Bölüm 14

81 17 8
                                    


23 Ekim 2023

Gece yarısından hemen önce


"Anlatsana..." demişti Uğur yaklaşık bir dakika önce. "Anlatsana bize... O güne dair neler hatırlıyorsun?"

Murat gözlerini yumup düşünmeye başlamıştı sonra. Düşünmekten çok bir kehanette bulunmak için geleceğin sisini dağıtmaya çalışan bir kâhin gibi görünüyordu. Gözlerini yumdu. Sıkı sıkıya yumdu. Sadece bir gün öncesiydi hatırlamak zorunda olduğu şey ama... Ama sanki onun için de aradan 23 yıl geçmiş gibi bulanık bir sisin altındaydı her şey.

Neden sonra Murat gözlerini açtı yeniden.

"Her zamanki gibi bir gündü işte!" dedi. Kelimeler dudaklarından adeta çekingen birer çocukmuş gibi usul usul çıkıyordu. Kaşlarını çattı hatırlaması gereken şeyleri iyice anımsamaya çalışırken. 

2000 yılında yaşadığı son akşamda Elif'e aldığı yüzüğü anne ve babasına göstermişti ilk olarak. Ne kadar mutlu olmuştu ikisi de. Nicedir Elif ve Murat'ın mutlu bir yuva kurduğunun hayali rüyalarını süslüyordu zaten. Annesi hemen düğünün nasıl olacağının planlarını yapmaya başlamış, babası ise gelecekteki torunları ile ne güzel anlar geçireceğinin hayallerine dalmıştı bile.

Laf burada iken Murat kısa bir süre yeniden gözyaşlarına hâkim olamadı. Elif'in de anne ve babasının da canlı hayalleri artık 23 yıl geçmişte kalmış bir hatıraydı sadece. Yüreğinde yükselen merak bir süre sessiz kalmasına neden oldu. Elif'e ne olmuştu ki acaba? Nişanlanmak üzere olduğu o kız neredeydi şu an? Sormak istedi ama duyacağı şeylerden korktuğu için mi yoksa anne ve babasının acısının ağırlığından mı anlaması imkânsız bunu erteledi ve son gecesini anlatmaya devam etti. Aslında sadece Uğur ve Beren'e anlatmıyor kendisi de anılarını tekrar zihninden geçirerek kaçırdığı bir ayrıntı varsa yakalamaya çalışıyordu.

Gece yarısından baya sonra, evden ayrılıp okuluna doğru yola çıkmıştı. Bunu da tüm netliğiyle canlandırabiliyordu hafızasında. Harlan Orman Yolu denen o çamurlu yolda ilerlerken yakalandığı o fırtınayı da tabii.

"Bir an önce okula varmak için sabırsızlanıyordum bu doğru ama yağmur iyice bastırıp yolu çamur haline getirdiğinde hızımı biraz düşürdüm" diye anlatmaya devam etti sonra. Önlerinde duran o gazete haberindeki gibi metrelerce kaymasına neden olacak bir kaza yapmasının imkânsız olduğunu vurgulamaya çalışıyordu. Biraz düşünüp kelimelerini planladıktan sonra devam etti.

"Radyoyu açmıştım ama ne oldu ise birden tüm sinyalleri kaybetti. Ağaçların veya yağmurun buna neden olduğunu düşündüm haliyle. Biliyorsun o ormanda radyolar hep çok zor çeker. Sesler düzelmeyip hışırtılar iyice artınca da radyoyu kapatmak için uzandım."

Beyni zonkladı kısa bir an. O ana kadar neredeyse unutulmuş bir şeyi hatırladığını fark etti. Bir kaza var ise de o ancak bu şimdi hatırladığı şey olmalıydı. Derin bir nefes aldı.

"Radyoyu kapatmadan önce bir şey oldu." dedi. "Hatırlamıyorum ama dikkatimi fazlasıyla dağıttığına yemin edebilirim. Bir kaç saniye radyoya bakakaldığımı biliyorum. Sonra kendime gelip yeniden yola bakmaya başladığımda karşımda o şeyi gördüm."

"Neyi?" diye heyecanla atıldı Beren. Tırnaklarını dudakları arasına almış küçük bir çocuk gibi merakla Murat'ı izliyordu.

"Ağacı gördün değil mi?" dedi Uğur. "Çarpmak üzere olduğun ağacı gördün." En az Beren kadar merakla izliyordu Murat'ı. Zihni Murat öyle olmadığını söylemesine rağmen hala o ağacın ve o kazanın bu hikâyenin sonu olmasını bekliyordu.

Geleceğin GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin