-21-

2.7K 126 6
                                    

Bölüm Fotoğrafı;

Bölüm Fotoğrafı;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İYİ OKUMALAR

gözüm yerde ki saç tutamlarımdaydı. o kadın makası gelişi güzel saçlarıma geçirerek beni mahvetmişti. ağlamaktan gözümde yaş kalmamıştı. gözlerim acıyordu, içlerininde kıpkırmızı olduğuna emindi.

karanlık büyük odanın kapısı sertçe açıldığında dışarıdan gelen yüksek mavi-kırmızı ışıklar gözlerimi kamaştırdı. dudaklarımdan firar eden bir inlemeyle yüzümü soğuk kanlı zemine gömdüm. her adım sesi kalbimin korkuyla çarpmasına neden oluyordu.

duyduğum titrek ve korku dolu ses gözlerimi açmama neden oldu. "larenim" yanıma çöken bedene baktım. özgür kanayan yaraları ile bana bakıyordu. odaya birkaç kişi daha girdiğinde korkuyla çırpındım. özgür yaraları parmaklarını koluma sardığında korku dolu gözlerim onu buldu.

"korkma meleğim, seni çözecekler" zincirler açıldığında özgür beni korumak istermiş gibi kucağına çekti. "ö-özgür çok korktum" şoktan çıkar çıkmaz kollarına atlamıştım. parmakuçları sakinleşmem için belimi okşuyordu. "geçti ama geldim, hadi gidelim bu cehennemden" başımı salladığımda beni kucağına aldı.

adımları sarsaktı, ayağa aksadığında ikimizde yere düşmek üzereydik. yere bastığımda kolundan tuttum. doğru düşünemiyordum ama canının yandığını biliyordum. kolunu omzuma atarak beni göğsüne çektiğinde artık biliyordum. beni tüm bunlardan koruyacağını biliyordum.

bir arabaya bindiğimizde annesine ne olduğunu sormadım, beni nasıl bulduğunu hiçbi şeyi sormadım. sadece onun göğsünde biraz soluklandım.

özgür'ün Anlatımıyla;

Polislerin seslerini bana çarpıp geçmelerini hissediyordum ama hareket edemiyorum. sadece önümde ki cesede bakıyorum, annemin cesedi

ona anne demek bile doğru gelmiyor ama onu tanımlayacak başka kelimem yok, az önce polis tarafından vurularak önüme düştü, göğsünden hala oluk oluk kan akıyor

gözleri kapalıydı ölmüştü, dudakları bu soğuk depoda morarmaya başlamıştı

gelen sesler ile ürpererek kendime geldim. sarsak adımlarım yaralarım yüzünden mi sarsaktı yoksa annemin ölüşü yüzünden mi bilmiyorum

polisleri takip ederek bir odaya girdiğimde gözlerim dolu.

Laren, benim güzel sevgilim yüzünden akan kanlarla yerde yatıyordu, az önce sarsak olan adımlarım hız kazandı, yanına çöktüğümde korkuyla bana baktı. ne yapmışlardı ona, nasıl bir insan ona böyle bir şey yapabilirdi, acıyla inlediğinde onu kucağıma çektim.  "buradayım sevgilim, tamam geçti" beni duymuyor gibiydi

büyük ihtimalle şoktaydı, parmaklarını acıyla tuttuğunda oraya baktım. parmakları...

sanki nefesim kesildi, bunu nasıl yapmıştı. polislerden birine bağırdığımda sargı getirdi. hızla kesilmiş sadece birkaç kasın ve tendonun tuttuğu parmaklarını sardık

onu mahvetmişlerdi ve sancılı bir süreç bizi bekliyordu.

Laren'in Anlatımıyla;

araba hastanenin önünde durduğunda içeri girdik. özgür önce yaralarıma baktırdıktan sonra beni bir odaya götürdü. parmaklarımda bir sürü sargı vardı ağrım azalmıştı ama kesikler hala kendini belli ediyordu.parmak uçlarımı hissetmiyordum.

içeride sadece abim vardı. yatakta yatıyordu kendinde değil gibiydi.

sarsak adımlarla yanına gittiğimde uyandırmaktan korkarak yanına oturdum. "a-abi"  onları dağıtmıştım. toparlamak isterken her şey daha kötüye gitmişti. abim mahvolmuştu kim bilir diğerleri nasıldı

odanın kapısının açılma sesini duysamda bakmadım. ta ki özgür omzuma dokunup babamı görene kadar

...

saatler geçmişti ısrarlarım sonucu eve gelmiştik. anne ve babam benimle odamdaydı. diğerlerini zar zor odasına yollamıştı. babam beni en güvenli alanıma çekip sıkıca sarılmıştı.

"güzel meleğim, birtanem benim" kötü saçlarımı okşuyordu eli, eskisine göre daha çirkindim. gözlerim dolmuştu "şşt dolmasın o gözler" annem yanağımı okşayarak gözyaşlarımı sildiğinde ona sarıldım.

neden bilmiyorum ama sadece ona söylemek istiyordum. "anne saçlarım çok kötü" fısıldayarak konuşmamın bir işe yaramadığını sesimin tüm odada dağıldığını biliyordum. annem bir süre babamla bakıştıktan sonra küçü çocuyla ilgilenen anne gibi bana baktı. "düzeltiriz annecim, istersen takma saç takarız sen ne istersen" alnımdan öptüğünde ona daha çok sokuldum.

babam yavaşça omzumu okşadı. "özgürde sende iyi olacaksın" bakışlarım ona döndü. "özgürün gidecek yeri yok, hem ayağı aksıyor burada kalsa olur mu? eski evde yalnız kalmasın"

böyle bir şeyi onlardan isteme hakkım yoktu biliyorum ama özgür'ü bırakamazdım. o benim her şeyimdi

babam şefkatle gülümsedi. "bebeğim tabi ki burada kalacak, iyileşse de bırakmayız" heyecanla kollarımı boynuna doladım. gülerek bana sarıldığında gözlerim kapanıyordu. sanırım tolga abimin verdiği ilaç yüzündendi.

gözlerim tamamen kapanmadan önce son duyduğum kapının açılma sesiydi.

...

sesler duyuyordum ama hala çok uykum vardı. "iyi mi" annemin sesiydi bu, nazikçe saçlarımı okşuyordu. "iyi annem korkma, hadi sende dinlen" bilincim tekrar kapanıyordu. "özgüre çorba götürdüm. uyansın laren'e de içirelim" ve bunlar bilincim kapanmadan önce duyduğum son şeylerdi

SON

Nasıldı?

Sonunda mutlu günler başlıyor mu dersiniz?

Laren'in ailesinin özgürü kabul etmesine ne diyorsunuz?

en sevdiğiniz sahne?

Kızıl [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin