Ölüm Şovu

-10-

Multimedia The Best Kankiler! Bugün ilk olarak Ahsen'den sonra Melis'ten olacak. İyi okumalar canlarım. :)

"Evet Melis kaçıncıya anlatacağım? Akın, Şafak'ın yalanlarına inandı." Dedim gözlerimi devirirken.

Yaşananlardan sonra yatakhaneye gidip yatağımda oturmuş, akşam yemeğinin vakti gelene kadar düşünmüştüm. Akşam yemeğinden sonra, Melis'e olanları anlatmıştım.

"Kanka aklımda bir fikir var." Dedi.
"Ne?" Dediğimde ibne bir sırıtış yerleştirdi yüzüne.

"Bu akşam kaçalım, gecelere akalım." Diyerek oturduğu yerde dans etti.
"Saçmalama. Paramız yok."
"Çalarız." Dediğinde gözlerimi kocaman açtım.

"Ya şimdi Nihat Hatipoğlu'na bağlama. Adamlar para sıçıyor. Bizim alacağımız para, toplam paranın dörtte biri bile değil."
"Peki diyelim ki kaçacağız," derin bir nefes aldıktan sonra devam ettim; "Nasıl kaçacağız buradan?"

"Saat şuan on iki." Diyerek duvarda asılı olan saati gösterdi.
"Giriş bölümünde, kayıtları alan adam çoktan uyumuştur. Kasanın şifresini biliyorum. Sen de şehri bildiğine göre sıkıntı yok." Başımla onay verip etrafa bakındım.
"Herkes uyuyor, sessiz ol." Diyerek yavaş hareketlerle ayağa kalktım. Melis'in arkamdan geldiğini ayak seslerinden anlıyordum.

Kapının yanına geldiğimde yapabildiğim en yavaş hamleyi yaparak kapıyı açtım. Dışarıya çıktıktan sonra birkaç saniye Melis'in odadan çıkmasını bekledim.
"Kıyafet almadık ki?" Dediğimde Melis gülümsedi.
"Mağazaya gider alırız." Başımla onay verip yürümeye başladım.

Aşağıya doğru inen merdivenin önünde durduğumuzda Melis'e baktım.
"Sessiz ol." Diyerek yavaş hareketlerle aşağıya indi. Aynısını yaparak parmak uçlarımın üzerinde, yavaş hareketlerle merdivenden indim. Melis içeriyi kontrol edip bana baktı.
"Uyuyor." Dedi fısıldayarak. İçeriye girerken eliyle bana dur işareti yaptı. Melis'i beklemeye başladığımda zaman geçmiyordu.

En sonunda Melis çıktığında gülümsedim. Sessiz ve hızlı hareketlerle sokağa çıktık.

"Kaç lira aldın?"
"İki bin." Diyerek çantasını gösterdi.
"Hadi gidelim." Deyip yürümeye başladı. Hızlı adımlarla yanına yetiştim.
"Bu yaptığımız doğru mu bilmiyorum. Sabah bizi yatağımızda bulamayacaklar." Dediğimde kahkaha attı.

"Yataklarımızın içine kıyafetlerimden doldurdum. Anlamazlar." Diyerek göz kırptı.
"Kanka hangi mekana gideceğiz?"
"Barların olduğu bir cadde vardı ama adını unuttum." Dediğinde gülümsedim.
"Deneyim caddesi?"
"He, evet ama önce bir alışveriş merkezine gidelim."
"Tamam. Kanka bak taksi geliyor!" Taksiye el işareti yaparak durmasını sağladım. Taksiye bindiğimizde beni bu mekana getiren taksici olduğunu anlamam uzun sürmedi.

"Kızım yine mi gideceğin yeri bilmiyorsun?" Diyerek gülümseyen amcaya şaşkınlıkla baktım.
"Amcacım sen bizi buraya en yakın alışveriş merkezine götür."
"Peki."

Alışveriş merkezinin önünde durduğumuzda Melis adama parayı uzattı.
"Amca siz bunu başlangıç olarak sayın, biz alışveriş yapıp geleceğiz. Bizi bekleyin." Diyerek arabadan indi.

Alışveriş merkezine baktım. Çok büyüktü. Hızlı adımlarla içeriye girdiğimizde hoş bir koku etrafta geziniyordu.

"Ahsen! Bak şurada çok güzel şeyler var!" Dedi ve beni çekelemeye başladı. Kolumun acımaması için hızına yetişmeye çalıştım.

Mağazaya girdiğimizde Melis'i bir anlık kaybettim. Üzerinde tuttuğu siyah, straplez, mini elbiseyi bana gösterdi.
"Nasıl?"
"Hiç şaşırmadım. Sanırım ikinci adın siyah olmalıydı." Dediğimde gülümsedi.