"Bunun fiyatı ne kadar?"
Şükran gittiğinden beri bir gözü karşı dükkandaydı. Bir taraftan da müşterilerle ilgilenmeye çalışıyordu. Onun burada olmasını niye bu kadar kafasına taktığını anlamıyordu. Aradan yıllar geçmişti. Üstelik bütün her şeyi onun üzerine yıkıp gitmişti. Yaşadığı baskıdan ve çektiği acılardan haberi bile olmamıştı yıllarca. Niye hâlâ ona karşı yüreği kıpır kıpır oluyordu? Niye adını duymak bile kendisini ilk günkü kadar heyecanlandırmaya yetiyordu? Bu çok aptalcaydı. Emre sevgisini asla hak etmiyordu. Geçmişte kalmış birisini geçmişte bırakması ve bu çocukça aşk takıntısından bir an önce kurtulması gerekiyordu.
"Yüz yirmi dokuz lira efendim."
Müşteri başını olumlu şekilde sallarken "Tamam alıyorum. Lütfen hediye paketi yapar mısınız?" dedi.
"Tabiki de."
Tolga bibloyu paketlerken içeriye annesi ve kız kardeşi girdi. Kardeşine gülümseyerek bakarken "Ooo prensesimiz nihayet evden çıkmışlar. Nasıl, dinlenebildiniz mi bari küçük hanım?" dedi gülümseyerek.
"Aşk olsun abi. Beni gardan sen alırsın diye beklemiştim ama sen ortalarda yoktun. Hiç mi özlemedin biricik kardeşini?" diye sordu aynı şekilde gülümseyerek.
"Bunu söylediğime inanamıyorum ama galiba özlemişim? Gel buraya küçük cadı" diyerek kardeşine sarıldı.
"İnanmazsın ama bende özlemişim? Seni özleyeceğim hiç aklıma gelmezdi."
İki kardeşin tatlı atışmasını mutluluk içinde izledi annesi müşteri dükkandan çıkarken. Küçükken durmadan kavga eden iki kardeş artık büyümüşlerdi. Ama hâlâ birbirlerini kızdırmaktan keyif alıyorlardı.
"Anlat bakalım akşam nereye kayboldun?"
Kardeşine baktı ne diyeceğini düşünürken. Parayı kasaya koyup kapattıktan sonra "Biraz işlerim vardı. Garda rehin kalmadın ya. Annem almış seni uzatma işte" dedi sonunda alaycı bir ses tonuyla.
"Siz iki kardeş hasret giderin. Ben babanızı fiziğe götüreyim. Bir saate gelirim" diyerek annesi dükkandan çıktı.
Ceren "Duyduğuma göre Emre abi gelmiş" diyerek baktı gence. Tolga gözlerini kaçırarak bir şeylerle meşgul oluyormuş gibi yaptı. Herhangi bir cevap vermeyen abisine bakarken "Yoksa onunla buluştuğun için mi gelemedin beni karşılamaya?" diyerek güldü.
Kaşlarını çatarak gözlerini kardeşine çevirerek "Daha gelir gelmez benim canımı sıkmaya başlama. Ne işim olur benim onunla. Ben düzeldim artık!" dedi.
"Abi yapma ama! Annemi kandırabilirsin ama beni asla. Hasta değilsin ki düzelesin. İçindeki hislerinden düzeldim diyerek kurtulamayacağını gayet iyi biliyorum. Ayrıca gay olmak utanılacak bir şey değil" diyerek baktı abisine.
"Görmeyeli senin dilin fazla uzamış hanımefendi. Abinle nasıl konuşuyorsun öyle gay mey falan? Evden ayrı kalınca aramızdaki mesafeyi unutmuşsun sanırım. Hadi boş boş durma, al şu bezi hemen rafların tozunu al" dedi.
Söylediğini yapıp rafların tozunu almaya başlamıştı. Ama konuşup abisini sık boğaz etmeye devam ediyordu bir taraftan Ceren.
"Emre abi temelli mi gelmiş, yoksa geri dönecek mi?" diye sordu.
Bu sorunun cevabını en çok kendisi merak ediyordu. Ama umursamadığını belli etmek isteyen bir ses tonuyla "Bilmiyorum" dedi dudağını kıvırarak.
"Hiç konuştunuz mu?" diye sordu bu defa.
"Çeneni kapatıp işine baksana sen!" dedi sinirle kaşlarını çatarak bakarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akdeniz Akşamları //BxB// Final Yaptı
Historia CortaZaman geçse ne farkeder ki, gönül vazgeçmeyince? (Boyxboy)