Birazcık da olsa kendime gelmiş, odanın içerisinde ki banyoyu kullanıp duş almıştım. İyice düşündüm ve şu karara vardım;
Hiç bir şey duymamış gibi yapacak en güzel fırsatta da babamı bulacaktım.Duştan çıktıktan sonra Arslan'ın odasında olduğum için onun dolabından kıyafetlerini aldım. Kendime göre sadece uzun ve bol bir tişört bulmuştum. Tişörtü üstüme geçirdikten sonra odadan çıktım ve burada kaldığım odaya geçtim. Bu halde dolaşacak değildim ya!
Odam yine merdivenlere yakındı, o yüzden de duvara yakın bir şekilde yürüyordum ki kimse beni görmesin diye devam ederken, korktuğum şey başıma geldi. Arslan, merdivenlerden çıkıyordu. Beni böyle görmesini istemiyordum ama çoktan gözleri, gözlerime kenetlenmişti.
Yavaş yavaş çıktığı adımları bıraktı ve sadece öyle durdu." O üstünde ki benim tişörtüm mü? "
" Hmhm "
Gülümseyerek yanıma doğru adımladı. Önümde durduğun da beni resmen beğeni ile süzüyordu. Onun o bakışlarına sadece gözümü devirmekle yetindim.
" Çok yakışmış" pis pis sırıtarak odasına yöneldi. Bende hızlıca kendimi odama attım.
Derin bir nefes alarak az önce yaşanan saçmalığı hafızamdan sildim.
Odaya geçtikten sonra üzerime daha rahat kıyafetler giyip yatağa uzandım. Aşağı inip o iğrenç yüzleri görmek istemiyordum. Üstümden çıkardığım Arslan'ın tişörtünü, odanın ortasına yere öylece bıraktım.
Düşünmek bir yerden sonra boğuyordu insanı...Kapım tıklandı ama ben kafamın içinde ki karmaşadan "gel" bile diyemedim. Kapı açıldı ve içeri 1 adet Arslan geldi.
Yüzüm ona dönük şekilde uzanıyordum yatakta ama onu hiç takmıyordum artık. İlk önce bana sonra yerde ki tişörtüne kaşları çatık bir şekilde baktı.
" Neden üstünden çıkardın? "
" Kıyafetini giymek zorunda kalmıştım odadan havluyla çıkacak değildim. Odaya geçince de burda ki kıyafetleri giydim. "
" Üstün de güzel duruyordu ama sen bilirsin. "
" Uzatıcak mısın yoksa neden geldiğini açıklayıp gidecek misin? "
Kapıyı kapattı ve biraz bana doğru adımladı.
" Aslında bakarsan evet biraz uzatmak istiyorum. "" Nasıl? "
" Bu sabah ne oldu Alya? "
Hayret gerçekten de bana ne olduğunu mu soruyordu? İçimde ki kahkaha atma isteğini bastırmaya çalıştım ama pek mümkün olmadı.
" Se-sen cidden bu-bunu s-soruy-yor musun? "
Gülmekten konuşmamıştım. Bu adamın yaptığı hareketlerin hiç bir belirici tarafı olmadığı için ne dese boş geliyordu.
" Neden gülüyorsun? "
Birazcık da olsun kendimi sakinleştirdik'den sonra derin bir nefes alarak karşılık verdim ve yattığım yataktan dikleştim.
" Beni dinlemek istemediğini söylemiştin ve şimdi de konuş diyorsun komik geldi. "
" O zaman sinirliydim. Üzgünüm "
" Her sinirlendiğinde beni karanlığa mı hapis edeceksin Arslan? Hemde hala burda ne b*kuma durduğumu anlamdıramadığım yerde. "
" Alya. Kötü bir davranış sergilediğimi biliyorum özür dilerim. Burda neden durduğun konusunda da zamanla anlayacaksın. "
" Çık odadan. "
" Alya..."
" SANA ODADAN ÇIK DEDİM ARSLAN! HEMDE HEMEN. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan Davası
Teen Fiction"öylesine yazılan bir kurgudur" İhanetlerden, acılardan ve travmalardan doğan bir hikaye