-22

23 4 0
                                    

Çizmemin ucu yerdeki çakıl taşlarına takılınca tökezlesem de, hızlıca dengemi sağlayarak koşmaya devam ettim.

Dün gece, Iona ile beraber uzunca bir süre Ortak Salon'da ödev yapmıştık. Hâliyle, çok yorgunduk ve Iona yatağa girip uyumaktan başka bir şey istemiyor olmalıydı. Benimse... Benimse istediğim birazcık farklıydı. Uyumak istemiyordum zira uyursam yine kâbus göreceğimi biliyordum ve bu kâbuslar artık o kadar fazla olmuştu ki, karabasanlarımdan korktuğum kadar onları tekrar görme ihtimalimden de korkmaya başlamıştım. Dolayısıyla, Iona hızlı hızlı ama acele etmeksizin yatmadan evvel yapması gerekenleri hallederken; ben her şeyi abartılı bir yavaşlıkla yapmıştım. Giyeceğim pijamayı seçmek için uzunca bir süre oyalanmış, giyinirken ağır çekimde hareket etmiş, dişlerimi peygamber sabrıyla fırçalamıştım. Üstelik, normalde yapmasam da yüzüme siyah nokta maskesi de uygulamıştım. Artık o kadar saçma şeylere yönelmiştim ki Iona buna bir dur demesi gerektiğinde karar kılmıştı.

Biz de, benim yatağımda bağdaş kurarak sohbet etmeye başlamıştık. Iona gibi harika biriyle arkadaş olduğunuzda, sorunlarınızı dillendirmeye mecbur kalmıyordunuz. Yine aynısı olmuştu ve Iona benim isteksizliğimi anlamıştı. Biz de, saatlerce konuşmuştuk. Kimi zaman tespitlerde bulunmuş, bazen dedikodu yapmış ve bazen de spiritual hakkında yorumlarımızı paylaşmıştık. Taşı bulma serüvenimizin saçmalığı hakkında... Iona ile sohbet etmek, tahmin edebileceğinizden daha eğlenceliydi ve gerçekten de kafamı dağıtmış, çokça gülmüştüm.

Şimdiyse, uyuyakaldığımız için neredeyse kaçırdığımız Bitkibilim dersine yetişmeye çalışıyorduk.

"İlk serada niye kimse yok, anlamadım." dedim nefes nefese, bir yandan omzuma astığım çantayı düşmemesi için tutup diğer yandan koşarken. Iona da peşimden geliyordu. Eliyle pembe saçlarını ensesinden tutup geriye attı ve terlediği için buharlaşan gözlüğünü ittirdi. Bana yetişmek için benim iki katım hızla koşarken bir yandan da cevap verdi. Tabii kelimeleri, bir yandan nefes aldığından olsa gerek, yuvarlak ve kısmen anlaşılmaz çıkmıştı. "Belki ikinci serada derse başlamışlardır."

İkinci serayı da aynı tempoyla, çakıl taşlarının üzerinde koşarak geçtik. Ancak Iona'nın normalde hep doğru çıkan tahminlerinin aksine, ikinci sera da boştu. Kapısında da her zamanki kocaman kilitlerden vardı. Homurdandım ve koştuğum için karışan saçlarımı elimle düzeltmeye çalıştım. Burnumun ucuna kayan gözlüğümü düzelttim. İkinci serayı geçmiştik ve aynı aceleyle üçüncü seraya koşturuyorduk. Kendi gürültülü soluklarımın yanında Iona'nın hırıltılı nefeslerini de duyabiliyordum. Ayakkabılarımızın tabanları, çakıl taşlarıyla temas ettiğinde gürültüyle çatırtılar çıkarıyordu. Hava soğuk olduğu için kalın giymiştik ve şimdi kazağın üstüne mont geçirdiğim için çok pişmandım.

Gözlerime iki profesör çarptığında koşuma ani bir son verdim.

Iona, benim bu ani hareketim karşısında tökezlemiş ve sendeleyerek durmuştu; ben de refleks olarak onu kolundan tutmuştum. Birbirimize şaşkınlıkla baktıktan sonra yeniden profesörlere döndük. Lacivert, kadife cübbesi çakıl taşlarını süpüren Profesör Baruchard tüm ihtişamıyla üçüncü seranın önündeydi. Onu takip eden Karanlık Sanatlara Karşı Savunma profesörü Araskna da üçüncü seradan çıkıyor, arkasından kapıyı kilitliyordu. Çıkardığımız gürültü ve hâlâ rahatsız edici şekilde yüksek soluk alış verişlerimiz dolayısıyla bize bakan Profesör Baruchard, yüzünde ufak bir tebessümle hafifçe kaşlarını kaldırdı. "Sizi buraya hangi rüzgâr attı bakalım; Bayan Ward, Bayan Venenum?"

Iona ile birbirimize baktık. Onun nefeslerinin hâlâ düzene girmediğini gördüğümde, "Bitkibilim dersine gidiyorduk, profesör." diyerek sözü aldım. Bu lafım üzerine iki profesör birbirine bakmıştı. Başmüdürünkini görememiştim ancak Profesör Araskna'nın yüzü, huysuzlukla kasılmıştı ve içimden bir ses bizim aptal olduğumuzu düşündüğünü söylüyordu. Iona ile yeniden birbirimize kısa bakışlar attık. Profesör Baruchard yeniden yüzünü bize çevirdiğinde, çehresinde biraz daha sorgulayıcı bir ifade vardı. "Hâlbuki Bayan Regina'nın rahatsızlandığını ve derslerinizin iptal olduğunu daha henüz, kahvaltıda duyurmuştum."

𝐒𝐏𝐈𝐑𝐈𝐓𝐔𝐀𝐋, 𝘸𝘪𝘻𝘢𝘳𝘥𝘪𝘯𝘨 𝘸𝘰𝘳𝘭𝘥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin