BÖLÜM 7: ANLAŞMA

11.8K 416 97
                                    

"Kurumuş bir okyanusa bardak bardak su taşıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kurumuş bir okyanusa bardak bardak su taşıyorum. Olmuyor, dolmuyor..."

...

Başımdan aşağı akan suyun, başımdan aşağı akıp giden dertlerim olmasını isterdim. Tam da şu an, duş alırken. Böyle olmasını ummamıştım. Böyle olaylar yaşayacağımı hiç düşünmemiştim. Bir hafızla ya da dinine bağlı, helal lokma kazanan biriyle evleneceğimi düşünüyordum. Hayalini kuruyordum. 

Şimdiyse hayallerimin hepsini bırakmıştım ardımda. Ülkemden gerideydim, soluduğum hava bile bana haram gibi geliyordu. Ülkemde değildim. Gerçi bu topraklar da bir zamanlar vatan toprağımdı benim. Türk'ün ana vatanı dünyanın her yeri olsa bile, benim var olduğum toprağım Türkiye'ydi. Zorla buradaydım. Zorla burada tutuluyordum. Bugün, öpmüştü beni. Saatler önceydi. 

Günah işlemiştim. Günahtan ziyade, rahatsız da hissediyordum. Aşık olacağım adama, eşime sakladığım ilk öpücüğümü benden izinsiz almıştı. Ona ne kadar saldırsam da gücüm yetmezdi ki. Bedeni kocamandı, ruhu küçücüktü. Ruhum zorba ruhuna kafa tutsa da bedenim tutamıyordu.

Başbakan amcasıydı, benden kat be kat mevki olarak güçlüydü. Peki ya ben, buradan nasıl kurtulacaktım? Aynı çatı altındayken bunalıyordum. Aynı evde yaşamamız uygun değildi, rahatsız ediciydi de. Aklından ne geçiyordu, merak ediyordum. Benimle zorla evlenebilir miydi? Buna gücü yeter miydi resmiyette? 

Aklımdan tonlarca düşünce geçiyordu, başımdan aşağı akıp giden suyun sadece boş hissiyatı vardı. Kaç dakikadır suyun altındaydım bilmiyordum. Düşünmekten harap olmuş gibiydim. Ablamları esir alması da kötü olmuştu. Ablam polise gider, beni bir şekilde buradan kurtarırdı. Ama onlar da zor durumdaydı.

Ben bu adamdan nasıl kurtaracaktım kendimi?

Vücudumu ve başımı yıkadıktan sonra havluya sarılıp banyodan çıktığımda kocaman odada bakışlarımı gezdirdim. Bu manyak odaya kamera koymamıştır, değil mi? Banyoyu da kontrol etmemiştim! Bu kadarını yapar mıydı? Yapsa onu durduracak neyi vardı ki? Gözlerim doldu stresten. Islak, uzun saçlarımdan su damlaları akıyordu. Bunalmıştım sıcaktan. Odada kamera var mı diye birkaç dakika uzunca odanın her yerine baktıktan sonra iç çekerek yatağın üstüne koyduğum yeni iç çamaşırlarını giydim ve saçlarımı havluyla kuruladım. Makyaj aynasının önündeki roll on ve vücut losyonuna baktım. İçinde ne olduğunu bilmediğim için, bilmediğim bir markayı kullanmayacaktım. 

Yatağın üstündeki siyah, hafif bol elbiseyi üstüme geçirdim. Derin nefes aldım. Dolaptaki elbiselerin çoğu vücuda yapışan modellerdendi. Darlardı ve hatlarımı belli edebilecek elbiselerdi. Etekler ise bilekte bitmiyordu, daha kısaydı. Bunlarla onun yanında asla durmazdım! Başıma dolaptaki kalın kumaştan olan yazmayı bağladıktan sonra odanın kapısını açtım.

ZOR'A (+21)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin