XVIII

10.4K 724 276
                                    

Daha düzgün bir mentale sahip olarak geri döndüm.
Arayı bu kadar açtığım için özür dilerim, bir daha olmayacak. 🥺
Sizi seviyorum <3
Keyifli Okumalar!!

Kötü geçen her gecenin bir sabahı vardı, aynı şekilde iyi geçen her gecenin de. Kimi zaman kötü geçen gecenin sabahı güzel olurdu, kimi zaman ise iyi geçen gecenin sabahı kötü.

Bu sabah da benim için iyi geçen gecenin kötü sabahı gibiydi. Sabah uyandığımda babam yanımda yoktu. Babamın odasından çıkıp salona geçtiğimde ise yine kimseyi görememiştim.

"Bakma boşuna, yoklar." dedi arkamdan gelen Tuna'nın sesi.

"Neredeler?" dedim ona dönerek.

"Bilmem, bana söylemezler genelde. Uyuyup uyanırım ve yok olurlar." Gülerek söylediği sözlerin aksine gözlerinden geçen acı onun kadar beni de yakmıştı.

"Tuna uyuyordu, onu öptüm. Hızlıca yanıma birkaç eşya alıp çıktım evden."

Annemin satırlarıydı benim canımı yakan, annemin gidişiydi onun canını yakan. O daha bebekken annesi tarafından terk edilmişti ve yalnız büyümüştü. Babam, Fırat abim, Çağrı abim onu bırakıp gitmek zorunda kalmışlardı her sabah. Yalnız hissetmişti, belki de kimsesiz. Anneme bir kez daha kızmıştım ama aradan geçen 19 yıldan sonra hiçbir şey fayda etmiyordu.

Her nasıl baktıysam gözlerine, bakışlarını kaçıran o oldu. "Özür dilerim." dedim mahcup bir sesle. Özür dilerim, seni daha iki yaşındayken terk eden anne benimle on sekiz yıl kaldığı için. Özür dilerim, sen belki de evde birilerinin gelmesini beklerken ben her gün evde beni bekleyen anneme koştuğum için.

Bakışlarını hızla bana çevirdiğinde yüzündeki ifade şaşkınlıktı. "Ne için?" dedi merak dolu sesiyle.

"Kahvaltıda ne yemek istersin?" diye sordum onun sorusunu es geçerek. "Gerçi pek becerikli olduğum söylenemez ama yumurta kırsam yer misin?"

Karşısında bir deli varmış gibi bir süre beni inceledi, ardından dudakları hafifçe yukarı kıvrıldı. "Sürpriz yumurtamızın ellerinden zehir olsa yerim." dedi alay edercesine. "Ama sen yine de zehirleme."

Sahte bir sinirle koluna vurarak salondan çıktım. Sürpriz yumurta da ne demekti, iltifat mıydı yoksa hakaret mi? Bilmiyordum ama bildiğim bir şey varsa o da Tuna'nın beni kabullenmeye başladığıydı. Mutfağa girdiğimde kimsenin olmadığını gördüm, çalışan kimsenin olmaması benim için daha iyiydi. Hızla önce çayı koydum, ardından dolaptan kahvaltılıkları çıkararak mutfaktaki masaya koydum. Daha önce bu masada yemek yediklerini görmemiştim fakat şu an tüm bunları yemek odasına taşıyacak değildim.

Aradan geçen dakikalarda kahvaltı sofrasını hazırlamış, çayı demlemiş ve yumurtayı kırmıştım. Son olarak Tunayı çağırmak için arkamı döndüğümde onun zaten kapının pervazına yaslanmış beni izliyor olduğunu gördüm. "Ne zamandır oradasın sen?" dedim kaşlarımı çatarak.

"Güzel kokular geldiğinden beri."

"İnsan yardım eder, öküz."

"Çok konuşma sürpriz yumurta." dedi ve yanımdan geçerek sofraya oturdu. Ben de peşinden gidip karşısına oturdum.

"Bu masada ilk defa yemek yiyorum." dedi.

"Neden ki?"

"Her evin kuralları vardırya, o muhabbet işte." dedi önemsemeden. Elindeki ekmekten bir parça kopardıktan sonra ortada duran yumurtaya batırdı. "Zehirlenmeyeceğim değil mi?"

YıkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin