"Niye arabaları bu kadar çok seviyorsun?" dedi Haktan ben arabanın kaputunu açarken. Yanıma geldiğinde işinin olmadığını söylemişti.
"Bilmem, nedeni yok." dedim kaputu sabitlerken.
"Sen neden seviyorsun?" dediğimde cevap verdi hemen.
"Senin sevdiğin kadar sevmiyorum, ben satıyorum." dediğinde ona baktım.
"Aslında, gerçekten nedeni yok, düşününce. Uğraşmayı seviyorum ben de yani." dediğimde bir şey demedi, önüme dönüp işime baktım ben de.
"Sana bir şey sorabilir miyim?" dediğinde arabayla uğraşırken konuştum.
"Sor." dediğimde biraz bekleyip konuştu.
"Ailenle aranızda tam olarak ne gibi bir sorun var? Yaptıklarını söyledin ama ne bileyim, merak ettim. İstemiyorsan cevaplama, sadece merak ettiğim için sordum." dediğinde cevap vermedim, o da konuşmadı. Ardından cevap verdim arabayla uğraşmaya devam ederken.
"Onlar benim gerçek ailem değil, evlatlık almışlar beni ben daha 2 yaşındayken falan işte." dediğimde bir şey söyleyemedi.
"Sonra da beni günah keçisi olarak kullanıp çocukları zorlamak istemedikleri için her şeye beni zorladılar yani. Kısacası ben onların oyuncağı gibi bir şeyim, onların gözünde. Sadece ikisi biliyor Derya falan bilmiyor, dün de onu öğrendiği için gelmişti."
"Ciddi misin?" dedi sadece, ona baktım.
"Yalan borcum mu var?" dedim tek kaşım havalanırken.
"Üzüleceksen falan siktir et, üzülme. Ben üzülmüyorum, senin üzülmene de gerek yok." dedim ve yanına gidip oturdum.
"Peki gerçek ailen?" dediğinde yandaki açılmamış su şişesinin kapağını açıp birkaç yudum içtim ve geri kapattım.
"Anne tarafım bırakmış beni zorla yetimhaneye, annem direnmiş ama engel olamamış bildiğim kadarıyla. Sonrasında da babamı da bulup annemle birlikte öldürmüşler. Bildiğin namus davası gibi bir şey yani, hangi devirdeysek?" dediğimde dikkatlice yüzümü inceledi.
"Bu kadar rahat anlatıyorsun da, üzülmüyor musun ki hiç?" dediğinde güldüm.
"Üzülüyorum da, olmuşla ölmüşe çare yok. İlk öğrendiğim zaman yıkıldım, sinirlendim falan, biliyorsun öfke problemlerim var biraz. Bulacaktım işte onları öldürenleri. Ama vazgeçtim sonradan, belki annem öyle bir şeyi yapmamı istemezdi, 2 sene önce falan cidden gittim hatta yaşadıkları yere, sonra annemle ilgili sorular sordum biraz, iki yalan sıkıştırdım araya. Melek gibi bir kadın olduğunu söylediler valla, hepsi de aynı şekilde. O yüzden vazgeçtim işte." dedim gülümserken.
"Şu yaşında bile bu kadwr şeyle mücadele etmişsin, ben çıldırırdım herhalde."
"Ben oradan çok mu normal gözüküyorum sence hayatım?" dediğimde güldü.
Cüzdanımı çıkarıp içindeki vesikalığı aldım ve masaya koydum.
"Bak, annem." dediğimde fotoğrafı eline aldı ve inceledi. Gülümsemişti.
"Annene benziyorsun." dediğinde gülümsedim ben de, ardından mbür fotoğrafı da çıkarıp koydum masaya.
"Bu da babam." dediğimde babamın fotoğrafını da aldı eline ve onu da inceledi.
"Zerre alakan yok babanla bu arada." dediğinde güldüm.
"Boyum çekmiş sanırım sadece ona, öyle demişlerdi. Annemle fotoğrafları da var da, yanımda değil şu an, çerçevelettim onu." dediğimde gülümsedi.
"Babam da iyi insanmış aslında biliyor musun? Onun için de iyi şeyler söylediler, annemle de zaten görüşüyorlarmış ama dedemler, dayımlar falan izin vermemiş babam işsiz diye. Ne kadar da saçma değil mi ama?" dediğimde kafasını salladı.
"Fazlasıyla."
--------
Umarım beğenmişsinizdir
Sanırım bir veya iki bölüm daha Atahan'dan ilerleyeceğim çünkü cidden aklıma bir şey gelmiyor, resmen tıkandım bu kitap hakkında, karakterleri sevgili yapınca biraz zorlaşıyor sanırım benim için yazmak ama eninde sonunda yapacağız.
Neyse fikirleriniz varsa paylaşabilirsiniz dikkate alırım
Bu arada yeni bir kitap yayımladım ona da bakabilirsiniz, çerezlik bir kitap, saçma gelebilir, öylesine yazdıpım bir şey (bu kitapta tıkandığım için ^_^)
İyi gecelerrss
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atahan - BxB
Short StoryAtahan 8 ay önce ailesiyle kavga etmişti, babasını bıçaklamıştı. Babası ondan şikayetçi olmamıştı ama Atahan artık o evde daha fazla durmak istemiyordu, bu yüzden kendine bir mahalleden ev tuttu ve orada yaşamaya başladı. Bir tamircide de çalışmaya...