Kuaförden gelen Tolga arabanın anahtarlarını alıp, yüzüne bile bakmadan dükkandan çıkmıştı. Onun arkasından üzgün bir şekilde bakan Şükran "Benim burada olduğumu bile farketmedi. Sanırım benden hiç elektrik almıyor Tolga" dedi üzgün bir şekilde.
Ceren mesaj yazdığı telefondan başını kaldırdıktan sonra "Almaz, çünkü onun eletrik aldığı sadece bir kişi var bu dünyada" dedi dudaklarını sıkarak.
Annesi merakla "Kimmiş o, çok bilmiş kızım benim?" diye sordu.
"İsmi lazım değil. Baş harfi E diyeyim siz anlayın."
Sinirle kaşlarını çatan annesi "Saçmalama!" dedi kızına. Ardından "Şükran kızım, sen Ceren'e aldırma. Konuşuyor işte boş boş. Sana diyorum ben, Tolga düzeldi artık. Lisedeyken çocukça davranıp yanlış heveslere kapılmıştı ama toparladı kendini benim oğlum. Sen ona ilgi göstermeye devam et. Elbet zamanla bunu farkedecek. Biraz zamana ihtiyacınız var. Sakın pes etme güzel kızım" diyerek sırtını okşadı.
Şükran gülümseyerek başını sallarken "Sen kiminle mesajlaşıyorsun öyle?" diye sordu kadın.
"Okuldan bir arkadaşla" diye cevap veren Ceren tebessüm ederek gelen mesajı okumaya devam etti.
Şükran "Nasıl arkadaşmış öyle? Mesajları yüzünü güldürüyor?" diyerek baktı ona. Annesi "Sevgilin falan mı yoksa?" diye atıldı.
Bu sırada içeriye müşteriler girdi. Kadın "Sen müşteriyle ilgilen. Bende depodan yeni gelen malları getireyim rafa dizmek için. Ama bu konuyu eve gidince konuşacağız ona göre!" dedikten sonra arka tarafa gitti.
Müşteri rafların arasında birkaç tur attıktan sonra "Hayırlı işler" diyerek dükkandan çıktı.
Şükran merakla "Cidden sevgilinle mi mesajlaşıyorsun?" diye sordu.
"Evet adı Olcan. İki senedir çıkıyoruz. İzmir'li. Çok hoş biri."
Dükkanın kapısı açılırken içeriye giren Hakan "Günaydın kızlar. Tolga kankam dükkanda mı?" diye sordu telaşlı gözlerle bakarak.
"Hayır, az önce aceleyle arabanın anahtarını alıp çıktı. Ne yapacaksın Tolga'yı?" diye sordu Şükran.
Ceren "Ne günaydını? Sen daha dükkanı açmadın mı yoksa yine?" sordu alaycı bir yüz ifadesiyle.
"Beni boşver. İyi bari Tolga'nın dükkanda olmaması güzel. Kırmızı alarm kızlar! İşler acayip karıştı! Çok fena çok!"
Şükran "Ne oldu?" diye sordu yine merak içinde.
"Tolga kankam ve Emre yine öpüşmüşler!"
Ceren korkuyla kaşlarını havaya kaldırıp "Şimdi bunun sırası değil!" diyerek susmasını isterken, dükkanın arkasından elinde bibloların olduğu kutuyla gelen kadın "Ne dedin sen?" diyerek girdi içeriye.
Hakan korkuyla önce kadına sonra Ceren ve Şükran'a baktı. Şükran'ın bunu duyunca büyük bir kalp kırıklığıyla gözleri sulanmaya başladı. Boş hayaller kurduğunun farkına varmıştı sonunda. Kız morali bozuk bir şekilde "Sonra görüşürüz" diyerek kapıya yöneldi.
"Şükran dur kızım nereye gidiyorsun?"
Gözyaşları içinde ona bakan kız "Kendinizi ve beni kandırmaktan vazgeçin artık. Ceren haklı. Tolga hiç değişmedi. Hiçbir zaman değişmeyecekte! Farkında değil misiniz? O gittiğinden beri gözü başka hiç kimseyi gözü görmedi. Hep kalbinde Emre vardı. Tolga ve Emre yıllarca ayrı şehirlerde yaşamalarına rağmen yine de birbirlerini unutamamışsa, ben asla onların arasına girmek istemiyorum. Siz de bırakın artık değiştiğine inanmayı. Duyguları değiştiremezsiniz. Birbirlerini unutmaya mesafeler engel olamamış, siz mi engel olacaksınız? Bunu bile bile Tolga'yla birlikte olamam. Bir daha bana onunla ilgili sakın konuşmaya gelmeyin!" diyerek dükkandan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akdeniz Akşamları //BxB// Final Yaptı
Kort verhaalZaman geçse ne farkeder ki, gönül vazgeçmeyince? (Boyxboy)