Yepisyeni bir hikaye ve yepyeni bir dramla daha ben geldim. Yorumlarınızı alırım efenim.
Çok heyecanlıyım hu hu...Bt: 08.10.2023
Nasıl da ayırdı yollar ve nasıl birbirimize çıkardı bizi. Saatlerdir yoldaydım. Sabah saatlerinde çıktığım yol gecenin üçünde varış noktasına ulaştırdı beni. Bir otele yerleşince biraz uyumuş sabahın erken saatlerinde merkeze gidip girişimi yaptırdım. Sonra da ev aramak için çıktım.
Ben uzun yoldan geliyordum, yorgun yoldan. Gözlerim nemli, annemin gözleri gibi. İkizdereye geçmiş annemin anlattığı yerleri gezmeye başlamıştım. Bir kötülüğe ev sahibi olan bu sokaklarda mı ayırdınız annemi çok sevdiği sevdasından?
Beni herkes tanır dedi annem, beni tanıyan yok. İnsanlar yabancı olduğum için durup izliyor, aralarında fısırdaşıyordu.
"Kötü olan komşularım değildi. Onlar beni tutmaya çalıştı da güçleri yetmedi."
Annemin komşuları, annemin arkadaşları, annemin en sevdiği, gardaşum dediği kadın, ben geldim.
"Konağı görünce hemen anlarsın. Eskidir görünüşü ama yenidir de. Üç katlı, hep bir arada yaşarlar. Babaannen oğullarını yanından ayırmamak için o kadar büyük yaptırmış evi. Bizim odamın en üst katta, yola bakan tarafta ki ilk iki pencere. Rüzgar çanlarım vardı ben oradayken, Asaf Ali severdi. Asaf benim yaptığı her şeyi severdi. "
Annemin odasına bakıyordum aşağıdan. Rüzgar çanları vardı, bunu görünce içim titredi. O pencerenin önünde beklemiş annem babamın gelişini, askerdeyken bile.
" Güzel kiz, neye bakayisun? "
Sesle döndürdüm başımı. Oradaydı, annemi kahreden, kahrettiği yetmezmiş gibi rezil rüsva eden kadın.
"Faruk abimin eşi. Onu da hemen tanırsın. Mavi gözlerinden, bir de tatlı dilinden. Sinsilik yaparak insanların güvenini kazanır, sonra da bulduğu ilk fırsatta o insanı yerin dibine sokar."
"Kiralık ev arıyorum" diyerek ona yakın bir yere kadar yürüdüm. O tel örgünün öbür tarafındaydı. Evin önünde koca koca iki kazan kaynatıyordu.
"Vah yavrum, yanluş yerdesun. Bu konak benum."
Mal mülk sevdasından mı kıydın iki gencecik insana ve dahi bana?
"Konağınız çok güzel."
"Öyledur."
"Yalnız mı yaşıyorsunuz?"
"Nerde yavrum nerde. Anası danası başumda." Başımı salladım. "Buralarda kiraluk ev yok, sen çarşiya bakasun."
"Peki, teşekkür ederim."
"Uy rica ederum. Sen ne iş yapayisun?"
Tebessüm ettim tam söyleyecekken telefonum çaldı. "İyi günler" diyerek geri yürümeye başladım. "Annem."
"Kızım merak ettim aramadın."
"İyiyim, ev aramaya çıktım."
"Merkezdesin değil mi?"
"Hı hı."
"Nil!!!"
Benim adım Nilüfer. Adımı annemin babama tav olduğu bir demet Nilüfer çiçeğinden alıyordum. Diğer adı lotus çiçeği. Su bitkisi. Adına ne derseniz deyin ben annemin çiçeği, annemin su bitkisi, annemin her şeyi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUL BENİ
ChickLitSeneler evvel iftiraya uğrayan Gülnihal ailesiyle birlikte memleketini terk etti. Yirmi dört sene sonra kızı Nilüfer'in tayini oraya çıktı ve Nilüfer karanlık geçmişin içine girdi. O zamanlar askerde olan babasının şimdilerde derbeder olduğunu öğren...