Yeni bölüm geldi.
Bu arada diğer kitabıma bakarsanız sevinirim. ELİS EFSA KARA.
NEYSE.
Keyifli okumalar.
.
.
.
.
.
.
.
.
❄️"Okan abi yeter ya iyiyim ben."dedim bıkkınlıkla.
"Ya kızım birşey olmuş, söylemiyorsun. Belli. Dökül çabuk."
Beni bu kadar iyi tanımasına gıcık oluyordum."Tamam abi, anlatacağım."dedim direksiyonu sıkarak.
Bir yandan araba kullanıyor bir yandan da Okan abimle konuşuyordum."Ha şöyle."dedi."Birkere de ikilettirme."
"Söylüyorum o zaman."dedim. Uzattıkça sinirleniyor, o sinirlendikçe bende keyifleniyordum.
"Öyküüü!"
"Offf!"dedim. Artık söylemem gerektiği için hiç uzatmadım."Abi benim sevgilim var."
Şimdi adam düşüp bayılırsa şaşırmam çünkü ilk defa ona sevgilim olduğunu söylüyordum.
"Nee!?"
"Okan abi ben şimdi biyolojiklere geldim, kapatıyorum."dedim ve başka birşey demesine müsaade etmeden kapattım.
Tabiri caizse telefonu suratına kapattım.
Yoksa susmazdı.
Bu evlilik konusu çok canımı sıkıyordu. Hele Fırat binbaşıdan hiç haz etmemiştim. Bu işte kesin bir şey vardı.
Çünkü ben ne zaman birinden haz etmesem bu işte bir bokluk çıkıyordu.
Hadi hayırlısı.
Arabayı park ettikten sonra indim ve kapıyı çaldım. Çok beklemeden Gülşen Hanım kapıda belirdi.
Hiç beklemeden sarılınca karşılık verdim. Öyle sıkı sarılıyordu ki sanki ne kadar derdim varsa hepsini alacak gibiydi.
Salona geçtiğimiz zaman Salih Bey beni gördüğünde ayağa kalkarak sarıldı.
Ardından Kaan, Can, Mete, Semih'le karısı, Karan'la karısı sarılmışlardı. Ben şaşkınlıkla onlara bakarken ön yargılarının nasıl gitmiş olabileceğini düşünüyordum.
"Kızım 2 haftadır telaşlıydık, tek başınaymışsın."dediğinde kaşlarım çatıldı.
"Nereden biliyorsunuz tek başıma olduğumu."dedim.
"Kaç kere geldim, albayla konuştum. Bir keresinde ben oradayken aramıştım."
...
Bozkurt ailesi endişeliydi. 5 gündür Öykü'den haber yoktu. Karargahla bağlantısı kesilmişti ve ona bir şey olma ihtimalini kimse düşünmek istemiyordu.
Salih Bey, Semih ve Mete belki bir haber alırız diye karargaha gelmişlerdi.
"Öykü'yle bağlantımız kesildi ama o tek başına da idare eder."demişti albay. Tek başınamıydı biricikleri.
Ailesi daha da telaşlanmışlardı.
Albay'la Bozkurt erkekleri Öykü hakkında konuşurken Albay'ın postası o anki heyecanla kapıyı çalmadan hızla odaya girdi. "Komutanım Öykü Komutan bizimle irtibata geçti."dedi nefes nefese.
"Yuva'dan lavinyaya duyuyormusun beni?"
"Duyuyorum komutanım."dedi ve zamanı kısıtlı olduğu için hemen anlatmaya başladı." Komutanım istanbul'da patlama yapacaklar. Birde bu Hiko şehre inecek yakın bir zamanda. Gerçek adı Soner Karadağ, Dağlarda Hiko yani Hikmet diyorlar. Birde şu dosyalar bende güvende aklınız kalmasın."diyerek anlatmaya başladı.
"Aferin kızım, yakın zamanda görüşeceğiz."
"Komutanım Hiko gittikten sonra kampı patlatacağım?"dedi sorarcasına.
Albay gülerek "İzin verilmiştir Yüzbaşı."dedi.
"Emredersiniz komutanım, kapatmam lazım."dedi ve irtibat kesildi.
Albay Bozkurt erkeklerine döndü. Hepsinin gözlerinde gurur, endişe vardı. Öykü'ye hayran kalmışlardı.
Gerçi Öykü Selen SAVAŞÇI'ya hayran kalmamak elde değildi.
(Egoo😶)...
Demek albay'la konuşmuştu. Hiçbir şey diyemedim. Ne diyebilirdim ki? Ben konuşmayınca kimse konuşmadı.
Merdivenlerden gelen ses ile bakışlarım oraya döndü. Dört beş yaşlarında bir kız bir erkek iki sevimli çocuklar vardı.
İner inmez dibimde bittiler."Seyn bizim hayamızmısın?"diye sordu kız çocuğu.
"Galiba evet."dedim. Verdiğim cevap karşısında ellerini birbirine vurdu.
"Oleyy beyimde aytık hayam var."dedi Selin. Evet adı Selin'di. Hatırlamıştım.
"Hayır Selin o benim hayam." Bana baktı. "Demi haya."demesiyle ne diyeceğimi bilemedim.
"Ben ikinizinde halası olurum."dedim gülümseyerek.
"Geyçekten mi?" Aynı anda sormuşlardı.
"Gerçekten."dedim ve dememle koltuğun üstüne düşmem bir oldu.
Nedenmi?
Çünkü bu çocuklar sanki karşılarında düşman varmış gibi üzerime atladılar.
Ben onlar düşmesin diye tutarken salondakiler gülüyordu.
Serkan sağ, Selin sol yanağımı öptükten sonra üzerimden kalktılar.Onlara bakarak gülümsedim. Buruk bir gülümsemeyi bu. Çocukluklarını yaşıyorlardı.
Benim aksime.
"Haya bugün benimle uyursun?"dedi bir hayli heyecanlı çıkan sesiyle Serkan.
"Evet haya bizimle uyu."
Ne diyeceğimi bilmediğim için Karan ve Semih'e baktım.
İkiside sanki anlaşmış gibi aynı anda kafalarını sallayınca merakla benden cevap bekleyen çocuklara döndüm."Olur."Aile olmayı becerir miyim bilmiyorum, onları üzmemeyi...
Ben çok kırıcı bir insandım. İnsanları kırabilirdim, sevdiklerim hariç...
Bundan sonra sadece Serkan ve Selin için bile gelebilirdim buraya.
Onlar masumdu.
Tıpkı Demir Ares'im gibi
...
Bölüm sonuna geldik.
Nasıl buldunuz?
Sakin bir bölümdü.
Sürekli bir kaos vardı ve biraz sakinlesin istedim.
Birdee diğer kitabıma bakarsanız sevinirim.
Profilimde var zaten.
Neyseeee
Çok konuştum.
Görüşürüz.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Yağmurdamlasi 💧
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVAŞÇI
Teen Fiction8 yaşında anne babasını kaybeden kız. Büyümüş asker olmuş. 8 yaşına kadar ona eziyet eden aile gerçek ailesi değilmiş. ●Komutan Öykü'nün hikayesi ... "Öykü tebrik ederim yüzbaşım."dedi albay bana bakıp sırıtarak. Göz ucuyla Fırat binbaşı...