28. Çıldırmak

2.6K 244 61
                                    




Hu hu ben geldim. Hemen yazdım geldim.

Sizde yorum yapın lütfen.

🪷




En nefret ettiğim şeylerden biridir gecenin bir köründe çalan telefon. Ağırlık çökmüş üstüme uyuyup kalmıştım. Zorlukla doğrulup telefonu aldım. Yabancı numara, hadi bakalım.

"Efendim."

"Nil" dedi ağlamaklı bir ses.

"Kimsiniz?"

"Birlikte olmuşlar. Bizi aldattılar" diyordu hıçkıra hıçkıra.

"Kim?" dedim korkarak.

"Sibel'le Miraç" deyince kaşlarımı çattım.

"Abdullah sen misin?"

"Benim" dedi iç çekerek.

"Ne diyorsun Allah aşkına sen. Miraç, Sibel'i kaçırmadı ki!"

"Öyleymiş evet ama Sibel bir video gönderdi bana."

"Ne videosu?"

"Dilim varmıyor söylemeye. Birlikte olmuşlar işte."

"Yooo, saçmalama. Miraç yapmaz öyle şey."

"Onlardı Nil, ikisi. Gözlerimle gördüm. Midem bulanıyor. Harcadılar bizi, kullandılar."

"Bana yollasana şu videoyu."

"Yok sildim."

"Ben seni ararım sonra" deyip kapattım. Deli saçması bu. Gece gece rüya gördü herhalde. Miraç'ı arayacaktım, herhalde işteydi hâlâ. Kilit ekranında bir mesaj vardı, bir video olduğunu anlıyordum. Videoyu açtım birden ve...

O an...

Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Mide bulandırıcı bir seks videosunda kimlerin olduğu apaçık ortadaydı.

"Anneeee! Anneee!" diye bağırdığımı hatırlıyordum sinir krizi geçirmeden hemen önce.

Anladım ki hırs seni hiçbir yere götürmez. Sana ait olmayanı gönlünün sahibi yaparsan o seni buna pişman edermiş çok iyi anladım. Hiç haddimiz olmadan birilerinin arasına girmek huzur getirmez, olanı da kaçırırmış çok geç anladım.

Uyudum uyandım ve ağrı hiç azalmadı. Kalbimin ortasında kocaman kocaman taşlar vardı. Tıpkı her kırılan kalp için gönül dağından devrilen taşlar gibi.

Sürekli hıçkırıklara boğuluyordum ama biliyordum artık. Büyük bir hata yaptım ve sonunda kalbim ellerimin arasından düşüp kırıldı ve tuz gibi dağıldı dört bir tarafa.

Rize'ye geldiğimizde babamın kollarının arasına sığındım. Çünkü bana dayanak lazımdı, yıkılabilirdim. Dengede değildim, düşebilirim.

Buraya babam için geldim, burası benim memleketim. Gitmeyecektim, sırf aldatıldım diye dünyanın öbür ucuna da gitmeyecektim.

"Miraç'ı göreceğim baba."

"Nilüfer!"

"İtiraz duymak istemiyorum."

Başım ağrıyordu. Gözlerimin içi yanıyor, ellerim kendini sıkıp duruyordu. Hep akşam oluyordu.

Ben akşamları hiç sevmiyordum. Babam yokken de sevmezdim. Çünkü gündüz hiçbir şey hissetmez insan ama akşam olunca, hele de gece; işte orada görünmeyen bıçaklar keser boğazınızı. Sabaha kadar kaç kere ölürsünüz sayamazsınız ama sabah olunca hisler perdeleri açar ve içeriye gün ışığı girince onlar uyur. Hisler geceleri yaşar.

BUL BENİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin