Beyza sabahları çok severdi. Erken kalkmayı çok seven biri olmamasına rağmen, sabah bir şeyler yapmak hep sevdiği bir şey olmuştu. Yanında Kübra varken daha çok zevk alacağını şu an fark ediyordu. Aslında kız gayet düzgün bir şekilde yumurta soyuyordu, ama Beyza için evinde karşısında olması bile önemli bi şeydi. Islak saçları daha koyu mavi olmuş, makyajını da çıkartmıştı. Cildinde ufak tefek lekeler dışında çok bir şey yoktu aslında ama göz altları tahmin ettiğinden daha mordu. Kızı uzun süre dikizlemenin garip kaçağını düşünüp önüne döndü kız.
Kübra da kılıcıyla (çatalıyla) savaş veren (zeytin alan) kıza güldü. O derece konsantrasyonla ancak savaşıyor olması gerekirdi.
"Elinle alsan hakaret olarak almam."
Beyza, sen çok biliyosun, der gibi baktı Kübra'ya.
-Sen değil ama zeytin algılayabilir.
Kübra kısa bi kahkaha attı. Beyza da sonunda zeytini çatala denk getirebilmişti.
"Soru."
Çekirdeği dilinde döndürürken cevapladı Beyza.
-Yolla.
"Çatal bıçak kullanımı nereden gelmiştir?"
Beyza gülümsedi. Henüz kızı değil ama bu alakasız konuşmalarını çok seviyordu. Kübra için çok erkendi, öyleydi.
-Batıdan diyorum, doğuda elle yiyorlar sonuçta.
Kübra kısa bir süre düşündü.
"Asya'da çubuk kullanılıyor ama."
Beyza nefesini dışarı verdi. Biraz düşündü.
-Ama çubuk dediğin şey aslında parmak yerine kullanılıyor, yemekleri aynı mantıkla yiyorsun.
Kübra kafasını salladı.
"Doğru. Çatalla almıyor batırıyorsun, bıçakla da kesiyorsun koparmıyorsun."
Beyza aynen öyle diye kafasını salladı.
Kahvaltıyı sofra kültürleri hakkında biraz konuşup, sonunu google'a bakıp cevaplandırarak geçirdiler.
Beyza sofrayı toplayan kıza dönüp sordu.
-Eee şimdi sırada ne var?
Kübra gülümsese de nefesini rahatsız bir şekilde dışarı verdi.
"Gerçekten kalmak çok istiyorum ama eve uğramam lazım."
Beyza gülümsedi.
-Sorun değil.
Kübra da ona mahcup bir şekilde gülümsedi.
"Ama dışarıda bir işim var, sonra arkadaşlarla buluşacağız, gelmek ister misin?"
Beyza sırıttı.
-Arkadaşlar kimler?
Kübra iki fincanı masaya koyarken konuştu.
"Elif, Doruk okuldan belki tanırsın. Elif işletmede Doruk makina mühendisliğinde."
Okuldan tanımıyordu, Kübra'yı en cazip tabirle takip ettiği için tanıyordu. Hatta bir kaç gün önce Elif tarafından tehdit edilmişti.
Rahatsızca öksürüp çaydan bir yudum aldı, çayın çok sıcak olduğunu fark etmesiyle kararından hızlıca pişman oldu.
-Elif'i belki görmüşümdür ama bilmiyorum.
Kübra kafasını salladı.
"Onlar işte bir de iki üç arkadaşımız."
Beyza gülümsedi.
-Gelirim tabii. Ama telefon numaran lazım.
Sessizce güldü. Birlikte yaptıklarını düşününce hala kızın telefon numarasını almamış olması komikti.
Kübra ona bakıp sırıttı.
"Kayıtlıyım ki."
Beyza anlamamış bir şekilde kıza baktı. Çünkü anlamamıştı.
"Yani dün sabah evden çıkarken kaydedip kendimi çaldırdım, telefonunu karıştırmadım merak etme."
Beyza şaşkınlıkla gülümsedi. Kızın anormal değil de normalden uzak olduğunu biliyordu ama bu kadarını tahmin etmemişti.
-Ne diye kaydettin?
Kübra gülümsedi.
"Onu da sonra öğrenirsin."
Beyza bir kahkaha atınca Kübra da ona katıldı.
Kitap okunmaya mı başladı yoksa sevgilim ben üzülüyorum diye her gün hesap açıp oy verip gidiyor mu bilmiyorum ama her iki türlü de teşekkür ederim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unut |gxg|
Romansaİki üniversiteli genç kadın arasında geçiyor. Gerektiği kadar romantizm ve hüzün var. Gerektiği kadar da cinsellik. İyi okumalar dilerim.