Tolga saatler sonra dükkana gelmişti. Annesi daha kapıdan girer girmez "Ceren'i niye tek başına bıraktın dükkanda daha ilk günden? Fiyatları bilmiyor kız. Hem ayrıca ne işin vardı senin dışarıda bunca saat? Nerelere kayboldun sen bakayım?" diye sordu sinirle.
"Tamam al kızını da eve gidin. Ben dururum dükkanda. Akşam da yemeğe beklemeyin. Geç geleceğim ben."
Yanına gelen kadın saçlarını okşarken "Akşama kadar ağzını bıçak açmadan, tek kelime etmeden, serseri mayın gibi dolaşıyorsun dükkanın içinde. Canın sıkılınca kafana göre çıkıp gidiyorsun. Akşam olunca eve gelmiyorsun. Günlerdir birlikte akşam yemeği yemedik. Çok sinirlisin. Ömer'le kavga ediyorsun. Kardeşin okulu bitirip dönüyor onu karşılamaya dahi gitmiyorsun. Seni tanımasam geldiğine bile sevinmediğini düşüneceğim. Tolga beni korkutuyorsun. N'oldu sana yavrum. Niye günlerdir böyle bir garip davranıyorsun?" diyerek baktı.
"Emre abi yüzünden. Başka neden olacak?" diye lafa girdi Ceren.
Tolga sinirle "Sen kapatsana şu çeneni!" dedi sinirle.
Kadın kaşlarını çatarak oğluna bakarken "Doğru mu bu? Yine gelir gelmez aklını mı çeldi yoksa senin?" diye sordu.
"Bu dükkanda ve benim olduğum hiçbir yerde onun adı duymak istemiyorum tamam mı? Hele benim adımı onunla aynı cümle içinde bile kullanmayacaksınız! Emre olayı yıllar önce yaptığım en büyük hataydı. Bu hatanın bedeleni fazlasıyla ödedim. Daha fazla ödemek istemiyorum!" diyerek baktı sinirden dişlerini sıkarak.
Annesi ve Ceren tedirgin gözlerle baktılar gence. Kadın, oğlunun içinde hâlâ ona karşı bir şeyler hissettiğini biliyordu. Her ne kadar artık düzeldiğini söylese de buna hiç inanmamıştı.
"Tamam. Hadi biz gidelim Ceren" dedikten sonra çantasını alıp kızıyla birlikte dükkandan çıktılar. Genç sandalyeye oturdu yüreği kanarken. Emre ve yanında gördüğü kişi aklından çıkmıyordu. Yıllarca tek başına bu acılara katlanırken, o kendisine başka bir sevgili bulmuş yaşadığı her şeyi onunla unutmuştu.
.......
Akdeniz'in sahil kasabasında hava yavaş yavaş kararırken çarşı esnafı dükkanlarını tek tek kapatmaya başlamıştı. Kapıdan giren Hakan "Bugün işler nasıldı kanka?" diye sordu gülümseyerek.
"İşin var mı bu akşam?"
Hakan merakla "Yok. Hayırdır kanka?" diyerek baktı.
Ayağa kalkarak "Bu gece eğlenmeye gidelim ne dersin? Belki iki hatun da düşünürüz" dedi Tolga.
Ondan şimdiye kadar böyle sözler duymaya alışkın olmayan arkadaşı şaşkın gözlerle bakarken "Kanka ciddi misin sen?" diye sordu.
"Evet. Gayet ciddiyim. Ne yani sen benim bir kadınla birlikte olacağıma inanmıyor musun?"
Hakan tebessüm ederken omzuna vurarak "Heyt be! Benim aslan kardeşim alemlelere akmaya karar verdi sonunda. İnanmaz mıyım? Hadi gidelim. Bildiğim çok iyi bir yer var. Üstelik üst katında işi bitirdikten sonra duş alacağın odaları bile var" dedi heyecan dolu bir sesle.
Birlikte kapıdan çıktıktan sonra Tolga dükkanın kepenklerini indirirken Emre "Nereye gidiyorsunuz?" diyerek geldi yanlarına.
Genç yüzüne bakmadan "Bu seni ilgilendirmez" dedi sinirle.
"Tolga lütfen dinle beni. Seninle konuşmamız lazım. Sana anlatacağım çok şey var."
Ayağa kalkan Tolga "Geçmişi konuşmanın bir anlamı yok. Geçmişte olanlar çocukca bir hataydı. Hatalardan ders alarak, sen gittiğin yerde, bense burada yeni bir başlangıç yaptık. Hadi sana yeni hayatında mutluluklar. Akdeniz Akşamları'nın tadını çıkar. Özlemişsindir. Malum yıllardır uzaktın buralara" dedikten sonra hızlı adımlarla yürümeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akdeniz Akşamları //BxB// Final Yaptı
Cerita PendekZaman geçse ne farkeder ki, gönül vazgeçmeyince? (Boyxboy)