"Sen bir lunapark, ben bir yetişkin."
...
"Ne?"dedim. Şaşkınlıkla omuzlarım çöktü. "Ne dedin sen?"
"Ablanlar burada."dedi bir anda sesini yükselterek. Yanıma hızlı adımlarla geldi. "Amacın buydu değil mi? Beni deli etmekten başka arzuladığın bir şey var mı merak ediyorum İlay?!"
"Ne diyorsun be?!"diye bağırdım. Gözlerim ateş saçıyordu. O da yeşil gözleriyle keskin bakışlarla bana bakıyordu. "Ablamlar neden burada?! Ne alaka?!"
"Ablan gelip kendi anlatsın."dedi ve arkasını dönüp çalışma masasının üstündeki telefonunu eline alıp hızla ekranda bir şeyler yapmaya başladı. "Ablam mı gelecek?"dedim bir anda sevinerek. "Gelsin!"
Şimdi ise salondaki koltukta otururken sabırsızca bekleme içindeydim. "Bayan Zora! Bayan Hilal geldi efendim!"salona koşarak gelen Bayan Mai'ye baktım. Hırvatça bir şeyler söylemiş olmalıydı. Anlamayarak Zora'ya döndüm. Dakikalardır beni izlediği için bakışlarımız kesişti. "Ne dedi?"dedim sabırsızca.
"Ablan gelmiş."sonra Bayan Mai'ye döndü. "Salona gelsin."ayağa kalktım hızla. "Otur. Kendisi gelir."
"Kes sesini."dedim sertçe. Hızla doğruldu ve bana sertçe baktı. "Sus İlay!"
"Sustursana! Gevur seni,"dedim sinirle. Kaşlarını çattı. Ona tiksinircesine baktıktan sonra derin nefes aldım. "İlay!"salonun girişinde ablamın sesini duyunca hızlı adımlarla oraya ilerledim. "Abla! Abla!"onu gördüğümde hızlıca ona doğru koştum ve sıkıca sarıldım. "İlay..."dedi üzgün bir sesle ve o da bana sıkıca sarıldı. Yüzümü omuzlarına gömdüm. "Seni çok özledim."birbirimizden ayrıldığımızda endişeyle yüzüme baktı. "İyi misin?"dedi telaşla. "İyiyim."dedim ve gülümsedim. "Abla, götür beni buradan."yutkundu. "İlay-"
"Lütfen salona geçip oturun Hilal."diyen Zora ile kafamı arkaya çevirdim. Keskin bakışlarla ablam ve bana bakıyordu. "Gidelim buradan."dedim kararlıca ablama bakıp. Kafasını olumsuz anlamda salladı. "Gidemezsiniz İlay çünkü ailenizin bütün mal varlığını satın almış bulunmaktayım."
"Ne diyorsun be?"dedim hızla. "Abla ne diyor? Neden bahsediyor?"
"İlay, Bay Zora bizi tehdit ediyor. Şirkete ve eve haciz gelecek diyor sürekli. Ben seni bilerek bırakmadım."dedi titreyen sesiyle ve gözleri doldu hızlıca. "Ne bırakması abla?"
"Ne tehditi?"dedim ateş saçan gözlerimle Zora'ya dönerek.
"İsteyerek benim olmayacaksan, zorla olursun İlay. Kimse de buna engel olamaz. Ablan ile özel olarak konuşun, ben aşağıda, odamdayım. Yirmi dakikanız var Hilal, sonrasında çalışanım Mai sizi uğurlayacak."hafifçe gülümseyip ablama baş selamı verdikten sonra gözden uzaklaşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOR'A (+21)
General FictionHırvat Hristiyan iş adamı Zora Lovric, Türkiye'deki iş yemeğinde gördüğü Müslüman İlay Arslanlı'ya kafayı takıp onu ülkesine götürmek ister. "Bırak beni! Bırak beni!"diye bağırdım art arda. Canımı acıtıyordu. "Bırak!"gözlerime sinirle bakıyordu. Y...