Mahkeme çıkışı Emre'nin arabasıyla dönüyorlardı. Annesi oğluna sarılmış, genç başını onun omzuna yaslamıştı arka koltukta otururken.
"Emre önce babamın mezarına gidebilir miyiz?"
Gencin bu istediğini kırmayan Emre direksiyonu mezarlık yoluna kırmıştı. Babasının kabri başına gelince dua ettiler. Mezarını suladıktan sonra "Suçsuz olduğum ortaya çıktı. Artık serbestim. Sen rahat uyu baba" dedi gözlerinden yaşlar süzülürken.
Oğlunun omzuna elini koyan kadın "Eminim bunu biliyordur. Sen rahat ol. Artık düşünme bunları" diyerek yanağını öptü.
Tekrar arabaya binip yola çıktılar. Kadın "Beni çarşıda bırak evladım" dedi. Genç "Bugün açmayalım dükkanı" diyerek baktı annesine.
"Yeni mallar gelecekti öğleden sonra."
"Bende geleyim o zaman. Malları depoya taşırım."
Annesi "Merak etme sen. Onları
ben Hamza oğluma aldırırım depoya.
Sen en iyisi eve gidip bir güzel duşunu al. İyice dinlen, yarın gelirsin dükkana" dedi.Genç ne kadar ısrar etse de, annesi itiraz etti dükkana gelmesine. Emre, annesini ve kardeşini çarşıda bırakıp gencin yaşadığı eve getirdi Tolga'yı.
Tolga arabanın kapısını açarken "İşin yoksa gelmek ister misin? Kahve içeriz" diyerek baktı.
"Neden olmasın?"
Birlikte arabadan inip bahçeye girdiler. Emre etrafa bakarken "Hiç değişmemiş" dedi hüzünle. Aklına çocuklukları gelmişti. Bu bahçede oyun oynadıkları, yorulunca da hamakta yanyana oturup deniz manzarasını seyrettikleri zamanlar geldi.
"Hatırlıyor musun? Dükkandan geldikten sonra yemeğin hazır olmasını beklerken az uyuyup kalmamıştık birlikte bu hamakta" diyerek baktı gence.
"Ne güzel günlerdi değil mi? derken tatlı bir tebessüm belirmişti gencin yüzünde.
Ardından birlikte içeriye girdiler. Emre evin içine hasret dolu gözlerle baktı. Eşyalar çocukluğunda olduğu gibi yerli yerinde duruyordu. Yıllar sonra ilk defa adımını atıyordu Tolga'nın yaşadığı eve. Evin içinde oradan oraya koşturdukları günler canlandı hafızasında yine.
Genç babasının her zaman oturup denizi seyrettiği koltuğa baktı uzun uzun. Koltuğun boş ve artık hiçbir zaman dolmayacak olması yüreğini burkmuştu. Emre aklından geçenleri anlayınca omzunu sıktı gencin. Derin bir iç çekip aklına kahve yapacağı gelince mutfağa doğru yöneldi.
Kahveler hazır olunca salonda oturmaya başladılar. Emre yüzünde büyük bir gülümsemeyle bakıyordu gence. "Yıllar sonra yine bu evde birlikteyiz. Ankara'dayken her günüm burada geçirdiğimiz günleri düşünerek geçti. Hiç birisini unutmadım. Ama neyse ki o kötü günler geride kaldı. Seninle birlikte mutlu bir ömür geçirmek istiyorum" diyerek baktı.
Ona huzursuz gözlerle bakan genç "Bende istiyorum. Ama mahkemede esnafın, o gece otelde birlikte olduğumuzu öğrenmesi hiç iyi olmadı" dedi.
"Çıkar aklından artık bunları. Herkes öğrense ne olacak ki. Babam beni kulağımdan tutup yine Ankara'ya gönderecek değil ya" diyerek gülümsedi.
Ama gencin huzursuz hali devam ediyordu yüzünde. Elindeki kahve bardağını bırakıp omzuna kolunu atarak yanına oturdu "Seni çok seviyorum Tolga. Bizi çocukken ayıranların gücü, bu saatten sonra ayırmaya yetmez. Biz birbirimizi sevdikten sonra kimse engel olamaz aşkımızı yaşamaya. İnan bana. Ne pahasına olursa olsun her zaman yanında olacağım bundan sonra" diyerek dudaklarını ona doğru yaklaştırmaya başladı. Tam dudakları birleşecekken başını yere çevirdi genç.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akdeniz Akşamları //BxB// Final Yaptı
ContoZaman geçse ne farkeder ki, gönül vazgeçmeyince? (Boyxboy)