Bölüm Fotoğrafı;
İYİ OKUMALAR
"laren"çığlıklar duyuyordum, birisi bağırıyordu bana sesleniyordu. etraf karanlıktı ne olduğunu anlamıyordum. sanki göğsümün üstünde büyük bir yük vardı. canımı yakıyor, nefes almamı engelliyordu. "laren kurtar beni" kim olduğunu bilmiyorum, hem çok tanıdık hem de bana bir o kadar uzak bir sesti.
"laren" bedenimin sarsılması ile yüksek bir uçurmdan düşüyormuş gibi hissettim.
gözlerimi açtığımda etrafa baktım. tolga abi yanıma oturmuş endişeyle bana bakıyordu. "abim iyi misin?" boğazım kupkuruydu, nefes alamıyordum sanki kalbim öyle hızlı atıyordu ki göğsümde büyük bir ağrıya neden oluyordu
tolga abi dudaklarıma bardağı yasladığında birkaç yudum içtim. "tamam abim sakinleş hadi" elleri yavaşça saçlarımda dolanıyordu. bir süre sonra nefesim düzeldi kalbimde ki sızı azaldı.
"yine mi kabus gördün" başımı salladım. bu eve geleli 4 ay olmuştu ama son 2 aydır kabuslarım artmıştı. eskiden bu eve ilk geldiğim zaman kabus görmezdim. sanki onların varlığı beni rahatlatıyordu ama artık öyle değildi. son 2 aydır kabuslarımı onlar bile durduramıyordu.
"abim bak istemedin ama, bir psikolog arkadaşım var gel ona gidelim" tolga abim ne zaman kabus görsem hep aynısını söylüyordu ama olmazdı. daha aileme dertlerimi, geçmişimi anlatamazken şimdi bir yabancıya hiç anlatamazdım. başımı hayır anlamında salladığımda abim beni kollarıının arasına aldı. "tamam güzelliğim geçti abin yanında"
yanağımdan öptükten sonra birlikte yatağa yattık. kollarının arasında kendimi daha güvende hissediyordum. "küçük meleğime masal anlatayım mı" başımı daha çok göğsüne gömerken bir yandan da başımı evet anlamında salladım. tolga abimin bana masal anlatmasını, yamaç abimin uykuya dalana kadar kulağıma ninni fısıldamasını seviyordum
sanki hiçbir şey değişmemişti, sanki onlardan hiç kopmamıştım da küçük kız kardeşlerine masal okuyor ninni söylüyor gibiydiler
abim yine kendi uydurduğu güzel bir masalı anlatmaya başladığı anda gözlerim kapanmaya başladı. bir süre sonra kollarında uyuyakaldım
...
"larennn" bedenime vurulan yumuşak yastık darbeleri ile gözlerimi araladım. efe gülerek yastıkla bana vuruyordu "yaa uyann" bir yandan da öküz gibi bağırıyordu. "efe uykum var"
"abi diyeceksin efe ne ya" efe'yi cidden çok seviyordum. en mutsuz olduğum anlarda bile moralimi yerine getiriyordu. "yoo efe diyeceğim" yastığı kenara bırakıp üstüme atladığında koca bedeni yüzünden altında eziliyordum. yine de kahkahalar atarak saçlarını tuttum "ya çekil üstümden yaa"
o da gülerek yanağımı ısırdığında odada sadece ikimizin kahkahaları yankılanıyordu. birbirimizin saçlarını çekerek yere düştüğümüzde acıyan sırtımız önemli değildi hala kahkahalar atıyorduk
"şşt enerjik gençler bu ne tantana ya" mehmet bey odaya girmiş kapının önünde bize bakıyordu "baba görüyorsun demi kızını resmen saçlarımı yoldu ya" mehmet bey ikimizi de ayağa kaldırdığında kollarımı beline doladım. "hiçte bilee, beni yastıkla dövdü"
mehmet bey gülerek saçlarımdan öptü "öyle mi meleğim, gel biz seninle kahvaltıya inelim" birlikte odadan çıktığımızda efe arkamızdan gülerek söyleniyordu "bu evde çifte standart var"
değişişyordum sanırım, aylardır o kadar mutluydum ki sanki tüm geçmişte ki yaralarım ailem tarafından sarılıyordu
birlikte aşağı indiğimizde herkes masadaydı. neşeyle zıplayarak kendimi yamaç abimin yanına attim. "ooo kızıl prensesim uyanmış" gülerek yanağımdan öptü "günaydınn" annem tabaklarımızı doldurduğunda tabağıma baktım. yeme bozukluğum eskiye göre toparlanmıştı, azda olsa bir şeyler yiyebiliyordum. tabağımda ki peynirleri yemeye başladım. dakikalar sonra kapı çaldığında ege abi koşarak kapıya gitti
"babaa" korkuyla bağırdığında hepimiz ayaklanmıştık "çiçeğim siz burada durun" annem yanıma oturduğunda abimler ve babam yanımızdan ayrıldı. ne olduğunu merak ediyordum, kim gelmişti de herkes birden kapıya toplanmıştı
"annem hadi sen ye" başımı hayır anlamında sallayarak ayağa kalktım tam yanlarına gidecekken yamaç abi hızlı ve endişe dolu adımlarla yanımıza geldi. kaşlarım çatılmıştı. "abim hadi gel yukarı çıkalım biz"
ne oluyordu, ne görmüşlerdi de hepsi birden korkmuştu. abimin kollarımı tutan ellerinden kurtulup koşarak kapıya gittim. abim arkamdan seslenerek beni tutmaya çalışsa da izin vermedim. babam ve abilerim yere çökmüş dikkatle bir şeye bakıyorlardı
efe abimi kenara çektiğimde gördüğüm beden nefesimi kesti, günlerdir kalbime giren ağrılar hissettiğim agrının yanında bir hiçe dönüştü. ellerim titriyor yer sanki ayaklarımın altından kayıyordu
dudaklarım zorlukla aralandığında sadece tek bir kelime çıkabilmişti "özgür"
SON
nasıldı?
eğlenceli başlayıp kötü bitti
hikaye çok kötü gitmeye başladı sanki, çok fazla atlama var bölüm yazmayı bırakıp bir düzenlesem mi ya?
özgür sonunda hikayeye katıldı, ne düşünüyorsunuz?
sizce bundan sonra ne olur?
laren sizce neden hala mehmet beye baba demiyor?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl [Tamamlandı]
Teen FictionNe zaman başlamıştı her şey? doğduğumda öz ailemden koparılmamla mi yoksa aynı evi paylaştığım adamın baba değil bir canavar olduğunu anlamam mı? Peki ne zaman yaşamaya, nefes almaya başladım... evet evet o gelince, hayatım onunla güzelleşti ama onu...