"Bu bir yenilgiydi, dostumdan daha yakın olan düşmanıma olan yenilgimdi."
...
HİLAL
"...Kardeşime o iş yemeğinden sonra kafayı taktı. Söyler misiniz bana, kardeşimi görmemek ne demek? İyi olduğunu bilmemek nasıl bir acıdır söyler misiniz? Tarif edebilir misiniz? Sırf amcası Başbakan diye ona istediği insanı mal gibi kaçırma hakkını kim verdi?! Olaylar aynı anlattığım gibidir. Ne benim, ne eşimin korkusu yok kimseden! Kardeşimi tekrar görmek, onu o acımasız adamın yanından kurtarmak istiyorum! Yetkili kim varsa, gücü olan kim varsa Zora Lovric'e karşı, onun amcası Başbakan Andrej Lovric'e karşı bana yardım etsin. Lütfen...Kardeşimden bir buçuk aydır haber yok. Nereye gitmem, nereye başvurmam gerekiyorsa yapmaya hazırım. Kimseden korkum yok."
Üç gün önce yayınladığım video kaydını izlerken yanımda duran Serhat konuştu. "Artık bu videoyu Hırvatistan vatandaşları da, Türkiye vatandaşları da biliyor. Arkamıza çok fazla insan aldık, çok fazla yetkili bizim arkamızda. Az kaldı, ona ulaşacağız. N'olur üzme kendini."acılı bir nefes daha. Bitmez ki acılar.
"O bana ailemden yadigar. Emanetim o benim. Sahip çıkamadım...Onu o yemeğe götürmemeli, Zora ile evlen diye akıl vermemeliydim...Yapmamalıydım..."tekrar ağlamaya başladığımda Serhat beni hızla kollarına çekti. Benim kollarında huzur bulduğum, sıcak hissettiğim bir adam vardı. Ama kardeşimin ise göz göze geldiğinde ruhunun daraldığı, cehennemlerde cayır cayır yanar gibi tedirgin olduğu bir adam vardı.
"Ben berbat bir ablayım...Ama kardeşimi alacağım Serhat. Başbakanın yeğeni olması beni asla durdurmayacak! Babasının ünlü Rus iş adamlarından biri olması da durdurmayacak!"
...
ZORA
Sert bir yumruk. Ahşap masamın üstüne attığım sert bir yumruk...Ağzımdan öfkeyle çıkan nefesler...
"Bunu yapacakları aklımın ucundan geçmezdi."dedi Rino. "Bütün Hırvatistan yıkılıyor! Amcamı suçluyorlar! Onun siyasi hayatı da tehlikede! Öte yandan sen..."
"Kes."dedim sertçe.
"Ablasının susup oturacağını düşünüyor muydun gerçekten? Çok yanlış yapıyorsun abi, çok!"
"Rino kes sesini!"kardeşimin yakasına yapıştığımda ateş saçan gözlerle ona baktım. "Değil İlay'ın ablası, tüm dünya karşıma çıksa İlay'ı kimseye vermeyeceğim."öfkeli gözlerle bana bakan kardeşime bakarken yutkunma ihtiyacı hissettim.
"Bilet al! Hırvatistan'a gidiyoruz!"
"Hırvatistan'a gitmiyorsun! Rusya'ya gideceksin! Babamın tanıdıkları sayesinde...Artık Hırvatistan'da da Türkiye'de de aranıyorsun abi. Hilal'in babası eski iş adamlarından, eski bir bakanla çok yakın dostlarmış. O bakan sayesinde Cumhurbaşkanlığına kadar gitti olay. Türkiye ve Hırvatistan bu haberle yıkılıyor!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOR'A (+21)
General FictionHırvat Hristiyan iş adamı Zora Lovric, Türkiye'deki iş yemeğinde gördüğü Müslüman İlay Arslanlı'ya kafayı takıp onu ülkesine götürmek ister. "Bırak beni! Bırak beni!"diye bağırdım art arda. Canımı acıtıyordu. "Bırak!"gözlerime sinirle bakıyordu. Y...