Hatırlatma
Yavaşça ayağa kalktım biraz ilerledikten sonra geri döndüm ve annemin toprağından 1-2 avuç alıp cebime doldurdum. En azından onu görmezsem o benim yanımda olur diye düşünmüştüm. Hızlı hızlı ilerleyip mezarlıktan çıktım.2 hafta sonra
Bir iş bulamamıştım. Babamın bu duruma daha çok sinirlenmesi beni korkutuyordu. İş ayağına annemin yanına gidiyordum. İş bakma konusuna kendimi çok yormuyordum. Yine annemin yanına gitmiştim artık görevliye sorma ihtiyacı duymuyordum. Annemin karşısına geçtim. Kendi kendime söz vermiştim annemin yanına sulu gözlerle gitmemeye ama başaramayordum. Ne kadar gitsem de hasret ve özlemle geri dönüyordum. Annemin mezarına gözlerim dolu dolu izliyor, derin nefesler alıyordum. Sanki ilk geldiğim anı her geldiğimde tekrar yaşıyordum.
" Annem bak ben geldim. Yine iş bulmadım açıkçası pek de bulma ihtiyacı bulmuyorum ama babam beni gerçekten korkutuyor. Ne zaman iş bulamadığımı öğrense sinir krizi geçiriyor."
Anneme içimi döktükçe rahatlıyordum. Ondan başka kimsem yoktu, Dinleyenim yoktu, arkadaşım yoktu.
" Anne bundan kurtulmanın bir yolu yok mu? "
Cevap veremiyordu belki ama hayal gücümde sanki beni cevaplıyordu hissediyordum. Sanki beni sarıp sarmalıyordu.
Arkamdan bir hışırtı gelmişti. Ama bakmak içimden bile gelmiyordu annemle ilgilenmek istiyor ve umursamıyordum.
" hanfendi sizi 2. Kez uyarıyorum kusura bakmayın ama sizce de geç değil mi? "
" Beyfendi bunu kendim karar verebilirim düşünceniz için teşekkür ederim"
Yine aynı beyfendi ve yine aynı kıyafetler ve yine bana üsten bakışları
" gerçekten kusura bakmayın ama dediğim gibi burası pek uygun yerler değil beni yanlış an-"
" Asıl siz kusura bakmayın sözünüzü bölüyorum ama bir kere uyardınız ve uyarınıza karşı burdaysam bu benim seçimimdir. Düşünceniz için teşekkür ederim ama annemin mezarında ne kadar durup durucağım sizi ilgilendirmez."
" Acınızı anlıyorum, üzgünüm hanfendi ama size tehlikeli bir şeylerle karşılaşabileceğinizi söylüyorum " diyerek uzaklaştı.
Arkasından" ben kendimi koruyabilirim merak etmeyin. " hiç bir karsilik vermeden yoluna devam etti.
" Anne üzgünüm az önce ki yasanan durumdan dolayı yine gelicem tamam mı? Kendine iyi bak"
Mezarlıktan çıktım ve istemeye istemeye evin yolunu tuttum. İçimde her gün olan o korku duygusu vardı. Düşüncelerim beni ele geçiriyordu.
" Ya bu sefer beni yaralarsa? Kendine zarar verirse? Kendini kontrol edemezse? Tepkisi daha fazla olur mu? Acaba anneme gittiğimi öğrendi mi? "
O son düşünce yürürken beni durdurdu. Gerçekten biliyor olabilir miydi? Ama nerden bilecekti ki bütün gün evde ya içiyor ya sızıyordu. Eve geldiğimde sızıp kalması için dua ediyordum.
Evin önünde durmuş. Kapıya bakıyordum. Işıklar yanıyordu ve saat 18.00 dı. Derin bir nefes alıp evin kapısını anahtarla açtım. Her ihtimale karşı sessiz ve dikkatli adımlarla ilerledim.
Babamı tam oturma odasında göremediğimin şaşkınlığı yaşicakken başka bir şokla karşılaştım. Babam duvarın dibinden çıkıp saçlarıma yapışmıştı. Saçlarımı sertçe çekmesiyle çığlık aynı saniyede olmuştu.
" Nerdesin lan sen? NERDEEE"
" Baba valla iş arayışındaydım. Yemin ederim.
" KİMLERLE BULUŞUYORSUN İŞ AYAĞINA HA? BEN SANA İŞ BUL PARA GETİR DEMEDİM Mİ? "
" Babam yemin ederim, yemin ederim iş arıyordum. Yeni yeni dışarıya çıktım biliyorsun. Her yeri bilmiyorum. "
" ZIRVALAMAYI KES YARIN BİR İŞLE GELİCEKSİN BU EVE. DUYDUN MU? "
Saçımın diplerine daha çok asılmıştı canım çok acıyordu. Alkollü görünmüyordu ve bu yüzden gücü kuvveti yerindeydi.
Beni sertçe yere bıraktı. Ellerimle saçımı dokunup, acımı dindirmeye çalışırken. Babamın sobaya yaklaşıp, kızgın soba demirini aldığını gördüm. Gözlerim yerimden çıkana kadar açıp, ağlamaya başladım.
" Baba yalvarırım, yalvarırım yarın iş bulucam. Yemin ederim."
" Çok geç. 2 HAFTA BOYUNCA NE B*K YAPTIN HA SÖYLE"
Eline aldığı çubuğu yanağıma bastırdı. Öyle bir bağırdım ki kendi sesin kulaklarım da çınladı. Sesimi duymasına rağmen çubuğu çekmiyor, elini çeneme daha sıkı tutuyordu. Bağırışlarım duyulmuyor,kimse yardıma gelmiyordu. Ağlamıyor resmen haykırıyordum.
Birden sertçe bıraktı beni. Yerde titriyordum üsten bakıyordu bana aynı celladım gibi.
" YARIN İŞ BULUP GELİYORSUN ALYA YOKSA BUNDAN FAZLASINI YAPMAKTAN ÇEKİNMEK"
Koltuğuna yürüdü ve kendini koltuğuna yerleştirdi. Bense ona öfkeyle bakıyordum. Aklımdan çokça şey geçiyordu. Yavaşça kalktım. Göz yaşlarım yanağımı yakıyordu. Derin nefes alarak ona sert ve dik şekilde bakıyordum.
Gözünü televizyondan ayırıp " O yara benden sana miras kalsın yavrum " dedi pişkin pişkin. Gözlerim benim canımı yaktığı sobanın çubuğuna bakıyordu sadece. O televizyona odaklanmış ben o çubuğa. Yanağımdan sıcak bir şey akıyordu. Ama umursamıyordum. Çubuğa doğru adımladım ve elime aldım.
Yorum yapıp düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan Davası
Ficção Adolescente"öylesine yazılan bir kurgudur" İhanetlerden, acılardan ve travmalardan doğan bir hikaye