Bl.15

1.4K 89 32
                                    

Soğuk terler döken genç için bir çocukluk travması olan olay tekrar canlandı hafızasında annesine bakarken. Yıllar önce babasının kalbini tutarak düştüğü anı hatırlamıştı. Korku ve pişmanlıkla çarpmaya başladı kalbi. Aynı şeyleri tekrar yaşamak istemiyordu. Sonunda başını sağa sola sallayarak "Bu doğru değil. Hakan geceden kalmış anlaşılan. Öyle bir şey olmadı!" dedi.

"Emre geldiğinden beri sende bir haller olduğunu farketmedim mi sanıyorsun? Bütün neşen kayboldu o geldiğinden beri. Dükkanda duramıyorsun. Eve gelmiyorsun. Kendini içkiye verdin. Durmadan içiyorsun. Belki içki içmeyi bir kaçış yolu olarak görüyor olabilirsin. Ama söylesene geçmişinden kaçabildin mi? Daha ne kadar devam edeceksin böyle? Çok acı çektiğini biliyorum oğlum. Lütfen dürüst ol bana. Emre'yi hâlâ seviyorsun değil mi?" diyerek baktı tekrar.

"Bunu niye bu kadar merak ediyorsun ki? O geçmişte kaldı. Aradan çok yıllar geçti. İstesek bile eskisi gibi olamayız biz. Olsa bile aynı şeyleri yaşatmaya hakkım yok size. Ben artık çocuk değilim. Bununla tek başıma baş edebilirim. Yakında o da geldiği yere geri döner. Hayatımıza kaldığımız gibi devam ederiz. Bu kadar büyütülecek bir şey yok" derken yüreğinin sızısı dinmiyordu yüreğinde.

"Senin günden güne erimeni daha ne kadar seyredeceğim ben? Tamam başta düzeleneceğine gerçekten inanmıştım. Ama zamanla senin elinde olmayan, doğuştan gelen bu içindeki duyguların, ömrünün sonuna kadar değişmeyeceğini anlamıştım ben zaten. Sen devam edince, bende seninle devam etmek istedim bu oyuna. Böylece çarşıdakiler sana daha az baskı yapmaya ve hor görüp, dışlamaya başladı. Uzun vadede bu oyun cidden işe yaramıştı. Ama artık işe yaramıyor. Bunu sende görüyorsun. Çünkü hepimize karşı ördüğün bu sahte duvarların, Emre'ye karşı hiçbir faydasının olmadığını çok iyi biliyorsun."

Dakikalardır tutmaya çalıştığı gözyaşları daha fazla tutunamamıştı kirpiklerinde. Usul usul yanaklarına süzülürken onu sevdiğini haykırmak istiyordu. Ama ailesine kaldıramayacakları kadar büyük acılar yaşatmayı da asla istemiyordu. Onların aynı acıları çekmemesi için şimdiye kadar tek başına katlandığı tüm acılara ömrünün sonuna kadar katlanmaya razıydı. O kadar çok seviyordu ailesini.

Kadın yerinden kalkıp oğlunun yanına oturarak gözyaşlarını silerken "Onu çok seviyorsun değil mi? Ah benim oğlum. Yıllardır her şeyi içinde yaşamak zorunda kaldın. Ama bundan sonra yaşamana gerek yok. Burada olmuyorsa başka yerde olur. İlla burada yaşayacaksınız diye bir kural mı var?" diyerek baktı buğulu gözlerine.

"Sizi bırakamam. Zaten onunla asla bir geleceğimiz olamaz. Emre geçmişe ait. Hep orada kalacak. Babamı ve seni asla yalnız bırakmam."

Kadın ayağa kalkıp aynalı dolabın önüne doğru yürümeye başladı. Çekmeceyi açıp içinden aldığı mektuplarla birlikte tekrar yanına gelerek oğluna uzattı. Genç şaşkın gözlerle bakarken "Emre'nin yazdığı mektuplar bunlar mı?" diye sordu. Onlarca zarf vardı annesinin elinde.

"Emre sana bıkıp usanmadan mektup yazdı gittiği ilk zamandan itibaren. İçlerinden sadece ilk gelen mektubu açıp okudum. Diğerlerini açmaya gerek duymadım."

Genç şaşkın bir şekilde mektupları aldı annesinin elinden. Merakla "Bunca zaman niye sakladın benden bu mektupları? Niye okumamı istemedin?" diye sordu gözyaşları içinde zarfın üzerinde yazanlara bakarken.

"Biliyordum. İkinizin de toz pembe hayalleri vardı gelecekle ilgili o yaşlarda. Damarlarınızda gençlik kanı deli gibi akarken, her şeyin üstesinden gelecek cesaretiniz ve gücünüz var sanıyordunuz. Çekeceğiniz zorluklar umrunuzda bile değildi. Halbuki bu dünyayla baş edemeyecek kadar küçüktünüz ikinizde. Geri dönüşü olmayan daha büyük hatalar yaparak hem bizi, hem de birbirinizi kaybetmenizden korkmuştum. Bu yüzden bunları sana vermek için en doğru zamanı bekledim" dedi.

Akdeniz Akşamları //BxB// Final Yaptı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin