4: Karşılaşma

160 11 12
                                    

Hatırlatma: Telefonumu elime almıştım ayrkkabılarımı giyip,kan olan kıyafetlerimin içinde olan poşeti elime aldım ve kapıdan dışarı çıkmıştım.

Artık ezbere bildiğim yere doğru hızlı adımlarla ilerliyordum. Yani annemin yanına eğer kaçmam gerekirse annemi son kez görmek istiyordum. Mezarlığın girişin de durup derin nefes aldım. İçimden anneme bu gerçeği nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum. İlerlemeye başladım. Güvenlik kafasıyla beni selamladı bende hafif bir tebessümle onu selamladım.

Annemin mezarının önünde durdum. Derin bir nefes aldım. Yanına geçip yere çömeldim.

" Anne ben sanırım kötü bir şey yaptım. Kötü bir şey yaptığımın farkındayım ama ben kötü hissetmiyorum. Nereye gidicem ne yapmam gerekiyor onu hiç bilmiyorum. Anne ben-"

Birini arkamda hissetmiştim sanki ama arkama döndüğüm de kimse yoktu. Kedi, köpektir diye önüme geri döndüm ve cümleme devam ettim.

" A-anne ben babama çok k-kötü bir şey yaptım. Ben onun bir daha bana veya sana zarar vermemesini önleyecek kalıcı bir çözüm buldum."

Bunu dile getirmek ne kadar zordu ne kadar kötüydü. Halbuki daha az önce kötü hissetmediğimi söylüyordum. Yutkundum ve devam ettim.

" Anne lütfen bana kızma ve beni affet. Şu saatten sonra ne yapmalıyım bilmiyorum. "

" İsterseniz ben yardımcı olurum hanfendi"

Yine mi diye geçirdim içimden. Ayağa kalkmadım veya yüzümü ona dönmedim. Gitmesini diliyordum.

" Beyfendi beni lütfen yalnız bırakır mısınız! "

" Hanfendi sizi sürekli rahatsız ediyorum farkındayım - "

" Evet, evet ediyorsunuz "

" Ama daha önce sizi burda hiç görmedim. Bu mezarın başına arada bi bir adam gelirdi ama sizi ilk defa görüyorum. Sizde anneniz olduğunu söylemiştiniz. "

" Pardon da siz kimsiniz? "

" Bakın sizi anlamaya çalışıyorum. Ben de bir yakınımı görmeye her gün gelirim. Uzun zamandan beri, dediğim gibi sizi ilk defa görüyorum."

" Sizi ilgilendirdiğini sanmıyorum beyfendi "

" Ama daha az önce birine kötü bir şey yaptığınızı itiraf ettiniz ve yardım istediğinizi de "

Şok olmuştum. O kadar alçak sesle konuşmama rağmen bu adam bunu duymuş muydu? Ne cevap vericektin şimdi? Resmen köşeye sıkışmış gibi hissediyordum.

" hanfendi isterseniz yard-"

Hızlı ve net şekilde " gerek yok " diyerek çantamı alıp ayağa kalktım. Hızlı adımlarla çıkışa yöneldim. Tam çıkıyordum ki bana yetişmişti.
Hassss..

Artık koşmaya başlamıştım. İçimde hem yakalanma korkusu hem de annemle vakit geçiremeden uzaklaşmak zorunda kalmışlığın kırgınlığı vardı. Arkama bakmadan resmen topukluyordum. Sokaklar insanlarla dolunca benim kaçmam zorlaşıyordu. En azından eşittik çünkü baktığım da insanların arasından o da zor bir şekilde geçiyordu. Önüme gelen her sokağa giriyor gözden kaybolduğuma emin olmaya çalışıyordum. İnsanlara çarpa çarpa hızlıca ilerlemeye çalışıyordum. Yavaş yavaş uzaklaştığıma emin olunca biraz yavaşlamıştım bı ara sokağa girmiştim. Kenara cokmuştüm artık nefesimi kontrol etmeye çalışıyordum. Bu herif beni niye boşa kovalamıştı. Acaba anlamış mıydı? Bu düşünce aklıma doldukça kendime gelip oturduğum yerden kalktım.

Girdiğim sokaktan tam çıkıyordum ki bir beden beni duvara doğru sertçe çarptı ve arasına aldı. Bu oydu elleriyle kollarımı sıkı sıkı tutmuş, derin nefes alıp veriyordu.

" kime ne yaptığını açıklayacaksın küçük hanfendi "

Şuan gerçekten köşeye sıkışmıştım. Anın heyecanıyla kalbim normalden daha hızlı atıyordu. Gözlerin de ki duyguyu anlamdıramıyordum. Kızgın mıydı? Yoksa gözlerinde ki o duygu her şeyden haberdar olduğunu mu vurguluyordu?

" Kimi öldürdünüz? "

Anlamıştı. Ne desem boştu şuan zaten ne dersem diyeyim beni polise ihbar etmiyecek miydi? Bana yardımcı olucak halı yok ya.

" B-ben "

" Evet sen? "

Ellerimi daha çok sıkmıştı.

"Canımı yakıyorsun pislik herif"

" Uzatma da söyle o zaman "

" Anlatsam ne yazar beni anlayabilecek biri değilsin. Boşa zamanımı harcama ve beni rahat bırak" sonlara doğru dişlerimi sıkarak yanıt vermiştim. Çünkü gerçekten vakit kaybediyordum. Belki komşular çoktan o polisi aramış, polis de o pisliği bulmuş beni arıyordu.

" İyi o halde küçük hanım karakol da halledersiniz durumunuzu. Belki sizi orda daha iyi anlarlar. " diyerek bırakmıştı kollarımı ve 1-2 adım geriledi. Bana bakıyordu bir cevap bekliyordu. Ondan uzaklaşmaya başlarken;

" Şuan gidersen bana bir yanıt vermeden polis illaki seni bulur çünkü bir şeyler sakladığını, yaptığını biliyorum. Yüzünü de görebiliyorum tarif etmek zor olmasa gerek değil mi? "

S*keyim nerden çıktı bu adı herif

" Ha birde tehtid ediyorsun öyle mi? "

" Tüh öyle mi oldu? "

Sinirliydim. Ama o gayet sakindi yavaşça ona döndüm. Ellerimle iki yakasını tuttum.

" Bana bak pislik kendi hayatına dön benimkini kurcalama yeterince karışık. Senin gibi adı bı herifle uğraşacak vaktim yok. İstersen ara polisi ama sence ben burda olur muyum? "

Yüzünün hâli değişti. Az önce sakindi şimdi ise gergin. Bense artık vakit kaybının farkına daha çok vararak. Ordan uzaklaşıyordum ki boynuma keskin bir acı saplandı. Saniyeler içinde yere yığıldım gözümü açık tutmaya çalışıyordum ama başarısız olmuştum.

O pislik boynuma sert bir cisimle vurmuş beni bayıltmıştı.

Hikaye hakkında düşüncelerinizi belirtirseniz memnun olurum okuduğunuz için teşekkür ederim:)

Kan Davası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin