Şaka maka 26.Bölümü yazıyorum ha.
Destekleyen herkese kocaman kollarımı açıyorum
Oy ve yorumuzu eksik etmeyinde daha güzel yazabileyim.
Keyifli okumalar.
...
"Yiğit'le aranda ne var?"
Şuan bana 'menemen soğanlı mı yoksa soğansız mı olur.'dese şaşırmazdım belki ama bu soruya şaşırmıştım.
"Birşey yok."desemde tabii ki inanmadı.
"Belli oluyor zaten birşey olmadığı."dedi yükselerek. "Adam beni tehdit etti lan, neymiş efendim senden uzak duracakmışım, sende onu seviyormuşsun tıpkı onun seni sevdiği gibi."
"Tamam."dedim bu sefer onun aksine sakince. "Özür dilerim onun adına konu kapansın."
"Bir daha olmasın."dedi sertçe. "Benim sizin evcilik oyunlarında işim olmaz. Üstelik..."
"Evlilik falan deme."diye sözünü kestim. "Başka kadınla aynı yatakta gördüğüm bir adamla olamaz, gelmiş bana evlilik diyor... Fesuphanallah yaa."
Bana cin görmüş tavuklar gibi baktı.
"Evlilik demedim ben."
"Olsun."dedim. "Ben baştan uyarımı yapayım da."
"Bir dakika."dedi sanırım ampul yanmıştı kafasında. Şuan aydınlanmış gibi duruyordu.
"Bu adam seni aldatmış mı?"
Başımı salladım. "Oldu öyle şeyler."dedim sanki hiç üzülmemişcesine.
"Senin gibi bir kadını mı aldatmış amına koyduğumun çocuğu." Alparslan ağzının içinde birşeyler mırıldandı ama duyamamıştım.
"Sesli söyle."dedim.
"Yok birşey." diye tısladı yüzüme karşı.
"Ne konuşuyorsun öyle vızır vızır." Poyraz'la Demir neden gittiyse artık. Beni bunun yanında bırakmışlardı. Bu yüzden bile onları daha fazla süründürebilirdim.
"Konuşmuyorum ben vızır vızır." Çocuklar gibi konuşması komiğime gitmiş ve kıkırdamıştım.
"Hmm."diye mırıldandım gülerek. Bakışları bir an sekteye uğrasada hemen kendini toparladı. "Hem senin yüzünden bu adamı haşat edemedim."
Gerçi neresi haşat edilecekse adamın, ben gelmeden önce adamı gebertmişlerdi bana sadece son dokunuşu yapmamı istiyorlardı.
Ondan sonrası çok hızlı gelişti, adamın işini bitirip hastahaneye geçmiştik. Evet ben ve Alparslan geçmiştik. Demir bana mesaj üzerinden bizimle gelmeyeceğini yazmıştı. Alparslan'da Kaan'ı görmek istemişti. Bu yüzden o da geliyordu.
Hızla kata çıktığımızda Alparslan'a döndüm.
"Ben bir doktoruyla konuşayım, sen odaya gir." Beni onaylamasıyla ikimiz de ters yönde ilerlemeye başladık.
Doktorun odasına geldiğimde kapıyı tıkladıktan sonra içeriye adımladım. Beni görünce yüzüne bir tebessüm oluştu, ayağa kalktı sonra.
"Öykü hanım."diyerek elini uzattı. Bir kaç saniye uzattığı eline baktığımda ayıp olmasın düşüncesiyle bende elimi uzatıp sıktım.
"Kaan ne zaman çıkar hastahaneden, durumu nasıl Doktor bey?"
"Beklediğimden iyi gidiyor Kaan'ın durumu. Şuan bile çıkabilir ama kendine dikkat etmesi şartıyla."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVAŞÇI
Teen Fiction8 yaşında anne babasını kaybeden kız. Büyümüş asker olmuş. 8 yaşına kadar ona eziyet eden aile gerçek ailesi değilmiş. ●Komutan Öykü'nün hikayesi ... "Öykü tebrik ederim yüzbaşım."dedi albay bana bakıp sırıtarak. Göz ucuyla Fırat binbaşı...