-13-

22 4 0
                                    

Multide bütün karakterler ve sevdiğim bir şarkı var. İsmi; Avril Lavigne - Let me Go. Sizinle paylaşmak istedim. @winchestersneverdie kullanıcı adlı, Arya kardeşime adıyorum bu bölümü. İthaf yapmayı pek beceremiyorum da! İyi okumalar okurist insanlar!

"Şafak'ı nasıl göt ettin ama!" Diyerek kahkahasını kesmeyen Melis'e bakıp gözlerimi devirdim.
O gideli on beş dakika olmuştu ve biz bu süre içerisinde terasta -eski yerimizde- oturmuştuk. Melis bitmek bilmeyen kahkahasını git gide daha çok arttırıyordu.

"Of Melis! Bir susmadın." Dediğimde daha çok güldü.
"Ya sen, Ahsen!"
Susarak Melis'e en güzel cevabımı vererek onu susturabilmiştim.

"Ahsen, gitme." Dedi hüzünlü bir şekilde.
"Benden ne istiyor olabilirler ki?" Dediğimde bana dikkatli bir şekilde baktı.
"Senin burasıyla ilgili bir geçmişin mi var?" Dedi.
"Yok, sadece annemle babam bir boks kursunda tanışmışlar ama burası gibi bir yer değilmiş." Dediğimde biçimli kaşlarını çattı.

"Nereden biliyorsun?"
Nereden biliyordum? Geçmişe felan mı gitmiştim? Annem ile babam bana yalan mı söylemişti?
"Saçmalama Ahsen." Diye mırıldandım.
"Ne dedin?" Dediğinde bir şey demedim.

Sustum.

"Barış gözükmüyor lan bu aralar?" Dedi manzaraya bakmaya çalışırken.
"Bilmem, fırtına öncesi sessizliktir belki de." Diyerek etrafta birisinin olup olmadığını kontrol ettim.
"Aslında yakışıklı çocuk ama iyi birisi değil." Dediğinde başımla onayladım.
"Her şey tip değil." Diye ekledi.

"Kanka sen Akın'ı seviyorsun." Dedi. Konuyla alakası olmayan bir cümle kurduktan sonra bana bakarak gözlerini birkaç defa kırptı.
"Hayır." Dediğimde ellerini sallayarak "Ya he! He! Ya he!" dedi. Bu kız neyin kafasını yaşıyordu?

Kafasını bir kolumun altına alıp saçlarını karıştırdım.
"Bırak!" Dedikten sonra çığlık attı.
Kafasını ittirip saçını karıştırmayı bıraktım. Saçlarına baktığımda elektrik çarpmış gibi havaya dikilmişti. Kahkaha attığım sırada saçlarını düzeltmişti.

"Haydi gidelim." Diyerek ayağa kalktı. Ben de ayağa kalktığımda yürümeye başladık.
"Pekala, sen onu seviyorsun."
"Ay Melis! Ay! He evet seviyorum, ölüyorum onun için. Oldu mu?" Dediğimde başınla onay verip gülümsedi.
"Seni sinirlendirmek çok güzel bir şey." Dedi.
"Günlük rutin haline getirdin zaten." Diyerek gözlerimi devirdim.

Merdivenleri dikkatli bir şekilde indikten sonra Melis'in inmesini bekledim.
"Ben de geleceğim yurtdışına seninle." Dediğinde kaşlarımı çattım.
"Melih?" Derken ellerimi inceliyordum.
"Bir erkeği her zaman bulabilirim fakat bir dostu her zaman bulamam. Biraz yanarım, ben kolay unutan bir insanım." Dedi. Ben cevap vermedim. Kapının kolunu bastırıp içeriye girdim.

Akın ve Melih aynı anda bize baktığında hareket etmedim, durdum öylece. Birisi beni izlediğinde hareket edemiyor, nefes alışveriş hızım git gide atıyordu. Bu anda, o anlardan biriydi işte.
"Haydi Ahsen kapıda kaldım." Melis'in uyarısıyla kendime gelip yavaş hareketlerle kapının önünden çekildim.

"Ah! Akın bana bakmayı kes." Dediğimde yeri incelemeye başladı. Koltukta boş yer olmadığı için yere oturup bağdaş kurdum. Kapıya sırtımı yaslayıp, gözlerimi yanımda oturan Melis'e kaydırdım.

Gözlerini kocaman açarak, bir Akın'a bir bana baktı. Yüzüne ibne gülümsemesini yerleştirip emin bir şekilde Akın'a baktı.
"Ay! Meliih! Baksana Akın ile Ahsen çok yakışıyorlar!" Dediğinde elimle ağzını kapatıp "Sus Melis!" dedim.

"Öhm! Melis, sence de söylenmeyecek bir şey degil mi?" Dedi Akın saçlarını düzeltirken.
"Bence de haklısın, Melis." Melih'in onay vermesiyle Melis gülümseyerek bana baktı.
"Ya Melis, beni sinir etmek için felan mı dünyaya geldin?" Diyerek gözlerimi devirdim.
"Evet!" Dedikten sonra gözlerini kocaman açtı.

Ölüm ŞovuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin