"Rusya havadan çok güzel gözüküyor,"diye mırıldandım. Başımı Zora'nın göğsüne yaslamıştım. "Öyle. Rusya güzeldir."gülümsedim. Dönme dolabın en üstündeydik.
Aşağı indiğimizde Zora bana döndü gülümseyerek."Pamuk şeker alayım mı sana?"kafamı salladım. "Mavi olandan al."
"Tamam, bekle."uzaklaşıp giden bedenin arkasından baktım. Bankta oturuyordum. Zora geldiğinde gülümsedim. "Lavaboya gitmem gerek."
"Kendin halledebilir misin?"dedi gözlerime bakıp. Dil bilmemek sorundu ancak bir şey olmazdı sanırım. "Evet,"
"Maskeni çıkarma."kafamı salladım. Lavaboların olduğu yere ilerleyip içeri girdim. İçeri girer girmez kolumdan sıkıca tutulup geriye çekilmemle ağzımdan şaşkın bir nida kaçtı. Arkamı dönüp kolumu tutan kişiye baktım şaşkınca. "İlay?!"dedi titreyen sesiyle karşımdaki kadın. Gözleri anında doldu. Beni tanıyor muydu? Kolumu hâlâ sıkıca tutuyordu.
"Beni tanıyor musunuz?"dedim sorarcasına. Dehşetle suratıma baktı. "Tanıyorum. Ben...senin..."kaşlarımı çattım. Kabanımın üstünden sıkıca kolumu tutmuş bırakmak istemez gibi kavramıştı.
"Benimle gel İlay, lütfen! Sakın o adamın yanına dönme!"
"Ne?"
"Zora'nın yanına dönme. Benimle gel. Bilmediğin şeyler var."endişe ve telaşla konuşuyordu. "Ben anlamıyorum...Kimsiniz siz?"
"İlay n'olur gel..."
"İlay! İyi misin güzelim?!"tuvaletin dışından Zora'nın sesi geldiğinde karşımdaki kadının gözleri kocaman açıldı.
"Sizi tanımıyorum. Neden geleyim?"dedim.
"Lütfen gel..."diye fısıldadı. Zora'nın sesini duymasını istemiyor muydu?
"Birazdan geliyorum Zora!"diye seslendim. Tuvalet boştu. İkimizden başka kimse yoktu.
Bir adım attım ona doğru. "Kimsin sen?"
"Ablanım ben senin."
...
HEHEEHEEHEUHEHE
SONRAKİ BOLUM BOMBA
HADİ BAKALIM
OPTUM SİZİ
SİZCE HİLAL İLAY'I NASIL BULDU?
İLAY HİLAL İLE GİDECEK Mİ?
İLAY GERÇEKLERİ ÖĞRENECEK Mİ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOR'A (+21)
General FictionHırvat Hristiyan iş adamı Zora Lovric, Türkiye'deki iş yemeğinde gördüğü Müslüman İlay Arslanlı'ya kafayı takıp onu ülkesine götürmek ister. "Bırak beni! Bırak beni!"diye bağırdım art arda. Canımı acıtıyordu. "Bırak!"gözlerime sinirle bakıyordu. Y...