Yeni bölüm geldii.
Keyifli okumalar.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Kulağıma gelen telefon sesiyle gözlerimi araladım. Elimle telefonu ararken bir yandan da esniyordum.Telefonu bulduğumda kim olduğuna bakmadan açtım."Ne var sabah sabah?"
"Aşk olsun, insan sevgilisiyle böyle mi konuşur?" Fırat'ın sesiyle istemsizce yüzüm buruştu.
"Ne istiyorsun Fırat?"dedim sakince.
"Evinde yoksun, karargahta mısın?" Nerede olduğumu yeni fark etmişim gibi odada gözlerimi gezdirdim.
"Hı-hı dosyalar birikmişti."dedim bıkkınca.
Dosya işinden nefret ettiğimi daha önce söylemişmiydim.
"Geliyorum oraya."dedikten sonra telefonu kapattı. Bende üzerime çeki düzen verip odamdan çıktım.
Adımlarım beni bahçeye götürürken yanıma yaklaşan erle duraksadım.Ellerinde siyah gül vardı.
Yinemi?
Gülleri uzatırken "Komutanım bu güller size gönderilmiş."demesiyle alıp eri gönderdim.
Bahçeye çıkmak yerine tekrar odama girip gülün etrafına baktım. Kart görmemle ellerim önce duraksadı.
Tehlikede miydim?
Evet. Ama bu önemli değildi benim için. Önemli olan etrafımda olan kişilerdi.
Kartı elime aldığımda siyah keçeli kalemle yazılmış yazıyı okudum.
*Etrafındakilere fazla güvenme derim, kimin seni sırtından bıcaklayacağı belli olmaz.*
Ne demek istiyordu? Etrafımda bana ihanet edecek kim vardı?
Umarım, umarım düşündüğüm kişi değildir. Yoksa benim bile tahmin edemeyeceğim şeyler olur.Odanın içinde istemsizce volta atarken karargahta hain olduğu aklıma geldi. Ama kimdi işte?
Şüphelendiklerim olsada elimde kanıt olmadığı için birşeyde diyemiyordum.
Odadan çıkınca Albay'ın odasına kapıyı tıkladıktan sonra 'gir.'komutuyla girdim. Hiç birşey demeden, hiç konuşmadan elimdeki kartı masanın üzerine koydum.
Bu hareketimle kaşları çatılsa da birşey demeyip notu alarak okudu. "Birşeyler dönüyor."
Brova!
Anlamadık sanki!
(Tiktok akim anlamadık sanki ksjsnsnsn aklıma geldi.)"Hain?"dedim sadece.
"Bulamadık. Hain yakınlardan biri muhtemelen, çok dikkatli ol ve nerede ne konuştuğuna dikkat et."
"Emredersiniz komutanım."dedim. Benim düşündüğümü düşünüyordu. Etrafımda birileri bana ihanet ediyordu.
Odama girip sandalyeye oturduktan sonra ellerimi çeneme yasladım ve düşünmeye başladım.
Bir şekilde bu hainin bulunması lazımdı.
Telefonuma gelen bildirimle sadece benim duyabileceğim bir şekilde mırıldandım. "Görev var."
Sonrası çok hızlı gerçekleşti. Timi toplayıp tam teçhizat hazırlandık. Başımızda Fırat komutanla helikoptere bindik, şuan helikopterde plan yapıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVAŞÇI
Teen Fiction8 yaşında anne babasını kaybeden kız. Büyümüş asker olmuş. 8 yaşına kadar ona eziyet eden aile gerçek ailesi değilmiş. ●Komutan Öykü'nün hikayesi ... "Öykü tebrik ederim yüzbaşım."dedi albay bana bakıp sırıtarak. Göz ucuyla Fırat binbaşı...