Multimedia'da Gripin- Aşk Nerden Nereye şarkısı var. Şarkının bu bölümle uyumlu olduğunu düşünüyorum. İyi okumalar.
"Ahsen, nereye gidiyorsun?" Duymak istemediğim cümleyi duyduğumda Melis'in arkasındaki kapıya baktım.
"Akın?"
"Nereye gidiyorsun dedim sana!" Bağırışı kulaklarımı doldururken gözlerimi kapattım.
"Im, ben içeriye gidiyorum. Belki siz özel konuşursunuz." Diyerek Melis içeriye girdi. Gitme, yalnız bırakma beni."Ahsen, nereye gidiyorsun? Son bir-" Elimle ağzını kapatıp bağırmasını engelledim. Elime değen soğuk metalin etkisi bütün vücudumu yerle bir etti. Piercingli çocuk.
"Sus! İnsanların bilmesini isteseydim sana söylemez miydim?" Elimi ittirdikten sonra tek kaşını kaldırdı."Ah! Tamam terasa gidip konuşalım." Dediğinde başımla onayladım. Yürümeye başladığımızda hâlâ sakin olduğu söylenemezdi.
Ne yalan söyleyebilirdim?
Hiçbir yalan gelmiyordu aklıma.En iyisi doğruları söylemekti.
Ya birisi öğrenirse?
Yok ya neden öğrensin?
Öğrenebilir de.Düşüncelerimden sıyrılıp merdivenin son basamağına adım attım. Üzerimde dünden kalmış, kirlenmiş siyah, kısa kollu bir tişört, siyah bir tayt vardı.
Bir dakika?
Akın'ın üzerinde de benimkine benzer bir tişört, siyah bir eşofman vardı.Tesadüf müydü?
"Evet Ahsen, anlat." Dediğinde ellerimi soğuk demirlere koymuştum.
"Sana güvenebilir miyim? Kimseye söylemeyeceğine söz verebilir misin?" Diyerek manzarayı izledim.
"Evet. Söz veriyorum.""Buraya gelmiştim. Birden yanıma ablam geldi. Bana buradan kaçmam gerektiğini söyledi. Kaçmazsam ve benim kim olduğumu öğrenirlerse beni öldüreceklerini söyledi."
"Siktir." Diyerek ellerini yüzüne koydu. Yaklaşık bir dakika kadar o pozisyonda kaldıktan sonra ellerini çekip bana baktı.
"Seni neden öldürsünler?" Dediğinde "Bilmiyorum." dedim.
"Nereye gideceksin?"
"Yurtdışına." Diyerek saçlarımı düzelttim."Ben de geliyorum." Dedi gözlerimin içine bakarak. Gözlerindeki deniz aramıza girmesin, hayır izin vermek istemiyorum. Mecburum ama mecbur olmak istemiyorum.
"Hayır." Dedim ciddi bir ses tonuyla.
"Gitme, dur. Kal ne olur?" Kalmamı istiyor muydu gerçekten?
"Gitmek zorunda olmasam, bırakır mıyım? Elimde olanı yapmaz mıyım?"
"Bırak, seninle geleyim?" Dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım."Hayır, gelme." Dedim sadece.
Yüzümü ellerinin arasına alarak "Gözlerimin içine bak." dedi. Gözlerine baktım.
"Beni sevmediğini söyle, bırakayım." Diyerek beni büyük bir ikilemin içine itti.Mecburdum, ona daha çok bağlanmamalıydım.
"Sevmiyorum seni. İstemiyorum benimle gelmeni." Dedim gözlerinin en derinine bakarak.'Sevmiyorum demiş olabilirim, gözlerim beni ele vermedi mi?' Diye sorasım geldi.
Sustum, her zamanki gibi.
Ellerini yüzümden çekip, sinirle nefesini dışarıya verdi.
"Tamam, gelmiyorum. Siktir git nereye gidiyorsan."
"Tamam." Dedikten sonra, terastan çıkmak için hızlı adımlarla yürüdüm.Hayatım boyunca hep insanlardan utandım. Aslında taş kalpli olduğum felan yoktu. Birisinin yanında ağlamaktan nefret ediyordum.
Babamı ve annemi kaybettiğim akşam, ağlamak istedim, doyasıya. İnsanlar ne yaptı peki?
'Ağlama Ahsen.' Dediler. Ben o günden sonra ağlamadım.
Belki ağlamazsam rüyama gelirler umuduyla bekledim hep, her gece. Öyle olmadı, her gece gelmediler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Şovu
AçãoHer şehrin derininde sırları vardır. İçinde farklı yaşantılar ve değişiklikler barındırır. Normal olmayan bir kızın normal olmayan bir aksiyon macerası. Bu şehrin sırrı onun hayatını değiştirecek midir? Yoksa onu yıkacak mıdır? Yayınlanma tarihi: 1...