BÖLÜM 17: BİLSEM SEVMEZDİM

6.8K 316 82
                                    

 Nerden bilebilirdim Seni her nefeste içime çektiğimi Rüzgar savurunca anladım Zamanı nasıl kaybettiğimi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Nerden bilebilirdim
Seni her nefeste içime çektiğimi
Rüzgar savurunca anladım
Zamanı nasıl kaybettiğimi

Ne uzun yollar seçtim
Seni aynı yerde yine görmek için
Biri hapsolmuş ve kaybolmuş
Bekliyormuş onu ısıtman için

Bir damla yaş süzüldü gözlerimin içinden, kalbimin en derininden. O yaşı silmek istemedim. İçimdeki acıların zehrinin sessizce akması kalbimdeki acıya denk düşüyordu. Kulaklığımda çalan şarkı, üzerine uzandığım yatak, ışıkları yakmadığım odam, duştan yeni çıktığım için ıslak olan saçlarım...Bunların hepsinin ruhumda bıraktığı acı kadarmış yalnızlık.

Hem sevmek hem nefret etmek ne demek derlerdi, bilmezdim. Keşke hiç bilmez olsaydım. Bedenimi ikiye bölmüşler sanki, öyle bir nefret öyle bir aşk var ki içimde. Bazen biri coşuyor, bazen diğeri ağlıyor...Hangisine yetişsin kalbim, hangisine söylesin beynim?


Son kez sarıldık bitti
Kimsenin haberi yoktu
Zamanı sarmak olsaydı
Bilsem, öpmezdim.

Sağ elim karnımda, gözlerimden yavaşça zehirli yaşlar süzülüyor. Odada nefes alışverişimin sesleri, kulaklarımda defalarca kez dinlediğim o acı şarkı var. Seni unutmamı hiç istemedin değil mi Zora, senden bir parça olayım, tamamen sen olayım diye yaptın bunu. Canından can kopararak canıma bağladın.

Nasıl güldüm gözlerinin içine bakarak mutlulukla, nasıl baktım o yeşil gözlere içim gider gibi, nasıl dokundum o tenine sarhoş gibi? Nasıl yaptım bunu kendime?

İçim acıyor Zora. İçim kan ağlıyor. Senden nefret ediyorum.

Kendinden bir satır bir haber
Bir hayal gönder
Onlarda bilmiyorlar
Son kez burada görüşmüşler

Keşke o gün o arabanın önüne atladığımda ölseydim. Bu ruhumdaki, bedenimdeki ve kalbimdeki acı, utanç ile yaşamak zorunda kalmazdım.

Ölüyorum ben Zora. Bu acı yüzünden resmen ölüyorum. Haberin yok ama ölüyorum. Hadi ben mahvoldum, ya karnımdaki can? Babasız nasıl büyürdü? Bir anne asla çocuğuna baba sevgisini veremez Zora, ben çocuğumu babasızlığa mahkum etmek zorunda kaldım. Beni sen mecbur bıraktın.

Oysa korkularımdan bile haberin yoktu Zora. Anne olmaktan ne kadar korktuğumu hiç anlatamadım sana. Hiç dinleyemedin. Bir gün ölürsem çocuğum arkamdan ne kadar acı çeker diye korktum hep anne olmaktan. Çünkü yaşamanın garantisi yok hiçbir zaman. Korkularımı bilmeden anne yaptın beni.

Ne salaktım, koşulsuz inandım sana. Kocanım dedin, anlattın her şeyi. Zavallı ben nasıl inandı sana? Nasıl sevdi seni?

Bir yanım asıl benliğim, diğer yanım senin oluşturduğun benliğim. Sen neredesin? Tam kalbimdesin.

Altı ay...Dile kolay altı ay...

Karadeniz'de aşk başka, acı başka olur derlerdi. Öyleymiş. Karadeniz'in hırçın rüzgarlarına, hırçın yağmurlarına ve aldığını bir daha geri vermeyen dalgalarına seni anlattım. Ama dalgalar seni almadı, geri de vermedi.

ZOR'A (+21)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin