Yeni bölümle merhaba!
Öncelikle size bahsetmek istediğim bir konu var. Kitabıma çok emekler veriyorum, yazdığım cümlelerin üzerinde çok fazla vakit harcıyorum; hepsi sizin beğenip, cümlelerimin ruhunuza dokunması için...
Kitabı okuyup destek olan kişilere söylemek istediğim, lütfen kitabı önerin ve daha çok keşfedilsin. Umarım bu isteğimi kötü anlamda algılamazsınız, eğer okuyup bu ricamı yerine getiren okurlarım olursa çokça teşekkür ederim.Buraya siyah kalpler bırakır mısınız?🖤
Keyifli okumalar dilerim...● ● ●
Beynimin bana oynadığı bir oyun gibiydi yaşadıklarım ve hissettiklerim. Kurtulmak için ne kadar çabalasam da tekrar buluyordu beni, 'tilkinin dönüp dolaştığı yer kürkçü dükkanıdır' misaliydi. Sanki ölümüne bir saklambaç oynuyordum ve ruhum yakalanmanın korkusuyla çalkalanıyordu; artık ölüydüm. Korkunun ecele faydası vardı artık. Kim kurtaracaktı beni bundan?
Korkunun ürperten nefesi ensemdeydi, yine beni bulmuştu.
Gelen mesajı tekrar tekrar okuyordum, 'lütfen o olmasın' diyordu içimdeki, masum genç kız. Çığlıkları içimdeydi, duyuyordum. İkimiz de gerçeği yediremiyorduk, ikimiz de biliyorduk 'o' olduğunu.
İçimde çığlık atarken, 'sus!' diyordu korkuyu iliklerime kadar hissettiren ses.
Ellerim titremeye başlamıştı. Nefes alıyordum ama boğulmak üzere olduğum denizden çıkmış gibi durmadan nefes alıyordum. Sakin kalamıyordum.
"Elfida?" seslenen kişiyle telefon ellerimden kayıp üzerime düşmüştü, korkmuştum. Kafamı kaldırdığımda Nehir'in meraklı gözleriyle karşılaşmıştım çünkü o da biliyordu, beni bırakıp mutfağa gittiğinde böyle değildim. "Hı?" diye bir mırıltı kaçtı ağzımdan. "Sen, iyi misin? Suratın bembeyaz olmuş." iyi değilim. "İyiyim, ilaçlar yan etki yaptı herhalde."
"Anladım. Çorba yaptım sana sıcak sıcak iç, iyileş hemen. Sen olmadan şirket hiç çekilmiyor."
Ayağım iyileşirdi, peki hiç kapanmayacak olan yaralarım? Onları iyileştiren bir yemek, ilaç, merhem yoktu. Onlar iyileşmezdi."Olur içeyim. Nehir, ben biraz yorgun hissediyorum çorbayı içtikten sonra uyusam kusura bakmazsın değil mi? Üzgünüm... o kadar yol geldin."
"Sus bakayım. Sana kızardım ama şimdi zamanı değil."
"Seni çok seviyorum iyi ki varsın." Gözlerinde bir parıltı gördüm. Elindeki tepsiyi yatağımın yanında duran küçük masaya bıraktı ve yanıma oturup canımı acıtmayacak şekilde sarıldı.
"Ben de seni seviyorum çilli..."
...
Nehir yoktu, gitmişti. Yine yalnız kalmıştım. Şimdi farkındayım ki kimsem yoktu. Başka biri benim yerimde olsa annesi, babası, ablası, veyahut sevgilisi yanında olur bakardı ona. Elimde olsa hiç yere düşmezdim çünkü biliyorum ki bana bir şey olursa kimse bana bakmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜDÂNÂ
Genç Kurguİnsanlar, içindekileri kimseye anlatamadan mutlu görünmeye çalışırdı. Ama o içinde sakladıkları bir süre sonra içlerini çürütürdü. Onlarda birilerine anlatıp geçer sanırdı. Sahi anlatınca geçer miydi? Unutulur muydu yaşanılanlar? O da herşeyini an...