Kararmış Kalpler (+18)

🌼13. BÖLÜM;Reva

Keyifli okumalar ❤️

Yukarıya çıktığım an rahat edemediğimi fark ediyordum. Çamur kokusuna karışmış değişik kokularla burnumu hissedemezken karşıma çıkan kapıları açarak arkasına geçmemle kilitleyecek kilidi üstünden alıyordum. İki kapıyı da rahatlıkla geçmemle tamamen yukarı kattaydım. Güzel bir doğa kokusu vardı evde ama, ne olduğunu kestiremiyordum.
Zaten dar bir alanda olan bu katta banyoyu bulmam zor olmamıştı. Karşımda olan banyo kapısını açarak içine girmiştim. Hala üzerimde korku varken bu kadar kısa bir sürede bunu yaptığıma hala inanamıyordum.

Banyo, küçük bir kovanın içinde olan Yuvarlak bir kase vardı, onun yanında küçük bir tabure vardı. Ve hemen yanında cayır cayır yanan sıcak bir soba. Üzerinde kaynayan suyun fokurdama sesleri çıplak duvarlarda hissedilirken elimde olan anahtarları küçük bir masaya eşlik eden iki koltuğun üzerine indirerek silahı yanına indirmiştim. Derin nefes alarak üzerimde olan kıyafetleri hızla indirmeye başladım.

Çırılçıplak kaldığım an hiç düşünmeden sobanın üzerinde olan sıcak suyu almaya çalıştım. İndirdiğim gömleğin ucundan tutarak kovayı yere indirmeye çalıştım. Ağırdı ve kaynıyordu.

Güçlükle onu yerinden alıp boş olan kovaya hafif boşaltmaya çalıştım. Kovayı yarıladıktan sonra elimde olanı durdurmaya çalışsam da istediğim suyun üstünde çıkmıştı boyutu.
Biraz daha zorlayarak kovayı yere indirmemle kaynayan suyun ani fışkırmasıyla göğsümün üzerinde hissettiğim acıyla geri çekildim.

Su göğsüme gelmişti. Elimle göğsümün üzerinde olan suyu sürterek dağıtmaya çalışırken acıyla dudaklarımı birbirine bastırdım.
" Canım yandı... ?" dudaklarımda aldığım havayı acıyan yerine üfleyerek taburenin üzerine oturmuştum. Soğuk suyu son raddesinde açarak kaynayan suyun içine dökerken avucuma aldığım soğuk suyu göğsümün üzerine indirdim. Hissettiğim soğuklukla bedenim titreşim haline gelirken aldırış etmeden acımın dinmesini bekliyordum.
Soğuk suyu kapatarak yanımda olan sepete göz gezdirdim. İçinde olan çeşit çeşit sabunla gözlerim şenlenirken renkleri ayrı bir hava katmıştı bu şenliğe. İçinde lila rengini alan sabunu alarak suyla köpürtmeye başladım.

Çıkan kokunun verdiği mayhoşlukla ıslattığım saçlarımdan başlayarak bedenimi yıkamaya başladım.

***
Ortalama kaç dakikanın ardından yıkamayı bitirmiştim bilmiyorum. Ama artık kollarım kalkmıyor ve uykusuzluktan ölecek gibi hissediyordum. Derin nefes alarak kapının arkasında olan havluyu kendime sardım. Banyodan çıktıktan sonra ıslak saçlarımı omuzlarımın arkasına atmıştım.

Olduğum odada ne giyeceğimi düşünürken hiç bir şeyim olmadığını fark ettim. Üzerimde olan havluyu avuçlayarak ne giyeceğimi düşünürken bu halde aşağıya da gidemezdim. Derin nefes alarak masanın üzerinde olan anahtarı aldım. Havluyu iyice kendime sararak kapı kilidini açmaya başladım.

Burada iki kapı olması bana o bodrum katini hatırlatmıştı. Üç tane çelik kapı art ardaydı. Kötü bir hissiyatı. Fakat oda yapılmıştı. Birinci kapıyı açtıktan sonra diğer kapıya yöneldim.
O kapıyı da açtıktan sonra merdivenlerden adım atacakken hemen ilk basamağa indirilmiş kıyafetler vardı.

Dudaklarım kendiliğinden tebessüm ederken aşağıya bakarak elbiseleri elime almıştım. Ne kadar da iyi bir adamdı. Elbiseleri aldıktan sonra tekrar yukarıya çıktım.

Kapıyı ardımdan kapatarak elimde olan kıyafetleri yatağın üzerine indirdim. Renkleri koyu yeşilden ibaretken yaka kısmı ve eteğin alt tarafında kıvrımlı beyaz bir parça yer alırken elbise asimetrik bir şekli vardı. Ayak bileklerinin üzerinde bitiyordu boyu. Kenar kısımları daha uzundu. Eski bir modeldi. Onun altında beyaz bir elbise vardı. Sıfır kol kalçaya kadar uzanıyordu. Sanırım içliğiydi bu ! Hiç düşünmeden üzerimi giymeye başladım.