim!

● ● ●

"Bu ortaklık yarın son bulacak. Sana en başından o adama güvenmediğimi söylemiştim. Ve sözlerimde haklı çıktım. İstersen beni tehdit edebilirsin ama ben kararımdan dönmem," iğrenircesine söyledi bu kelimeyi Alen. "Baba."

Selim Kordal masasının başında evraklarla cebelleşirken, Alen odasına dalmıştı.

Ama Alen'in hesap edemediği bir şey olmuştu.

"Anneni görmeden mi geldin?" babası başka konular açarak asıl olayı es geçiyordu.

"Annem yatak odasında uyuyor. Ayrıca konumuz bu değil. Sana yapacağım şeyi söyledim ve şimdi gidiyorum." Alen asla annesini görmeden evden ayrılmazdı.

Selim Kordal, hiçbir tepki vermedi. Bağırıp çağırmadı, sözleriyle Alen'in yaralarını deşmedi. Yalnızca başını olumlu anlamda salladı.

İşte Alen'in hesap edemediği şey buydu.

"İyi geceler." dedi Selim Kordal. Bu yaptığı Alen'i odadan kovmanın başka bir şekliydi.

Alen hiçbir şey söylemeden çıktı odadan.

...

(Şimdiki zaman, şirket.)

"Biliyorum." dedi beni şaşkınlık içinde bir boşluğa iterken.

O zaten en başından beri biliyordu.

Ne olacaktı şimdi?

Biliyor olmasını en başından sadece bir kere düşünmüştüm.

Bu gerçekle nasıl bakabiliyordu Deniz'in yüzüne?

Deniz, babasız büyümüştü. Babası ne zaman öldü bilmiyordum ama Deniz ne kadar yetişkin olursa olsun babasız büyümüştü. Ona doğruyu ya da yanlışı anlatabilecek bir babası yoktu. Beraber oyun oynayabileceği, gezebileceği ve en önemlisi de baba sevgisiyle yaşayabileceği bir babası yoktu.

Benimde yoktu ama benim babam en başından beri yoktu.

Hiç yanımda olmamıştı.

Varlığıyla yokluğu birdi. Ölmüş olması bir şey değiştirmemişti. Çünkü o yaşarken bile ölüden farkı yoktu benim için.

"Bunu bildiğin hâlde..." dedim sesim içime kaçarken. Bunu ondan beklemezdim. Gözlerimle gözlerini inceledim. Ne kadar bakarsam en derini görebilecekmişim gibi.

MÜDÂNÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin