Merhabalar :D benim ilk hikayem bu :) Henüz acemiyim bana sadece yorum yapmanız iyi ya da kötü olduğunu söylemeniz yeterli beğeni umurumda değil :D iyi okumalar :)
Evde oturmuş arkadaşlarımla mesajlaşırken birden arkamı dönmemle ablamla göz göze gelmem bir oldu. Bana yiyecekmiş gibi bakarken arkama geldi ve kolunu kafamın üzerinden uzanıp telefonumu aldı.
"Kimle konuşuyorsun sen? Bakalım... Kanka Berk seni baloda kesiyordu... Kanka bence seni seviyor... Bla bla bla." Dedi ve telefonum elindeyken yatağa oturdu. Telefonumu yatağa koyup yavaş hareketlerle bağdaş kurdu.
"Enişten gelmedi. Endişeleniyorum."
Bunu demesiyle içimden gelen bir göz devirme arzusunu beynimin en derinlerine yollayarak aklımdan sildim. Neden bu kadar endişe ettiğini anlamıyorum, alt tarafı adam işe gitti ve gelecek.
"Abla mal mısın? Eğer kocan için endişelendiğin kadar annemi ve babamı endişe etseydin şimdi onlar burada yaşıyor olurdu." Dedim işaret parmağımı ile yeri işaret ederken.
"Onların ölümü benin suçum mu? Hayır. Onları suikast girişiminde kaybettik kızım!"
"Emin misin? Ben sana o gece hep söyledim abla polisi arayalım gelmediler diye. Peki sen ne yaptın? Sevgilinle mesajlaştın! Ben burada yaşayamam artık! İkinizin vıcık hallerini görmekten bıktım!" Diye bağırdığımda yüz ifadesi kızgınlıktan hüzüne doğru bir geçiş yaptı. Bir kaç saniye burukça gülümseyerek elleriyle oynadı.
"Ben masayı hazırlayayım enişten gelir birazdan." Dedi ve yavaş adımlarla odamdan çıktı. Yüzümü ellerimin arasına aldım. Birkaç dakika boyunca hiçbir şey düşünmemeye çalışarak kafamı dinlendirdim. Kapının çalmasıyla ayağa fırladım ve koşar adımlarla kapıya yöneldim.
"Ben açarım!"
"Tamam Ahsen!" Diye karşılık verince söylediğim kelimelere karşı verilen cevabın çok saçma olduğunu düşündüm. Kapının gözünden -ismi hakkında hiçbir fikrim yok- dışarıya baktığımda eniştem olduğunu görünce kapıyı açtım.
"Hoşgeldin enişte." Dedikten sonra mutfağa gitmek için hamle yaptığımda eniştemin daha ayakkabılarını çıkardığını farkettim. Mutfağa gidip tezgaha yaslandığımda ablam masayı hazırlamayı henüz bitirmemişti.
"Yardım edeyim mi?"
"Gerek yok." Dediğinde son tabağı masaya koydu. Eniştemin mutfak kapısından kafasını uzatmasıyla ablamın koşarak yanına gidip onu öpmesi bir oldu. Onlara gözlerimi devirerek bakarken masaya oturdum ve yemeğimi yemeye başladım. Onlar da fark etmiş olacak ki öpüşmeyi bırakıp masaya oturdular. Ablam 27 yaşında olmasına rağmen hâlâ çocukça tavırlar sergiliyordu. Onların sohbetlerini dinlememek için gayret ederken adımın seslenilmesiyle irkildim.
"Ahsen, ben senin için bir kurs buldum. Hani şu hayallerinden çıkmayan boks kursu. Üstelik yatılı ve gayet disiplinli bir eğitimi var. İstersen yemekten sonra konuşmaya gidebiliriz?" Dediğinde enişteme kocaman gülümseme ile baktım.
"Enişte sana ne kadar teşekkür etsem az. Ben şimdi hazırlanayım sen de yemeğini bitir!" Diye çığlık attım ve ellerimi fok balığı edasıyla çırparak odama koştum. Üzerime salaş bir tişört ve bacaklarımı saran bir kot giydim. Saçlarımı at kuyruğu yapıp odamdan çıktım. Dünya rekorlar kitabına girecek kadar hızlı giyindiğimi varsaymak isterdim fakat benden daha iyileri de vardır elbet. Mutfak kapısından uzattığımda ablamın moralinin bozuk olduğunu fark ettim.
"Enişte hadi çıkalım." Dediğimde eniştem masadan kalktı. Ben onu beklemeden ayakkabılarımı giyip arabanın başına geldim. Eniştem de birkaç dakika sonra geldiğinde gitme vakti gelmişti. Bunu düşünmek ellerimin titremesine sebep olurken kapıyı açıp arabaya oturdum. Eniştem arabayı yavaş süren bir insandı. Ona hızlı sürmesini söylersem geri dönüp kararından vazgeçebilirdi. O yüzden susmaya karar verdim. Eniştem boksör olmayı ne kadar istediğimi birkaç senedir biliyordu. Sürekli reşit olup okulu bitirmemi istedi. Artık okulum bitmişti ve özgür bir bireydim. Bir ara sokağa gelip durduğumuzda geldiğimizi anlayıp arabadan indim. Akşam olmasına rağmen ışıkları yanmayan mekana bakıp yüzümün şaşkın ifade almasına izin verdim.
"Dışarıdan ne kadar karanlık değil mi? Fakat içi aydınlık merak etme." Eniştemin bunu demesiyle içimdeki yük biraz kalktı. Karanlıktan korktuğumu bilmesi hoşuma gitmedi değil. Eniştem önden ben arkadan mekana girdik. Bir kaç kat merdiven indikten sonra aydınlığa kavuştuğumuzda içim rahatladı. Kayıt yaptıracağımız yere girdiğimizde yaşlı ve sert bir adam bizi karşıladı. Sert yüz kırışıklıkları olan adamın gençliğinde çok yakışıklı birisi olduğunu anlamak zor değildi.
"Buyrun oturun lütfen. Kim kayıt olacaktı?" Diye sorduğunda elimi istemsizce kaldırdım.
"Ben." Adam başını salladı ve arkasına yaslandı.
"Mekanın eğitimi hakkında bilginiz var mı?" Diye bir soru yöneltmesi iyi oldu çünkü hiçbir fikrim yoktu. Fakat eniştemin benim düşüncelerimin aksine bir cevap vermesi kısa sürmedi.
"Evet var." Bunu duyan yaşlı adam çekmeceden bir kağıt ve kalem alıp enişteme uzattı.
"Nedir bu?"
"Sözleşme beyfendi. Burası her ne kadar ücretsiz olsa da bir sözleşme gerekiyor." Eniştem başıyla onayladı ve okumadan imzasını attı. İmza atma sırasının bana geldiğini eniştemin kalem ve kağıdı bana uzatmasıyla anladım. Ben de imzamı hiç okumadan attığımda artık bir boks kursuna yazılı olduğumun sevincini yaşadım.
"Pekala küçük bayan, yarın 8.50'de burada kahvaltı olacak. Kahvaltıya yetişmen gerek." Dedi ve ikimizlede tokalaştı. Eniştem ile mekandan çıkışa yönelirken ikimizde susmayı tercih ettik. Bana göre böylesi daha iyidi. Mekandan çıkınca rüzgar yüzümüzü döverken eniştem otomatik kapı anahtarına bastı ve arabaya oturduk. Eniştem arabayı yavaş hareketlerle çalıştırdı ve kısa mesafeli yolculuk başladı. Burası evimize oldukça uzaktı fakat arabayla 15 dakika sürüyordu. Uzman ve arabayı hızlı kullanan bir insanla 7-8 dakika kadar sürebilirdi. Ellerime baktığımda hâlâ titrediğini fark ettim. Artık iki cıvıktan kurtuluyordum. Onların aşklarını görmek zorunda değildim. Dışarıya bakarken eski sevgilim Berk'i bir kızla bankta otururken gördüm. Onu hiç sevmemiştim çünkü olgun değil tamamen bir ergendi. Berk'i görmek evimize yaklaştığımızın bir işaretiydi çünkü onunla aynı sokakta oturuyorduk. Eniştem arabayı durdurunca arabadan indim ve koşarak evimize -artık onların evleri- girdim. Koltukta oturan ablama kocaman sarıldım.
"Abla beni özleyecek misin?" Diye salakça bir soru yöneltince ablam bir maymun gibi suratını buruşturdu.
"Tabikide özlicem gerizekalı." Dedi ve kahkaha atmaya başladı. Sanki bu kahkahanın ardında başka bir işler yatıyordu. Ablama bir şey demeden odama geçip yatağıma uzandım. Eniştemin sesini duymaya başladığımda yataktan kalktım ve kulağımı kapıya dayadım.
"Aşkım o odasından çıkmaz hadi." Diyen ablamın sesini uğultulu olsa bile anladım. Bunlar benim hakkımda mı konuşuyorlar? Merakıma yenik düşmedim ve ışığımı kapatıp gece lambamı açtım. Yatağıma kıvrılıp telefonumun alarmını kurdum. Ardından kendimi uykunun derinliklerine bıraktım.***************
-BÖLÜM SONU-Evet arkadaşlar ilk bölümü nasıl buldunuz? :) Henüz acemiyim o yüzden kötü olmuş olabilir lütfen yorumlarınızı yapın eleştiriye açık biriyim :) Arkadaşlar karakterler kafamda canlandırdıklarıma oldukça yakın olduğu için seçtim siz istediğiniz gibi canlandırabilirsiniz seçim sizin :) ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Şovu
ActionHer şehrin derininde sırları vardır. İçinde farklı yaşantılar ve değişiklikler barındırır. Normal olmayan bir kızın normal olmayan bir aksiyon macerası. Bu şehrin sırrı onun hayatını değiştirecek midir? Yoksa onu yıkacak mıdır? Yayınlanma tarihi: 1...