IYI OKUMALAR
Tatlıyı yaptıktan sonra mutfak inanılmaz dağılmıştı bende ne kadar yardım edeyim desemde ege abi elime bir kase çilek verip bizi mutfaktan kovmuştu
Şimdide Mehmet beyin kolları arasında büyük bir mutlulukla çilek yiyordum.
Biz tatlı yaptığımızda Mehmet beyler gelmişti, beni yanına oturtup elime nazik ve şefkatli bir şekilde inceledikten sonra yanağımdan öpüp, kulağıma güzel sözler fısıldadı
Biraz sonra midemin bulunacağını, kollarımın kabaracagini biliyordum. Hem yeme bozuklugum vardı hemde çileğe alerjim.
Ama çocukluğumdan beri en sevdiğim meyveydi çilek, Özgür birkaç kere alsa da çok yememi istemiyordu. Ölümcül değildi ama derim kabarıyor ve kaşındığı için uyuyamıyordum
Kollarım kaşınmaya başladığında karnıma kramplar giriyordu. Yine de çileği bırakmak istemiyordum. Hem ya kızarlarsa
Midemin bulanıp, kusma isteğim arttığı an elimde ki kaseyi bir yere koyup koşarak tuvalete gittim.
Midemde ne varsa hepsini kusmaya başladığımda endişeli konuşma sesleri duyuyordum kapının önünde
"Laren iyi misin"
"Laren aç kapiyi" kimse gelsin istemiyordum. Çok kötü durumdayım. Öğürmekten boğazım acıyordu
Kapı açıldığında kusmanin verdiği hisle gözümden akan yaşlar arttı. "Kizi strese sokmayın, geliyoruz" Umay hanımın naif sesini duyduktan sonra kapı kapandı.
"Annecim" yanıma çöken bedenle tüm utanç bedenimi sardı. "İçinde ne varsa çıkar tutma" zarif elleri sırtımı sıvazladığında birkaç dakika daha kusmuştum
Umay hanım hiç iğrenmeden yüzümü temizlediginde başka bir peçeteyle gözümden akan yaşları sildi
"Ne oldu guzelim, niye böyle oldu" endişeli bakışları üzerimde geziniyordu.
Söylemeye çok utaniyordum. "O-o gelsin"Baba diyemiyordum, baba kelimesi bana çok uzaktı. "Kim" Dudaklarımı stresle disledim.
Katilim olmasını istediğim adama sığınmak istiyordum. "Eşin" birkaç saniye gözlerinde ki kırgınlığı gördüm. Ardından gülümseyerek banyodan ayrıldı.
Bakışlarım pis klozete kaydı, aptaldım. Her şeyi mahveden bir aptal
Kapı açıldığında irkilerek geriye sıçradım. O gelmişti, baba kokulu adam gelmişti
Yanıma gelip yüzümü büyük avuçlarının arasına aldı. "Meleğim ne oldu sana" gözümden hala yaşlar akıyordu
"Hadi ama ne anlaştık biz küçük kızlar babalarına her şeyi anlatır" sözleri kalbimin acımasına, çocuk laren'in gözlerinin dolmasına neden oluyordu
Hiçbir şey demeden korkuyla kollarimi beline dolayarak sıkıca sarıldım. İlk başta tepkisiz kalsa da daha sonra sıkıca bana sarılmıştı.
Bu hissettiğim neydi? Geçiyor muydu korkularım, mutlu muydum artık
"Tamam baban yaninda" lanetli kızıl saçlarımı okşayarak beni sakinlestirecek sözleri fisildiyordu. "Baban burada bebeğim"
Buradaydı, babamdi ve buradaydı. Beni seviyordu, ona sığınmaya izin veriyordu ama korkularım vardı. Geçmeyen korkular
"Çileğe alerjim var" yüzümü göğsüne gömdüğüm için sesim boğuk çıkmıştı. "Ne" korkuyla benden ayrılarak beni kontrol etti "niye yedin güzelim, hastaneye gidelim mi?" Başımı hayır anlamında salladım
"Önemli bir şey olmuyor, sadece cildim kaşınıyor" derin bir nefes aldi. Alnımdan öptükten sonra endişeli bakışlarına rağmen gülümsedi
"Seninle ilgili her şey önemli, her sey"
Kendimi önemli hissetmeme neden oluyordu. Önemli ve mutlu
"Bir daha kusmam, kızma bana tamam mı?" Bu mutluluğu kaybetmek istemiyordum. Baba sevgisini bulmuşken kaybetmek istemiyordum.
Bana kızmasını istemiyorum
"Asla kızmam, hem burayı da dert etme. Biz hallederiz hadi gel çıkalım" başımı hayır anlamında salladım. Çok utaniyordum bir kere
Mehmet bey sıkıntıyla nefesler aldı. Kolları arasından çıkıp tuvaleti temizlemeye başladım. "Güzelim biz hallederiz" başımı yeniden hayır anlamında salladım.
Arkamdan ofladığını işittiğimde yerimden sıçradım. Yine de temizlemeyi bırakmadım. Biraz sonra Mehmet beyin büyük bedeni yanıma çöktü. Elinde deterjan vardı
"Madem öyle birlikte yapariz" gözlerim kocaman açılmış ona bakıyordum. O ise hiç iğrenmeden tuvaleti temizlememe yardım etti.
Ben şaşkınlığı üstümden atamadan o temizliği bitirdi. Kollarım kaşınıyor. Uzun tırnaklarımı sertçe koluma geçirdim.
Mehmet bey bana döndüğünde yaramazlık yapmış küçük bir çocuk gibi ellerimi arkadan birleştirdim.
Yuzunde ki büyük tebessum ile bana bakıyordu, "çıkalım mı simdi" çıkmak istemiyordum.
Yüzlerine bakamiyordum ki, saygısızlık yapmıştım ve yapmamaliydim
"Ama meleğim sonsuza kadar kalamayız ki burada" huysuzca omuz silktim, daha sonra bu kadar huysuz olduğum için kendimden nefret ettim
Sevgisini kullanmak miydi bu?
Kollarımı daha sert kazımaya başladığımda sağ kolumdan küçük bir kan aktı. "Babacım yapma bebeğim" Baba kokulu adam Kollarımı tuttu. "Niye çıkmak istemiyorsun"
Yeniden omuz silktim. Derin bir nefes aldığında korkuyla irkildim. Birkaç adım geri giderek aramızda ki mesafeyi arttırdım.
"Özür dilerim, kustum özür dilerim" başımı korku ve utançla başımı eğdim. Kalbim maraton koşmuşum gibi hızlı atıyordu ve canımı yakmaya başlamıştı
"Dileme, suçun yok. Hem herkes yapar"
Başımı kaldırıp baba kokulu adama baktım. Herkes mi yapar, sahi kızmamış mıydı? Hiç mi igrenmedi
Duygularımı anlamış gibi gülümsedi, ya da en azından ben öyle düşündüm. Birkaç adımda yanıma ulaştı. "Şimdi kimseye görünmeden odana çıkalım mı?"
Usulca başımı sallamıştım. Ona karşı olan utancım gitmişti. Yerini içimde yaşamaya çalışan o küçük kız çocuğuna bırakmıştı
Bedenimi nazikçe kucağına aldığında, o güzel baba kokusu burnuma doldu. İstemsizce başımı omzuna gömdüğümde kokusunu içime çektim.
Kokusu beni rahatlatıyordu, huzur gibiydi... baba gibiydi
SON
Nasıldı?
Sizce laren alışıyor mu?
Baba dese mi artik ya?
İleri ki bölümlerde ne olsun?
En sevdiğiniz sahne?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl [Tamamlandı]
Teen FictionNe zaman başlamıştı her şey? doğduğumda öz ailemden koparılmamla mi yoksa aynı evi paylaştığım adamın baba değil bir canavar olduğunu anlamam mı? Peki ne zaman yaşamaya, nefes almaya başladım... evet evet o gelince, hayatım onunla güzelleşti ama onu...