23 Ekim 2023
Saat 10:25
Ayakları birbirine sürte sürte şehrin en geniş caddesinde yürürken ne yapacağına dair en ufak bir fikri yoktu. Gücünün de giderek tükendiğini ve karnının acıkmaya başladığını fark etti. Soğuk hava ortaya arada bir çıkan güneş ile etkisini yitirse de dışarıda dolaşmak için pek de uygun bir gün değildi.
Uzun bir süre yürüdükten sonra ayaklarının onu nereye getirdiğini görünce kendi kendine hayret etti. Farkında olmadan bir rotayı takip etmişti demek ki. Binalar ve caddeler ne kadar değişirse değişsin yollar hala aynı yerlere doğru akıyordu ne de olsa.
Bir kafenin önündeydi.
Üstünde yazan yazıya takıldı gözleri. El yazısına benzeyen puntolarla "Altays Books&Coffee" yazıyordu.
Gözlerini kısarak biraz daha baktı yazıya. Sonra da etrafını bir daha kolaçan etti. Aslında nereye geldiğini biliyordu. Lisedeyken ve hatta sonrasında bile sürekli geldiği yerdi burası. Ne kadar değişmiş olursa olsun başka bir yerle karıştırmadığına emindi. 2000 yılındaki ismi "Altay İnternet Kafe" idi. En yakın dostunun, bu gerçeklikte eline telefonu alır almaz aramaya çalıştığı Uğur'un babasının işlettiği internet kafe.
Midesi mi bulandı başı mı döndü yoksa ikisi mi birden oldu o an bilemedi ama garip bir duygu tüm bedenini sardı. İçeriye girecek cesaret bir an damarlarından çekilmişti sanki. Belki de tanıdığı hiç kimseyi bulamayacaktı içeride. Belki de artık arkadaşının ailesine bile ait değildi burası. 20 yıldan fazla geçmişti aradan. Bu bir insan ömrü için tüm inandığı şeylerin yok olmasına, tüm varlığının geriye dönülemez biçimde şekil değiştirmesine ve en önemlisi bildiği her şeyin artık bilmediği bir şekil ile var olmaya devam etmesine neden olabilecek kadar uzun bir zamandı.
Vitrindeki yazıya bir daha baktığında içeride Türkçe konuşan birilerinin olup olmadığından bile kuşku duyarken buldu kendini. Hafta sonu izinli askerlerin sigara dumanı altında vakit geçirdiği, liselilerin birbirlerine bağırmaktan başka bir şey yapmadığı bir mekânın isminin 23 senede nasıl böyle değişmiş olabileceğini anlayamadı.
Altaylar Kitap ve Kahve... diye tabelanın çevirisini mırıldandı. Gözünde kendilerini Rus edebiyatına gömmüş acemi askerler veya okuldan kaçıp kahve içen liseliler canlandı canlanmasına ama bu bir Picasso tablosundan farksızdı Murat için.
Derin bir nefes alıp kapıya yaklaştı ve usulca itekleyiverdi. Ağır kapı kayarak açılırken kapının üstünde asılı duran küçük bir zil çınladı. Sonrasında gördüğü manzara ise 23 senenin değişimini "Altays Books&Coffee" tabelasından çok daha acımasızca yüzüne vurmuştu.
Bir gün önce buradaydı aslında. O hariç diğer herkese göre 23 yıl geçmiş olsa da onun için sadece bir gün hatta daha doğrusu bir gece geçmişti. Ve o böylesi büyük bir değişimi eski bir fotoğrafa bakar gibi tüm açıklığı ama tahmin edilemezliğiyle görüyordu karşısında. Ne zihninde görüntüsü yankılanan ve burayı hatırladığı o eski fotoğraf gerçekti o anlarda, ne de gözlerinin önünde akıp duran görüntü kendini gerçek gibi hissettiriyordu.
Sıra sıra bilgisayarların dizili olduğu ve ortada ancak 2 insanın yan yana geçebileceği kadar açıklık olan o internet kafeye göre burası birkaç sınıf daha lüks ve zengin bir havaya sahipti kuşkusuz. İçerde hafifçe kulaklara sızan bir melodi dolaşırken 6-7 genç ellerinde tuttukları o düz porselen-cam şeylere dikkatli dikkatli bakarak bir şeyler içiyordu. Kimi ise bir şeyler okuyor bazıları da tüm kafede yer yer göze çarpan kitaplıkları karıştırıyordu. Güzel bir kahve kokusu kendini belli etse de yanında daha önce pek anımsamadığı başka türden bir koku vardı. Plastik ile süt karşımı bir koku idi ama hangisine daha yakın olduğuna karar veremedi. Dışarının soğuğu buraya etki edemiyordu. Hatta güneş sanki dışarıya cılız bir etki verirken burayı özellikle ısıtıyor gibiydi. Tam ensesinde, bahar güneşinin o tatlı sıcaklığının verdiği hisse benzer bir şeyler hissetti. İstemsizce ensesine vuran o tatlı ısının geldiği yöne cevirdi suratını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geleceğin Gölgesi
FantasyBir gün uyandığınızda kendiniz hariç her şeyin 23 yıl yaşlandığını fark etseniz ne yapardınız? Aileniz, arkadaşlarınız ve hatta sevdiğiniz kız bile artık 23 yıl geçmişte kalmış bir masal olduğunda yeni hikâyenizi yazmaya nasıl ve nereden başlardınız...