3: Beklenmedik

187 12 5
                                    


Lütfen düşüncelerinizi paylaşmayı oylamayı unutmayın. Teşekkür ederim:)

Düşünüyordum, olaylar nasıl böyle gelişmişti? Zaman ne kadar hızlı geçmişti. Yerde çömelmiş nefesimi düzene sokmaya çalışıyordum. Karşımda kanlar içinde duran ve benim sesime eş değer şekilde bağıran babam benim hizamda uzanıyordu. Ona histerik bir şekilde gülümsedim

"SENİ OR*** EVLADI. ÖLDÜRÜCEM LAN SENİ ÖLDÜRÜCEM. "

Resmen kendi kendine çelişiyor gibiydi. Cevap bile vermiyordum çünkü elime aldığım çubuğu tokat atar gibi yanağına üst üste vurmuştum. Ben az çok hıncımı almıştım belki ama o sinirden köprüyordu.

" Annemi böyle anman ne kadar kötü SEN KİMSİN DE ANNEME OR*** DİYORSUN. P*Ç"

" HELE BİR KALKİM YERDEN ÖLDÜRCEĞİM SENİ ALYA. SANA BUNCA YIL BOŞUNA BAKTIM."

Güldüm. Kahkahalarla güldüm." Sen mi bana baktın? Sen sarhoşken çocuk aklımla sana bakmaya çalışıyordum kendine zarar vermemen için uğraşıyordum. Sen beni yok saydın. Annemi anma adına beni hiçe sayıp unuttun. Gelmişsin seni boşuna bakmışım diyorsun. Sen hiç bir B*k yapmadın senin yüzünden ANNEMİN MEZARINA GİDEMEDİM BEN"

" Ben mi dedim sana bana bak diye bakmasaydın. Sokağa çıksaydın da erkeklerle mi dolaşsaydın ama bakıyorum da sen bu iki hafta boyunca istediğinle takılıp, bir olmuşsundur.

Biraz daha babam olacak herifi dinlersem deliricektim.

" Burdan kalkınca beni öldüreceğini söylüyorsun ya? " buna güldükten sonra sözüme devam ettim. "Sence şuan ne durumdasın? "

" Ne saçmalıyorsun lan sen?"

" Yani diyorum ki bu evden şuan bu gün, bu saat biri yaşamıyor olucak. Peki sen şuan ne durumdasın baba? Alkol aldığın için gücün kuvvetin çok yerinde değil gibi benim darbeleri de hesaba katarsak ha? Nolcak şimdi? "

Babamın resmen gözleri patlamıştı. Sanki kendini kapana sıkışmış gibi hissediyordu. Ben babamın nefesini kesmeyi annemi ilk gördüğüm günden beri planlıyordum. Bugüne kısmetmiş.

Yüzündeki korkuyu görünce bir kahkaha daha attım.

" Y-yapamazsın."

" Öyle bi yaparım ki"

Yüzü bembeyaz olmuş, göbeği ve yarası yüzünden kalkamıyordu. Aslında ikimizde eşittik onun da yanağı yaralı, benimde. O da sol gözünü açamıyor, bende. Bana bakıyordu. Ne yapacağımı bekliyordu. Hareketlerini kestiremiyordu ama şundan eminim kendisi son nefesine kadar bunu yapamicağımı düşünüyordu. Ama yanılıcaktı ve son gülen ben olucaktım.

Şunu demiştim hatırlıyor musunuz? "Yerde titriyordum üsten bakıyordu bana aynı celladım gibi."

Şimdi ise roller değişmişti. Hemde bir kaç dakika sonra kim bilebilirdi ki? Ben bile kendimden bu kadar beklemiyordum. Ama dönüşü yoktu. Hemde yarım bırakamazdım. b
Bugün birimiz burdan sağa çıkacak, birimiz ise kanlar içinde bulunmayı bekliyecek.

Yavaşça ayağa kalktım. Elimden bırakmadığım soba çubuğunu yere sürte sürte, ses çıkara çıkara dibine yaklaştım. Gözleri kendi kanıyla rengini almiş çubuğa gitti. Artık odağı sobanın hala kızgın olan çubuğundaydı. Yalvarmıyordu,bekliyordu. Ne kadar garipti insan öleceğini bile bile susup bekliyordu. Halbuki bağırıp çağırması, ağlaması, yalvarması, dualar etmesi gerekmez miydi?

Babamdan ses çıkmıyordu. Elimde ki kızgın sobba çubuğunu alıp, tereddüt etmeden, elim titremeden babamın kalbine saplamıştım. Babamın bedeni ilk önce bir yukarıya havalandı. Sonra ağzından kan püskürtü. Ağızın da ki kanla kalbine sapladığım çubuğun kan sıçraması üstüme gelmişti. Gözlerini yavaşça bana çevirdi.

" Yüzünde ki izle beni hatırla Alya. Unustan bile rüyalarında kendimi sana hatırlayacağım" Bu onun son sözleri olmuştu. Nefesini vermiş gözleri açık şekilde benim ellerimde ölmüştü.

Ev sanki bir sessizliğe bürünmüştü. İçim bı yandan huzur dolmuş bı yandan da böyle yapmaman gerektiğini vurguluyordu. Vücudum istemsizce kendini yere bıraktı. Sanki yeni yeni kendime geliyor, yeni yeni ne yaptığımı idrak ediyordum. Yavaşça bedenim titreye titreye ayağa kalkıp banyoya yöneldim. Belki komşular seslerimizi duyup polis çağırmıştır. Ama şöyle bir şey de vardı benim haykırışlarımı duymayan insanlar şimdi babamın ölü bedenini bulmak,seferber olmak için polis mi çağıracakdı? Ne garip dünya.

Banyo ya geçip aynaya baktım. Yüzüm morarmış, akan kanlar kurumuştu. Tişörtüm, yüzüm,ellerim kan içindeydi. İlk önce ellerimde ki kanlardan kurtuldum. Sonra üstümü başımı çıkardım. Mutfaktan bir poşet alıp içine koydum. Hızlı hareket ediyordum. Elime geleni giydim ve oturma odasına yavaşça adımlarla geçtim. Babamın göğüsünde ki çubuğu çıkarmam gerekiyordu yoksa yakalanırdım ve annemi bir daha göremezdim. Babamın gözü açık olduğu için bı tık fazla korkutucu görünüyordu. İki elimle çubuğu kavradım ve tereddüt etmeden hızlıca çektim. Biraz sarsıldım ama yere ve ayaklarıma da kan sıçramıştı. Çubuğu aldım ve yanan sobanın içine attım. Yerleri temizleme ihtiyacı duymadım. Sırt çantamın içine 1-2 kıyafet koydum. Evden çıkmadan paramın olmadığı aklıma geldi. Babamın koltukta olan paltosundan cüzdanını aldım. İçinde sadece 400 vardı. Bence bu yeter de artardı.

Para konusu hallolunca aklıma bı an dank etmişti ya ben olduğum hemen ortaya çıkarsa? Bunu sesli dile getirmiştim ve refleks olarak elimle ağzıma vurdum. Ama ben uzun zamandır evden çıkmıyordum. Kim ne diyebilirdi? Babam beni hep işi düşmeyince görmezden gelirdi. İnsanlara bir kızının olduğunu söylediğini pek düşünmüyordum açıkçası. Telefonumu elime almıştım ayakkabılarımı giyip, kan olan kiyafetlerimin içinde olan poşeti elime aldım ve kapıdan dışarı çıkmıştım.

Kan Davası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin