BUL BENİ

33. Maç Heyecanı 2

Nil'le Miraç'ın arkadaşlığını bozmak istemiyorum ama Nil'e yeni bir aşkta yazmak da istemiyorum.

Çünkü ikisini seviyorum.

Ne yapacağuk ya? Ahaha

Yorumlarınızı bekliyorum....

🪷

Elimde bir kap patatesli börekle depoya geldim. Saçlarıma bir özen gösterdim, makyaj yaptım. Üstümde evde giydiğim bol, kalın şalım vardı. Saçlarımı tek omuzunda toplayıp deponun içine doğru yürümeye başladım. Ofisi boş gördüm çünkü.

Çalışanlar paketleri taşıyordu. Bir kadın kahkaha sesiyle sol tarafa dönüp iki büyük reyon geçtim. İki reyon arasındaydı Miraç sarışın bir kadınla.

Her şey için çok geçti belki de. Belki de biz bir sene önce savrulduğumuz o yerden tamamen koptuk. Her şeyimizle birlikte. Keşke biraz anlayışlı olsaydım.

Telefonum sesiyle ben sıçradım, Miraç bana döndü.

"Nil" dedi gülümseyerek. Cebimden telefonumu çıkarırken o bana doğru geliyordu. "Hoş geldin tatlım."

"Bir saniye... Efendim abi?"

"Nilüfer acil gel."

"Bir şey mi oldu?"

"Allah aşkına yetiş."

"Tamam tamam."

Telefonu kapattım.

"Nereye ya?"

"İş. Sana börek getirmiştim ama" dedim kadına bakarak. Bize bakıyordu.

"Ne iyi ettin."

"Gitmem lazım şimdi."

"Gitme" dediğinde ben kapıya gidiyordum. "Biraz kalsaydın, çok mu önemli ya?"

"Evet." Dışarıya çıkışı arabama doğru gidiyordum.

"Nil" dedi elimi tutup beni durdururken. "Geri gel bari."

"Yok ya ben rahatsız etmeyeyim hiç seni."

"Olur mu öyle şey. Senden rahatsız olur muyum hiç? İşin bitince gel, sabaha kadar burdayım biliyorsun."

"Duruma göre bakarım."

"Ararım ama."

"Tamam" dedim gülüşümü tutamadan."Böreği ye ama babamla yaptık. Afiyet olsun."

"Yerim. Ama börekten sonra tatlımı bekliyorum."

Başımı salladım. Elimi çekip arabaya doğru gittim, sonra geri döndüm.

"Şey" diyerek geri gittim. "Yarın maça gidecek misin?"

"Tabi ki."

"Bende gelebilir miyim, seninle?"

"Çok sevinirim."

"Kahveleri ben alırım."

"Bitterleri de ben."

"Görüşürüz o zaman."

"Geri gel Nil."

"Uğraşırım."

Arabaya binip yola çıktım ama onu görünce her daim yüzümde oluşan gülümsemeyle...

*

Bir kargaşanın içinde buldum kendimi. Bir kadın bas bas bağırıyor, Sibel'i evire çevire dönüyordu. İnsanlar da durmuş izliyordu. Ama şimdi nasıl izlemesinler, kadın çok güzel dövüyordu.