14┃Kimle?

1K 78 0
                                    

Haktan uykuya dalınca ses çıkarmadan evden çıkmıştım, kavga ettiği kişileri bulacaktım. Haktan'a sorsam söylemeyeceğini biliyordum, bu yüzden kendim bulmaya karar vermiştim.

Kahvehaneye gittim ilk olarak çünkü Eren oradadır diye tahmin ediyordum. Eren mahallenin habercisi gibi bir şeydi, her şeyden ilk onun haberi olurdu.

Kahvehaneye girdim ve Eren'i orada göremeyince tezgahta duran Mustafa abiye hitaben konuştum.

"Selamun aleyküm abi." dediğimde ellerini silip bana baktı.

"Aleyküm selam koçum, otursana." dedi.

"Yok abi, sağ ol. Eren'i arıyorum da, burada mı?"

"Tuvalette. Hayırdır, bir sıkıntı mı var?"

"Yok abi, bir şey sormam lazım ona." dediğimde kafasını salladı.

Bir süre sonra Eren tuvaletten çıktı ve bu tarafa doğru geldi.

"Hoş geldin Ataham abi, neden oturmuyorsun?"

"Sağ ol kardeşim, bir şey sormaya geldim sana."

"Sor abi." dediğinde ona yaklaştım ve sordum.

"Haktan kavga etmiş birileriyle, haberin var mı?" dediğimde kafasını salladı.

"Kimle etti?"

"Mansur abilerle etti abi, olayın tam ne olduğunu bilmiyorum." dediğinde kafamı salladım.

"Peki kardeşim, sağ ol." dedim ve kahvehaneden ayrılıp Mansur'ların takıldığı yere gitmeye başladım.

Mansur mahallenin çocuğuydu, neden böyle bir şey yapmıştı ki? Haktan'ın bu mahalledekilere zararı dokunmazdı, aksine faydası dokunurdu.

Sonunda sürekli takıldıkları yere gelmiştim, Mansur'un tam karşısına geçtim.

"Ne diye Haktan ile kavgaya giriyorsunuz lan siz?" dediğimde sırıttı.

"Aleyküm selam. Gerçi sen Allah'ın selamını neden veresin ki? İbnenin tekisin."

"Neyden bahsediyorsun?" dedim, hâlâ sırıtmaya devam ediyordu.

"Diyorum ki ibne değil misin?"

"Ne ibnesi lan! Durduk yere ne diyorsun?"

"Durduk yere mi?" dediğinde bu mevzuyu daha fazla uzatmamaya karar verdim.

"Sana bir soru sordum; Haktan ile neden kavga ettiniz?"

"Neden sevgiline sormuyorsun?" dediğinde derin bir nefes alıp ayağımı kaldırdım ve yanağına tokat atarmış gibi vurdum ayağımla. Yere yığıldı.

"Soruya soruyla niye cevap veriyorsun pezevenk? Sana bir soru soruyorum şu sebepten desene, gerçi kesin salakça bir sebeptir de." yerden yavaşça kalkıp karşıma geçti.

"Kudurma lan! Seni de mi dövmemizi istiyorsun?"

"Seni de mi derken? Haktan'ın karşılık vermediğine adım kadar eminim lan, salaklar topluluğu." elini yakama atacakken bileğinden tuttum ve yavaşça çevirdim bileğinden.

"Neden kavga ettiniz." dedim yavaş yavaş.

"İbneymiş. Bir ibnenin mahallemizde olması için bir hak yok." dediğinde gülüp bileğini daha fazla sıktım.

"Kim karar verdi buna? Siz mi?" dedim sinirden sırıtırken.

"Beğenemedin mi?" dedi ve tam bileğini çekecekken iyice döndürdüm bileğini.

"Bırak lan!" dedi öbür elini bana uzatarak, o elinin bileğini de tutup karnına gızlıca bir tekme geçirdim.

"Kaşınma piç! Ben Haktan gibi size merhamet etmem, onun da neden merhamet ettiği gayet açık. Yani anlayacağın ben onun acımasız hâliyim, anlıyor musun? Ölüp ölmemen, yaralanıp yaralanmaman, ailenin ne yapacağı, sevdiklerinin ne yapacağı umrumda değil bile. Haktan ise bunları en ince ayrıntısına kadar düşünüyor. Sırf erkeklerden ya da "benden" hoşlanıyor diye mi o hâle getirdiniz? Boşu boşuna size iyi davranıyor, çevreye karşı azıcık olsa bile acımasız olması gerektiğini söylemem lazım sanırım." dedim ve üstüne yürüdüm, ardından yumruklarımı suratına geçirdim.

Bir süre sonra hareketsiz kalınca arkamdan gelen arkadaşlarıyla uğraştım, işimi bitirip üstümü düzelttim ve son kez onlara baktım. Her birinde en az bir kırık veya çatlak vardı.

İlk olarak fırına doğru ilerledim ve iki tane ekmek alıp eve doğru ilerledim. Haktan'ı daha fazla yalnız bırakmamalıydım. Pek bir şeyi yoktu ama yine de insan ister istemez endişeleniyordu.

━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━

Bu bölüm biraz intikam gibi oldu...

Yazım hatalarım varsa affola.

Umarım beğenmişsinizdirr.

Atahan - BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin