17

517 42 0
                                    

Beyza aynada kendine baktı. Tamam zaten güzeldi. Güzel olduğunu biliyordu. Ama şu an verdiği uğraşın boşuna olmadığını görüyordu. Saatin 6 olduğunu gördü. Kübra'nın mesajını beklemesi gerekiyordu. Gayet kolaydı. Elif'in Kübra'nın yanında pot kırmasından çok korkuyordu. Ama bir yandan da iyi biri gibiydi. Çok tanımadığı için tahmin yürütmesi zordu. En iyisini ummaktan başka çaresi yoktu. Masadan titreyen telefonunu aldı.


Öpmediğin mavili;  Mudanya sahilde buluşacakmışız. Nasıl geleceksin?                                                      

 Beyza kızın kendisini kaydettiği isme bir süre güldü. 

Siz; dolmuşa binerim şimdi                                                                                                                                                                  

Öpmediğin mavili; tamammm.

Beyza, elbisesi ve Mudanya'yı gözden geçirdi. Rüzgar olur muydu? Kesinlikle. Yine de giyecek miydi? Elbette. 


Tamam Mudanya sahilinde rüzgardan kaynaklı Marilyn Monroe olmamak için savaş verirken bu kararından biraz pişmanlık duyuyordu. Ayrıca Mudanya sahili upuzundu ve herhangi bir kafe önü vs belirlememişlerdi. Sahilin girişinde öylece dikilmek de Beyza'yı biraz huzursuz ediyordu. Tam Kübra'ya yazacaktı ki uzaktan elinde poşetle gelen mavi saçlı birini gördü.

Kübra ona doğru yaklaştıkça gülümsemesi büyüyordu. Tamam elbisesi, deri ceketi, saçları, normalde yaptığından çok daha özenli makyajıyla güzel olduğunun farkındaydı Beyza, ama porselen kızın bunu sadece mimik olarak belli etmesi bile onu daha çok sevindirmişti. 

Kübra ona yavaşça sarılır diye bekliyorken kız, Beyza'nın bi bakıma üstüne atladı. 

"Uuuuuuu so pretty!*"

Tamam belki elbise iyi bir karardı. Beyza kahkaha atarak kıza geri sarıldı. Ayrıldıklarında o da kıza baktı. Kübra da her zamanki gibiydi. Üstünde uyumsuz bir şey yoktu. 

-Siz de çok güzelsiniz hanımefendi. 

Kübra ellerini havada salladı. 

"Biliyorum biliyorum öv beni."

Beyza yine kahkaha attı. 

-Don't flatter yourself. *²

Kübra sahilde yürümeye başladığında Beyza da ona ayak uydurdu. 

-Eee arkadaşların nerede?

Kübra ona dönüp gülümsedi. 

"Az ilerde kayalıkların oradalar. Çardakımsı bir yer var, arada gidiyoruz."

Beyza orayı Doruk'un hikayesinde görmüştü, ama bilmiyormuş gibi başını salladı. 

Yanlarına geldiklerinde durdular. Ona bakan 6 insan vardı. 4'ü çardakta oturuyor ikisi ayaktaydı ve birden okulda kendini tanıtıyormuş gibi hissetti Beyza. 

-Selam, Beyza ben. 

Çardağa önce Kübra hemen yanına da Beyza oturdu. Kıvırcık mor saçlı Beyza'nın karşısında oturan kız elini uzattı. 

-Duru ben de.

Ardından kahverengi saçlı bir çocukla el sıkıştı. 

-Kadir.

Sonra Melihle. Beyza onu tanıyordu ama Melih'in haberi yoktu. 

Kumral bir kızla da tanıştı. 

-Aslı ben de memnun oldum. 

Dorukla da el sıkışmıştı, ama zaten birbirlerini takip ettikleri için biraz daha normaldi. 

Ve en son, Elifle. 

-Sen bizim okulda değil misin?

Elif'in sorduğu soruyla afallamıştı. Hiç tanışmamışlar gibi yapmakta Elif çok iyiydi. Beyza ise biraz zorlanıyordu. 

-Evet evet, iç mimarlık. Sen?

Elif elini uyarır gibi daha çok sıktı. 

-İşletme. 

Aslı poşetlerden bira çıkartıp herkese ayrı bira verdi. Kimin ne içtiğini ezberlemiş olması açıkçası Beyza için etkileyiciydi. 

-Beyza sana ne verelim?

-Miller var mı?

Aslı kafa sallayıp şişeyi Beyza'ya verdi. 

Melih Beyza'ya bakıp kendi şişesini onunkiyle tokuşturdu. Tek miller içen ikisi vardı. 

-Siz nereden arkadaşsınız?

Duru sanki bu soruya hep kendisi cevap veriyormuş gibi hızlıca konuşmaya başladı. 

-Bu Elif karısı lisede o kadar sosyaldi ki, oradan buradan topladı bizi. Daha fazlaydık başta ama işte gidenler oldu.

Kadir de birasını yudumlamadan konuştu. 

-Ölenler oldu.

Kübra birasını yutmakta zorlanırken Beyza gülerek sırtına vurdu. 

Aslı masanın altından Kadir'i cimciklediğinde, Beyza söylenilenin şaka olmadığını fark etti. 

Melih fazla sesli öksürdü ve devam etti. 

-Ya Beyza aslında bunlar sonradan geldi. Elif, Kübra, Ben en başta biz üçümüzdük. Beraber büyüdük yani.

Kübra oturduklarından beri ilk defa konuştu. 

"Sonra bunlar peşimize takıldı kurtulamadık."

Aslı duygulu bir şekilde hızlıca nefes aldı. 

-Çabuk lafını geri al!

Kübra ve Elif kahkaha atarken Beyza da onların bu haline sırıtıyordu. Susup Kübra'yı arkadaşlarıyla sonsuza kadar izleyebilirdi.

Melih, Doruk ve Elif bir tür laf dalaşına girmişlerdi. Kadir ve Kübra sakince izliyor gibi görünüyorlardı.Duru ve Beyza kahkahalarla izlerken Beyza, onlarla daha bir iki saattir tanıştığını unutmuştu bile. Bu dikkatli seyrin tam ortasında çıplak teninde hissettiği parmaklarla sustu Beyza. 

Eteğinin sonundan yavaşça baldırından yukarı giden bir el, Beyza'nın bütün dikkatini bir anda yok etmişti. Kübra hızını alamayınca yavaşça ona eğilip fısıltıyla bağırmıştı. 

-Napıyosun!

Kübra'nın dudağını ısırıp,

"Napıyorum?"

Demesi de ona hiç yardımcı olmamıştı. Öte yandan Kübra şu an gerçekten çok eğleniyordu. 




*Uuuuuuu çok güzel!

*²Kendini o kadar övme.

















Unut |gxg|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin