Bl.18

1.2K 81 59
                                    

Emre'den ayrıldıktan sonra eve uğramadan dükkana gelmişti. Etrafı toparlarken aklına yazdığı mektup geldi birden. Ardından "Nereye koydum ben bunu?" diye mırıldanarak aramaya başladı.

Bu sırada içeriye Hakan girdi. Gülümseyerek bakarken "Sabahı şereflerin hayırlı olsun kanka. Ne arıyorsun öyle?" diye sordu.

Genç "Önemli bir şey değil ya"diyerek aramayı bıraktı. Ardından "Hayırdır sen erkencisin. Ne iş?" diye sordu.

"Sorma kanka ya. Uyku tutmadı beni nedense. Bende kankamla sabah kahvaltısı yaparız diye geldim. Sen kahvaltı yaptın mı?" diye sordu.

"Sorma kanka. Kurt gibi açım vallahi."

Hakan "Tamam ben hemen köşedeki fırından börekleri alıp geliyorum. Sen çayları söyle duble olsun" dedikten sonra hızla dükkandan çıktı. Tolga da, o gidince mektubu aramaya devam etti telaşla.

Kahvaltı yaparlarken Hakan "Dün akşam yine bizim mekandaydım. Serap'ın selamı var sana. Bizim yakışıklı ne yapıyor. Emre'yle barıştı mı diye sordu?" diyerek baktı.

Genç yutkunarak baktıktan sonra "Hayır. Ne işim olur benim onunla. Barışmaya falan niyetim yok. O defteri ben kapattım" dedi. Arkadaşının ağzını tutamayacağını bildiği için yalan söylemek zorunda kalmıştı.

"Bende öyle dedim zaten. Ne işi olur Emre lavuğuyla dedim. Sik kafalı gelip  kafasını karıştırdı ama benim kardeşim akıllı adam, onunla hayatta barışmaz dedim."

Dudaklarını sıkan genç "İyi demişsin" diyerek çayından bir yudum aldı yüzüne bakmadan.

Hakan "Geçen akşam abuk sabuk konuştun. Yok ben kadınlara ilgi duymuyorum diye. Ama hiçte öyle değilmiş. Serap senden çok etkilemiş demek ki. Aklından çıkmıyorsun. Beni görür görmez aklına hemen sen geldin. Bu akşam yine gidelim mi? Ne dersin kanka?" diye sordu gülümseyerek.

Kaşlarını havaya kaldırarak "Kaç gündür akşamları eve uğramıyorum doğru dürüst. Annem merak ediyor. Bu akşam evde oturup onlarla zaman geçirmeyi düşünüyordum ben. Belki başka zaman" dedi.

"Sayemde çarşı da herkes seni konuşuyor. Emre lavuğu yüzünden yıllardır üstüne yapışan o etiketten kurtuldun. Helal olsun, yakışır Tolga'ya diyorlar. Duydukça gurur duyuyorum kankamla."

Yüzünde oluşan zoraki bir gülümsemeyle bakarken "Eyvallah kanka. Sağ ol" dedi iç çekerek. En yakın arkadaşına yalan söylemek hiç içine sinmiyordu açıkçası.

.......

Kahvaltı faslı bittikten sonra Hakan dükkanına gitmişti. Genç gelen müşterilerle ilgilenirken annesi ve kardeşi girdiler dükkana. Yüzlerinden sinirli oldukları anlaşılıyordu. Birbirlerine sitem dolu gözlerle bakıyorlardı. Müşteriler gittikten sonra merakla "Neyiniz var sizin?" diye sordu.

Kadın "Kardeşin evlenmek istiyormuş" dedi sinirle.

Genç şaşkın gözlerle bakarken "Prenses doğru mu bu?" diye sordu.

"Evet. Ben kararımı verdim. Biz Olcan'la birbirimizi seviyoruz."

Genç şaşkın bir şekilde "Bir saniye Olcan da kim?" diyerek baktı kardeşine.

"Olcan benim üniversiteden arkadaşım. İki senedir de sevgiliyiz. Bana çok değer veriyor. Bende ona evlenecek kadar güveniyorum."

Lafa giren annesi sinirle "Onu bunu bilmem. Evlilik çocuk oyuncağı mı? Öyle pat diye tanımadan etmeden evlenilir mi?" dedi.

Ceren "Anne ne anlatıyorum ben iki saattir. Ben dört senedir sizden çok onu gördüm. Bu bence birbirimizi tanımamız için gayet yeterli bir süre" diyerek baktı annesine çaresiz gözlerle.

Akdeniz Akşamları //BxB// Final Yaptı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin