Genç müzik çalan mekandan içeriye girmişti morali bozuk bir şekilde. İçip belki de sevişip her şeyi unutmak istiyordu bu gece. Şarkı söyleyip, muhabbet eden ve gönlünce eğlenenlerin arasından üzgün bir şekilde geçip boş olan bir masaya oturdu. Onun farkeden Serap yanına gelerek "Ne o yakışıklı yine hangi rüzgar attı seni buraya?" diye sordu.
"Oturmak ister misin?"
Ses tonundan canının sıkkın olduğunu anlayan kadın "Anladım Emre rüzgarı" diyerek oturdu karşısına. İçkisinden bir yudum aldıktan sonra "Eee noldu anlat bakalım?" diye sordu merakla.
"Konuşacak bir şey yok. O beni çoktan unutmuş. Ama bende onu unutacağım!"
Kadın dudaklarını sıkarak baktı yüreği aşkla yanan delikanlıya. "Madem geçmişi unutmaya kararlısın. O zaman yeni aşklara içelim. Eminim onu unutturacak biri çıkacak karşısına" diyerek tebessüm etti kadehini ona uzatarak.
İçki kadehlerini tokuştururken birden "Ne işin var senin burada?" diyen sesle başını kaldırdı. Karşısında Emre'yi görünce oldukça şaşırmıştı.
"Bu seni hiç ilgilendirmez"!
Emre onu takip ederek buraya kadar gelmişti. Kolundan tutarak "Benimle gel seninle konuşmamız lazım!" dedi.
Ayağa kalkarken kolunu kurtaran genç "Seninle konuşacak hiçbir şeyimiz yok. Hemen git burdan!" diyerek bağırdı öfkeyle.
Sesler yükselince iri yarı güvenlik görevlileri geldiler hemen masanın yanına. Adamlardan biri "Serap abla bir mevzu mu var?" diye sordu.
Genç "Bu adamı alın başımızdan!" dedi sinirle. Emre şaşkın gözlerle baktı ona. Aynı adam "Beyefendi sizi dışarıya alalım olay çıkmasın" diyerek kolundan çekmek istedi Emre'yi.
"Kimseyi rahatsız etmek istememiştim. Ben buraya bir şeyler içmeye geldim sadece" diyerek kolunu adamdan kurtardıktan sonra karşılarındaki boş masaya doğru yürüyüp oturdu. Serap adamlara başıyla girmelerini söyledi. Bunun üzerine adamlar görev yerlerine doğru yürümeye başladılar.
Tekrar oturduktan sonra "Demek kalbini çalan çocukluk aşkın Emre bu. Harbiden yakışıklı çocukmuş. Kolay kolay unutulacak gibi değil" dedi kadın.
Dişlerini sıkarak kadehine bakan genç "Lütfen başka şeyler konuşalım. Onun hakkında tek kelime duymak istemiyorum!" dedikten sonra kadehi ağzına götürüp bir dikişte içkisini bitirdi sinirle.
Aradan saatler geçmişti. İki genç inatla oturmaya ve içmeye devam ediyordu birbirlerine bakarak. "Başıma bela oldu" diye mırıldanırken bir kadeh daha içti tek dikişte Tolga.
Ardından "Yukarıya çıkalım seninle" dedi kadına.
Serap kaşlarını havaya doğru kaldırırken şaşkın bir şekilde "Emin misin?" diye sordu.
"Evet. Ben normal bir erkek olmak istiyorum. Bütün erkeler gibi bende kadınları düşünmek istiyorum. Bu şekilde yaşamaktan bıktım" diyerek baktı titreyen bir ses tonuyla.
Derin bir iç çeken kadın "Madem öyle hadi çıkalım bakalım" diyerek ayağa kalktı. Elini kadının beline atan genç merdivenlere doğru yönelirken onları seyreden Emre "Ne yapıyorsun sen?" diye mırıldandı çaresiz gözlerle bakarken.
Kadın ve genç flu mor ışıklı odaya girmişlerdi. Kapıyı kapatır kapatmaz Serap'ın dudaklarına yapışıp gömleğinin düğmelerini açmaya başladı. Üzerindeki gömleği ve pantolonu çıkarıp yatağa geçtiler. Kadının bacaklarının arasından geçip ona sarılarak yanaklarını ve boynunu öpmeye başladı. Aklında Emre ve o yeşil saçlı çocuğun seviştikleri hayali vardı. Ona inat sevişmek ve sevistikçe bu düşüncelerden arınmayı umuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akdeniz Akşamları //BxB// Final Yaptı
NouvellesZaman geçse ne farkeder ki, gönül vazgeçmeyince? (Boyxboy)