6: Cevapsız sorular

113 8 4
                                    

Hala bir açıklama bekliyordum. Derin nefes aldı, kendini hazırladı ve konuşmaya başladı.

" Babanla bir husumetimiz vardı. O yüzden ona zarar vermek istedim. Mezarlığa gitme sebebim birini kaybedişim değil seni tanımakdı. Çünkü Baba'nın yani Akifin bir kızı olduğunu bilmiyordum. Seni gördüğüm de aslında seni kullanarak babanın acı çekmesini sağlicaktım ama seni evine kadar takip ettiğim de o şerefsizin sana şiddet ettiğini gördüm. Sana zarar vermekten vazgeçtim çünkü baban sana yeterince zarar vermişti. Canın yansa Baba'nın umrunda olmazdı bende babanı öldürmeyi düşündüm. Sen benden önce davrandın."

Bı yandan şaşırmıştım bir yandan da üzülmüştüm. Yüzüme vurmuştu babamın beni değerli görmemesini. Bir de beni kullanmak istediği için tanışmaya çalışmıştı. Ne tuhaftı dediği gibi ondan önce davranmış o pisliği öldürmüştüm. Pişmanlık duymuyordum ama yine kötü hissediyordum.

" Babamla ne husumetin vardı? "

" Her sorunun cevabı olmaz küçük hanım. "

" Konu benim babamsa bir cevap vermek zorundasın " sonlara doğru sesimi bastırmıştım.

Derin nefes aldı. " Şöyle düzeltelim istersen konu senin öldürdüğün baban "

" Konuyu saptırma ve söyle! "

" Sesinin ayarına dikkat et daha fazla söylemiyeceğim. "

" O zaman sorduğum sorulara cevap ver geçiştirme. Hem dikkat etmezsem nolucak? "

" ilk öncelikle burası benim evim ve benim kurallarıma uymak zorundasın. İkinci olarak sorulara memnuniyetle cevap veririm bazılarına."

" Sen beni buraya zorla getirdin ve benden burda senin kurallarıma uymamı mı bekliyorsun? "

" Anlamak zor değilmiş ha? "

Bı de dalga geçiyor herife bak. Beni zorla getirmiş bı de sadık olmamı bekliyordu. İstemsizce kahkahalarımı tutamadım. Şaşkın şekilde bana baktı. Beklemediği anda kahkahalarla gülen birini beklemiyordu.

" Komik bir durum mu var küçük hanım? "

" Evet, evet var. " kahkahalarımı tutamıyordum. Bir kaç dakika sonra derin nefesler alarak kendime geldim. Cevap vermemi bekliyordu. Anlamaya çalışsa da neye güldüğümü anlamamıştı. Muhtemelen aklımı sıyırdığımı düşünüyordu.
Valla pek sıyırmadım değil.

" Ne komik biliyor musun beni zorla buraya getirip kurallarına uymamı salak gibi beklemiş olman. Şimdi de ne yapacağım biliyor musun çantamı alıp kendi yoluma bakicam. Hadi dur kırılma her ne b*k içinse teşekkür ederim. "

Ayağa kalktım ve çantamı alıp tek koluma taktım. Ona baktım o bana bakıyordu ama bir şey demiyordu. Kapıya adımlayıp, kapı kulpunu indireceğim sırada konuştu.

" Sence peşinde sadece polisler mi var? "

Ne diyordu lan bu? Ha jandarmayı kast ediyorsa olabilir bak ama ikisi de aynı şey ve ikisinin de beni koyacakları da aynı şeydi. Ona bakmadım veya dönmedim. Kulpu indirdim ve kapıyı açtım. Tekrar konuşmaya başladı.

" Senin baban olucak şerefsizin peşinde sadece ben mi vardım sanıyorsun? "

Yeter. Gitmek istiyordum o ise bunu zorlaştırıyordu. Ne istiyordu ya benden? Ben kendi başının çaresine bakmak istiyordum. Bunları kendim düşünmek istiyordum. Benim yerime neden o bunları düşünüyordu?

" Açık konuş pislik "

" Diyorum ki benim gibi düşünecekler Baba'nın acısını senden çıkaracaklar."

Dur bı saniye ne demişti şimdi bu pislik. Benim gibi dedi. BENİM GİBİ DEDİ. İçimden çokça söverken ona hafif bir sırıtışı ihmal etmeden koşturmaya başladım.

Valla biri görse beni olimpiyatlara yazdırırdı herhalde. Kendime ödüllendirmeyi unutmicam çünkü o da benim koşmamı bekler gibi benim arkamdan hışımla gelmişti.

O kadar şanslıydım ki benimle konuştuğu o da çıkışa yakındı ve ilk açtığım kapıda dışarısı olmuştu işte kendimi bu yüzden ödüllendiriceğim. Ama bir o kadar da şanssızım çünkü pislik beni orman gibi bı yere getirmiş. Tahmin etmiştir tabi kaçacağımı kim bile isteye zarar göreceği yerden kaçmazdı ki zaten?

Valla kapıdan çıkarken o anın heyecanıyla bir çığlık atmadım değil. Ama bu korkudan değilde sanki oyun oynuyorduk da yakalanmama heyecanı içerisindeydim.

Maşallah bu herif de benim kadar varmış çünkü o da tazı gibi arkamdan geliyordu. Önüme gelen ilk düzlüğe girdim. Koşmaya devam ettim. Yoruldum demeden arkama bakmadan koşuyordum. Her önüme gelen ayrıma seçim yapmadan giriyordum. Bir o kadar da evden uzaklaşmıştım. Ama herif hala peşimde gibi hissediyordum bu yüzden durmuyordum.

Ya burda bir anayol yok mu? Nereye getirmiş bu adı herif beni? Valla öldüm, geberdim nefessizlikten. Ama bir gram ses duymuyordum. Bir ağacın gövdesini tutup nefesimi kontrol ettim. Tam koşacağım sırada bir silah sesi patladı. Ağzımdan ise istemsizce ses çıkmıştı. Pislik yerimi bulmak için beni korkutmuştu. Zeki bir herif ama bende az değilim yani. Koşmaya devam ettim. Hava kararıyor ama ben koşmayı bırakmıyordum.

Biliyordum, yakalanırsam iyi şeyler olmiyacağını biliyordum. Ama söylede bir şey vardı. Polise mi yakalanmak daha iyiydi? Yoksa bu pisliğe yakalanmak mı?

Ben yakalanmak istemiyordum ki? Ben özgürlüğümü istiyordum. Ben en çok annemi istiyordum. Ben mutlu olmak istiyordum. Ben nefes almak istiyorum...

Bölümü oylamayı yorum yapmayı unutmayın okuduğunuz için teşekkür ederim:)

Kan Davası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin